ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / HUKUK HİKÂYELERİ
Okunma Sayısı: 2181
Yazar: Ali Karahasanoğlu
28 ŞUBAT DÂVÂSINDA İLK YAPILMASI GEREKEN

28 Şubat’ta ilk iş suç duyurusu olmalı!

Ceza hukukunun en temel tartışması, “cezalandırmanın amacı”dır..

İnsanların bazı eylemlerine ceza verilmesi ile ne amaçlanmaktadır?
“Korkutma-caydırıcılık” cevabı, klasik karşılıktır..
Hem suçu işleyeni korkutup, caydırmak.. Hem de henüz suç işlememiş olan toplumun diğer fertlerini korkutup, caydırmak...
Suç işleyen, cezayı görecek, tadacak ki.. Bir daha yanlış fiili işlemeyecek..
Suç işleyenin başına geleni toplum görecek ki.. Benzer davranışa teşebbüs etmeyecekler.
Beşeri ceza hukukunun “öte dünya hesabı” diye bir konusu da olmadığı için..
Dünyadaki cezalandırma, onlar için daha da bir anlam kazanıyor..
“Cezalandırma”da hedeflenen amacı, 28 Şubat olayları bağlamında masaya yatırırsak..
Çetrefil bir manzara ile karşı karşıya kalırız.
75 yaşında, 80 yaşında, ahı gitmiş vahı bile kalmamış adamları yargılıyoruz.
Bu adamlar açısından, cezada caydırıcılık amacını gerçekleştirmenizin bir faydası var mı?
Bu yaştan sora, ne darbesi yapacak ki, o adamlar?
Yaşı bırakın.
Yıllar önce çoğu emekli olmuş.
Konumları da, yeni bir darbe suçu işlemelerine imkan vermez.
İçlerinde ne Genelkurmay Başkanı var. Ne Genelkurmay Genel Sekreteri.
Bugün başlayacak olan yargılamada, “Sanıklar cezalandırılmasın”  anlamında söylemiyorum bunları..
Bir kıyas için giriş yapıyorum.
Askerlerin konumları bu.
Bir de darbenin, medya, siyaset ve iş adamı uzantıları var.
Üstelik bunların yaşları da, yerli yerinde.. Konumları fevkalade!..
Dönemin gazetecileri, hâlâ basın dünyasında en kritik noktadalar..
Hürriyet’in başındaki adam.. Milliyet’in, Sabah’ın, Cumhuriyet’in (Bir İlhan Selçuk öldü. Bir de Mustafa Balbay, ikinci darbe girişimi sebebi ile cezaevine girdi) vesairenin başındaki adamlar, hâlâ gazeteciliğe devam ediyorlar..
Yaşları da öyle, 80-85 falan değil.
Yeni bir darbe girişiminde, kolları sıvayacaklarından hiç şüpheniz olmasın..
İş adamları da öyle..
Koç çevresindekiler.. Sabancı çevresindekiler..
Ve diğerlerinin etrafında odaklananlar..
Hiçbirisi tasfiye olmuş değil..
Siyasette; dönemin Milli Savunma Bakanı, halen CHP’de milletvekili..
Ve diğerleri..
Bu çerçevede, ceza hukukunun en temel amacı olan “korkutma-caydırma” işlevinin, 28 Şubat davasında, “sadece askerler için hayata geçirildiği”ni söylemek, hiç de yanlış olmaz..
Daha önce de tartışıldı..
Gazetecilerin, iş adamlarının, siyasetçilerin bu dava kapsamında sorgulanması istendi..
Ama şu ana kadar, böyle bir dalga başlatılmadı..
Bugün başlayacak olan duruşmalarda, mahkemenin ilk yapacağı iş, bir suç duyurusu yapmak olmalı.
“Ben sadece bunları yargılarsam, adaleti sağlayamam. Aynı suçu birlikte işlemiş üç kişiden birisini yargılayıp, diğer ikisini göz göre göre es geçmek, görmezden gelmek, adalete olan güveni, mahkemeye olan inancı sarsar. Bu iş kimsenin de, öyle keyfine kalmış bir iş değildir. Madem savcılık iddianame hazırlamış, 28 Şubat sürecinin mimarlarının cezalandırılmasını istemiştir.. Bu sürecin asker dışındaki diğer mimarları için de iddianame düzenlenip, önüme getirilmelidir” diyerek, suç duyurusunu yapmalı..
Böylece, ceza hukukundaki temel amaç olan “korkutma-caydırma” amacı, topal kalmasın..
“Biz iş adamıyız.. Bize bir şey olmaz” diyerek, askerin yargılanmasından, bazıları kendisine pay çıkarmama yanlışına düşmesin..
Biz gazeteciyiz.. Bizi cezalandırmaya kalkarlarsa, dünya ayağa kalkar. Biz cezadan muafız. Bugün darbe ortamı olsun, yine havaya girer, darbeye çanak tutarız” havasına kimse kapılmasın..
Biz siyasetçiyiz. Siyasetçi, hiç cezalandırılır mı? Demokrasi kültürüne aykırı bu. Her ne kadar biz, demokrasinin altını oymuş isek de.. Kimse bizi sanık sandalyesine oturtamaz” cesaretini, kimse kendisinde bulmasın.
Yargılanan sanıklar da.. Aynı suç duyurusunu yapmalılar: “Eğer bizden 28 Şubat’ın hesabını soruyorsanız.. O günlerde bizi göklere çıkaranlar, parasal destekler sunanlar, partilerinden istifaları ile işimizi kolaylaştıranlar için de iddianame düzenlenmeli. Biz bu suçu, tek başımıza işlemedik” demeliler..
Verilecek cezanın amacı olan “caydırıcılık-korkutuculuk” ancak böyle sağlanabilir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Karahasanoğlu
02-09-13
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
28 ŞUBAT DÂVÂSINDA İLK YAPILMASI GEREKEN
Online Kişi: 31
Bu Gün: 651 || Bu Ay: 9.187 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.659 || Toplam Tıklanma: 52.161.551