HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN!

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / RAMAZAN- ORUÇ- İNSAN

Okunma Sayısı: 3435

Yazar: Fahri Üner

HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN!

1428 senedir hiç bıkmadan usanmadan getirdiği güzellikleri ile beraber Ramazan bu yıl da bizi ihmâl etmedi, yine geldi. Hoş geldi safâlar getirdi.

“Güzel ahlâkı tamamlamak, kemâle erdirmek için” gönderilen Yüce Peygamber’in (s.a.v.) bu vazîfeyi yerine getirebilmek için en büyük yardımcısıydı Ramazan…

Onunla öğrendik hâlden anlamayı (modern tabirle: empati yapmayı), dünyaya egolarımızı tatmin etmek için değil başkalarının da mutluluğuna yardım etmek için gönderildiğimizi öğretmek, hep "Ben ben!" değil "biz" demeyi, kardeşim, komşum, akrabam… demeyi anlatmak, bize emâneten verilen servetimizde başkalarının da hak sahibi olduğunu, gerçek servetin Mâlikü’l-Mülk olan Yüce Allah’ın olduğunu hatırlatmak, kısacası insana "adam gibi adam" olmayı öğretmek için geldi Ramazan.

Noksandık; kemâle erdirmek “kâmil mü’min” yapmak arzusuyla koşa koşa geldin; ne iyi ettin de geldin ya Şehr-i Ramazan!

11 ay önceydi. Sen yine gelmiş ve diyeceklerini usanmadan yine demiştin; ancak biz o güzellikleri çabuk unuttuk, etrafımızdakilerin hâlinden anlayamaz hâle geldik, servetimize servet katacağız derken fakirin, muhtacın, yetimin, iş yerimizde çalışan işçinin hâlinden anlayamaz olmuştuk. Doymak bilmez iştahımızla her türlü nimetten bol bol dolduruyorduk midemize. Hiç aklımıza gelmedi bunları bulamayan milyonlarca “kardeşimiz”. Sofralarımızdan atıverdiğimiz yiyecekleri, ekmekleri bulamayan milyonlarca “kardeşimiz” bulunduğunu unuttuk, hatta ve hatta biz kendi çocuğumuz ve ailemizden başka herkesi unuttuk. Yüce Allah’ın “kardeş” yaptığı milyarlarca “kardeşimiz” olduğunu unuttuk. İşte Ramazan bize tüm bu vb. güzellikleri hatırlatmak için geldi. Terbiye edicilerin en mükemmeli olan Rabbimiz bizi bu güzel ahlâkla terbiye etsin, bu eğitimden pay almayı nasip etsin.

Bize “sonsuz” nimetlere ulaşabilmek için “geçici” zevklerimize birazcık gem vurmayı öğretmek için, gerçek mutluluğun öbür âlemde olduğunu hatırlatmak için geldi.

Bizi daima “kötülüklere” teşvik eden bir nefsimiz olduğunu hatırlatmak için, nefse sahip çıkmayı, onu terbiye etmeyi öğretmek için geldi.

İşte diğer ibadetlerde olmayan bütün bu güzel hasletlerinden dolayı olsa gerek Hz. Allah “benim için tutulan orucun mükâfâtını vermek bana aittir” buyurdu. Yani, kim ne kadar pay sahibi olabilirse bu güzelliklerden, ona göre mükâfât vereceğim.

Her mü’min Ramazan'da bir hisse bulur kendine ait.

Hakkıyla tutulan bir orucun günah defterini tertemiz yapacağını bilir de sonsuz bir ümit ve heyecan duyarız yediden yetmişe.

Varlıklı mü’min malının zekatını vermenin heyecanıyla gönlünde sonsuz bir sürur hisseder.

Hayırsever zenginlerimiz iftar sofraları kurarlar ve bu davetine karşılık Yüce Mevlânın sonsuz ikramlarına ulaşacağını düşünerek hiç bitmemesini ister Ramazan'ın.

Muhtaç olan ise bilir ki zenginlerin kendisine yardımcı olacaktır ve “Ya Rabbi, ne muazzam bir nizam sahibisin sen, senin nizamında mağdur olan yok” der ve servet sahiplerine vefa duygusuyla bakar.

Hanımlar en güzel iftarlıkları hazırlayabilmek için marifetlerini sergilerler. Aile içi mutluluk tarif edilmez bir seviyeye ulaşır.

Çocukları apayrı bir neşeye boğar Ramazan, tavşan orucu tutarak “büyük” olmanın talimini yaparlar, akşamları teravihlere giderek salâvâtlara, dualara iştirak eder “mü’min” olmayı öğrenirler.

Bir araya gelemeyen mü’minlerin yakası bir araya gelir, saf saf oluruz teravihlerde yüksek seslerle dualar, ilticalar ulaşır Rahman’ın dergahına.

Aman ya Rabbi! Ne büyük bir eğitim ocağıdır Ramazan… bu eğitimden eğitilmiş olarak geçmeyi nasip et, bizi “kemâle” erdir Allahım.

Yazar: Fahri Üner	06-07-13
E mail: Mail Adresi Yok		Tweet

Yorumlar: 2

hasan hüseyin
devamını beklerim			Tarih : 10-07-13
hocam Allah sizden razı olsun,ne güzel mevzu,ne güzel his,inşallah hepimiz bunu anlayabiliriz,ama hocam bu yazı bir ay değil onbir ay istiyorum,hayırlı ramazanlar,

uğurlu
İrfana açılan kapı: Hâcet			Tarih : 08-07-13
Duyuş, hissediş ve farkında olmanın zengin tasavvuruna dikkat çeken;Hâcet ocağında pişmeye başlayıp irfan meyveleri ile bizlere ulaşan kardeşimizi tebrik eder, Mübarek ayın vesile olduğu hayırlardan nasiplenmek dileğiyle.