ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : SANAT / DÜNYA BİR OYUN- Sinema
Okunma Sayısı: 2732
Yazar: Sema Karabıyık
ÖZÜ BOZULMUŞ BİR DİZİ DAHA: FATİH-HARBİYE

Sözü muhafazakar özü karışık bir uyarlama: Fatih Harbiye

Yaprak Dökümü'nden bu yana ne romanların ruhuna sadık kalınıyor ne de önermesine. Reyting uğruna tahrip ediliyor ama değil mi ki roman satışlarında kımıldanma yaşanıyor dizileştikten sonra kimsenin sesi çıkmıyor. Görselin egemenliği, 100 sayfadan 100 bölüm çıkarma çabası diziyi romana baskın kılıyor.

Roman uyarlamalarının ağırlıklı olacağından bahsettiğim yazıda geçen, romanlara ne kadar sadık kalınacağı tam bir muamma cümlesine, sosyal medyadan muamma değil malum itirazı geldi. Yıllarca yayınlananlar, ekran ömrü kısa olanlar göz önüne alındığında malum elbette ama yeni bir roman yeni bir senarist işbirliğini görmeden malumu ilan etmek de önyargıdan başka bir şey değil.

Sadece Fatih Harbiye'nin değil herhangi bir romanın gittikçe hormonlu hale gelen dizilere ilaç olması imkansız. Yeni karakter ilave edilmesi, olay örgüsünün zenginleştirilmesine ihtiyaç duyulması anlaşılır bir durum. Senaryolaştırma sürecinde romanın ruhunun katledilmesine itirazım. Her romanın aynı şekilde senaryolaştırılmasına.

Fatih Harbiye'nin arka kapağındaki tanıtım yazısı şu şekilde: Eğlenceli, danslı, şaşaalı, zengin ve modern bir hayatın baştan çıkarıcı çekiciliği. Sakin, denenmiş, mütevazı dostluklarla ve eski değerlerle donatılmış bir hayatın insanı saran huzuru. Bu iki hayat tarzı arasında hafif baş dönmeleriyle gelgitler yaşayan genç bir kız.

Romanın arka kapağında yer alan bir hayatın insanı saran huzuru, dizinin ilk sahnelerinde katledildi. Şinasi'ye ilave edilen kız kardeş vesilesiyle altı boş ağır bir dram olarak başladı dizi. Yazarın ifadesiyle doğu batı, zengin fakir, sınıf farkı, adı ne olursa olsun iki farklı yaşam tarzından bahsediliyor güya ama o hayat tarzı farklılığı dakikalarca süren bekaret kontrolüne indirgeniyor. Hani mahallenin huzuru, Fatih'in huzuru?

Senaristin namus konusunda kafası o kadar karışık ki hangi karakter neyi neden savunuyor belli değil! Senaryoya feminist bakış açısı hakimken 10 dakikayı bulan kontrol sahnesinden dolayı başka anlamlar çıkıyor ortaya. En acısı da bir tecavüz olayı var ama o kadar cılız bir şekilde dile getiriliyor ki adeta gizleniyor. Neticede namus adına kızını zorla istemediği biriyle evlendiren bir aile figürü çıkıyor ortaya çünkü aileden kimsenin tecavüzden haberi yok. Kız birine gönlünü kaptırdı ve bir hata yaptı zannediyorlar. Tecavüz es geçildiği için tecavüzcü ve annesi gayet rahat tavırlarla hatta yamalı bohça tabirleri eşliğinde evliliğe zoraki razı oluyor. Bu kadar da değil zengin hayatı merak ederek bin bir dolap çevirerek partiye giden Neriman da aslında tacize uğradı ama o taciz de senaristin umurunda değil. Macit'in tacizinden kendini korumaya çalışırken bir anlık panikle denize atladığı için Neriman utandı, ama yaptığı tacizden Macit'in en ufak bir pişmanlığı yok. Neriman'ı zorla çekiştirerek tekneye götüren, diğerlerinin gelmesine müsaade etmeyen, ilk dakikada kızı tacize başlayan kendisi değilmiş gibi. Gecenin en çok utananı Neriman oldu tacize uğradığı için değil; tecavüzden korktuğu için. Yalan söylediği için değil, yalanı ortaya çıktığı için.

Taciz tecavüz olayını üstü örtülü geçip, meseleye erkek bakış açısıyla bakıldığı, yıllar önce yazılan bir roman kusurlu bakış açısına rehin verildiği sürece ne tacizlerin sonu gelir ne de tecavüzlerin. Ha önümüzde daha çok bölüm var oraya da geliriz diyorsa dizi ekibi geçmiş olsun ilk iki bölümde yazdığınız senaryo ile namusun ne kadar gereksiz hayat karartıcı bir detay olduğunu anlattınız, neredeyse kızlara cinsel özgürlük narası atmadığınız kaldı.

Senaryonun iddiasına göre Aslı'nın hayatını karartan uğradığı tecavüz değil namus gerekçesiyle istemediği bir evliliğe zorlanması; Neriman şahit olduklarının etkisiyle kendini denize attı, denizin ortasında tanımadığı yabancı bir adamın tacizine uğradığı için değil. Macit'in mağarada mı büyüdün çıkışı alt metni fazlasıyla açık ediyor.

Muhafazakarların temsilcisi Şinasi'nin buzlanmış içki sofrasında, Neriman'ı partiye giderken gördüğünü arkadaşına anlatırken kurduğu, üzerinde açık saçık elbise vardı ama prensesler gibiydi cümlesi 'sözü muhafazakar özü karışık' erkeklerin yaldızının düştüğü andı.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Sema Karabıyık
12-09-13
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ÖZÜ BOZULMUŞ BİR DİZİ DAHA: FATİH-HARBİYE
Online Kişi: 26
Bu Gün: 302 || Bu Ay: 6.319 || Toplam Ziyaretçi: 2.237.350 || Toplam Tıklanma: 52.313.058