ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 3900
Yazar: C.Yakup Şimşek
UYDURMA TÜRKÇE

Türkiye'de 1932'de TDK'nın kurulması ve onun eliyle kelime uydurulması kafaları sürekli meşgul etmiştir. Kelimelerin işâretiyle ve sözlerin delâletiyle düşünerek dertlerimizi anlatıp unutmak varken dilimizin kendisi bize başlı başına bir dert oldu. Hem de ne dert: Yaza yaza, anlata anlata  bitmez...

Uydurma kelime nedir?
Dilin -tabiî yapısına ve kaanunlarına aykırı olarak- bünyesine zorla sokulmuş kelimelerdir. Burada asıl mesele, kelimenin kök-ek yapısı filân değil, dile girip yerleşme şeklidir. (Türkiye’deki dilcilerin belki yüzde doksanı "dilin yapısı ve kaanunları" denince ilk olarak kelimenin kökünü, ekini anlar. Maalesef böyle...) 

Dilin tabii yapısı, üzerinde zor kullanılmadan (kendisinin yaşayan uzviyetine uygun olarak) şekillenen bünyesi demektir.
Dilde zor kullanmak ne demektir? Herhangi bir sosyal topluluk (halk, kavim, millet vd.) tarafından benimsenip kullanılan dil unsurlarının (ek, kelime, tabir, atasözü) hâkim bir güç (devlet vb.) eliyle  değiştirilmesidir. Bu tasarruf, millete yapılan haksızlık ve zulümdür; üstelik herhangi bir zulümden çok daha ağır netîceler doğurur.

Uydurmacılık İnsana Zararlıdır

Dilde zor kullanarak sun'î, ânî ve yabânî değişiklikler yapmak insanların beynine kanser bulaştırmak gibidir. Çünkü;
1. Dildeki bu sun'î, ânî ve yabânî değişme insanların zihnî faâliyetlerinde (düşünme, idrâk etme, muhâkeme) az çok yavaşlama, aksama, durma, tıkanma ve zorlanmalara yol açar. Bir insanın beynindeki aksamalar, vücûdunun diğer uzuvlarındaki rahatsızlıklardan daha elîm ve daha vahimdir. Sağlıklı düşünememek; hep yalan yanlış anlayıp yarım yamalak anlatmak insanın ruh sağlığını tehdîd eder.
2. Dili yapan, ortaya çıkaran, ona vücut ve şekil veren unsur devlet değil millettir; dolayısiyle dilin sâhibi de millettir. Bunun için, dildeki değişmelere onun asıl sâhibinin karar vermesi lâzımdır. Bu kararları devlet verirse ne olur? İnsan hakları yok sayılmış, haksızlık bir dile yayılmış olur.
***      
Türkçede mevcut bir kelimenin atılarak yerine resmî kuvvetle ve birdenbire dile sokulan (uydurma) kelimeler üzerinde geniş geniş, derin derin düşünüp tahliller yapmak lâzım (Türkiye’de dille uğraşanların kaahir ekseriyeti bunu yapmaz).

Uydurmanın Ettikleri
(Bu başlığı
"Uydurmanın Etkileri" diye atsaydım belki kimse yadırgamazdı. Ama o uyduruk, bana uymazdı. Zannetmeyin ki uyduruk kelimeler yalnızca "Osmanlıca" kelimeleri öldürüyor...)
Bu (uydurma) kelimelerin dil ülkesine girişi kaanunsuz ve uygunsuzdur. Bunları uyduran devlet, kitabına da uydurmuştur: "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek..."
Hâlbuki bunun tam aksi oldu: Türk dilinin güzellik ve zenginliğinin üzeri örtüldü; yeryüzü dilleri arasındaki değeri düşürüldü.

Geçenlerde 40 kişilik bir sınıfta konuşurken kullandığım “aliyyülâlâ” kelimesini anlayan bir tek talebe çıkmadı. “Peki...” dedim “perfect ne demek? Beautiful nedir?” Şıp diye bildiler...
Evet, artık “perfectbeautiful” gibi İngilizce birçok kelime çocuklarımıza “aliyyülâlâ” gibi sözlerden daha tanıdık ve yakın geliyor. Buna yüzlerce örnek daha gösterilebilir.
Demek "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek..." istiyordunuz, öyle mi?
“Çok beautiful, yâni perfect!”
(Bu "Türkilizce" bir ölçüde TDK'nın eseri... Onu da anlatırım inşallah.)

Bakın da Türkçeyi “yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek” nasıl oluyormuş, görün...

Yazar: C.Yakup Şimşek
11-05-13
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 3
Uğurlu
Derya
Tarih : 12-05-13

Kulaç attığınız deryanın genişliğini derinliğini fark edenlerin olduğunu biliyorum.Ümit ederim ki,manevi ve maddi destekler sizlere ulaşır.Tecrübe birikim ve tesbitlerinizden azami fayda sağlanır.Sabrınız azminiz cehdiniz afiyet üzere olsun,kolay gelsin.

 
Alaettin
Fikir zübdesi
Tarih : 12-05-13

Mühim mevzuun müşahhas, hülâsâ tedbirleri, idrak için kifâyetli misaller ile vaziyetin vehametine bir bidâyet yapılmış. Fikrinize,emeğinize sağlık ve ziyadelik niyaziyle.

 
AHMET
YENİ KİTABIN MUKADDİMESİ
Tarih : 12-05-13

Yakup Hocam, maalesef, bu uydurma devrinde meram anlatmak zor. Uydurmaya karşı çıkanların birçoğunun karşı çıktığı uydurmacılık da farklı. "Türkçenin kelime yapma yollarına uygunsa, uydurma sayılmaz." diyenler de uydurma muhalifi. Giden kelimelerin bıraktığı boşluk ne olacak demiyorlar. Bu yazı -ve muhtemelen bundan sonrakiler- bu husustaki kafa karışıklığını izale eder inşaallah. Bir ümidimiz de bu yazının yeni bir kitabın mukaddimesi olması. Yeni yazıları bekliyoruz.

 
UYDURMA TÜRKÇE
Online Kişi: 15
Bu Gün: 108 || Bu Ay: 1.748 || Toplam Ziyaretçi: 2.229.010 || Toplam Tıklanma: 52.242.112