ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 3053
Yazar: Yusuf Kaplan
MEDENİYETE KOŞAN BEYAZ MEDÎNE ATLARI...

Beyaz atlar kişneyecek... uzun, zorlu bir yürüyüşe çıkmaya hüküm giyilecek... hakikat medeniyeti yeşerecek, boy verecek... bütün insanlara ve varlığa hakikatli ve leziz meyveler armağan edecek...

MEKKE BULUNACAK, MEDİNE KURULACAK VE MEDENİYETE ULAŞILACAK

Mekke'nin izini sürecek beyaz atlar... Mekke'yi bulacak ve Medine'yi kuracaklar...

Mekke bulunacak, Medine kurulacak ve medeniyete ulaşılacak...

Mekke bulunmadan Medine kurulamaz; Medine kurulmadan da medeniyete ulaşılamaz zira.

Özetle: Mekke'de tohum ekilecek, Medine'de tohumlar yeşerecek ve 'medeniyet meyvesi'ni verecek...

HAKİKAT, EMANET VE MEDENİYET

İnsan emaneti üstlendi: Kutlu hazine'yi ve kutsal vazife'yi...

İnsan dediğin, iyi gün dostu değildir yalnızca; karagün dostudur aslında.

İşte hakikat medeniyeti, bütün karagünlerin, kapkaranlık günlerin üstesinden gelebilecek zorlu yolculuklara çıkmaya hüküm giyebilen karagün dostu, yürek insanlarının ülkesidir.

Başka bir deyişle, hakikat medeniyeti, ilke'lerinin izini süren; ilke'lerini ülkü'lere dönüştürme cehdi gösteren; ülkü'lerinin yer'ini bulması, 'dil'ini kurması, konuşması, hakikat şarkısını bestelemesi ve nihayet ülke'sine kavuşması için beyaz atlara binen fikir, oluş ve varoluş çilesi çeken hakikat erlerinin eseridir.

MEKKE, RUH; MEDİNE, 'BEDEN'; MEDENİYET, İNSAN'DIR

Mekke, ruh; Medine, bu ruhun 'beden'i; medeniyet ise bu ruhla bedenin inşa ettiği 'insan'dır.

Mekke, ribat; Medine irtibat; medeniyet ise hakikatle kurulan rabıtadır.

Mekke, 'derin geçmiş'; Medine direnen, dirilen ve dirilten şimdi; medeniyet ise güven veren gelecek'tir.

'Derin geçmiş'lerini yitirenlerin hal'lerini kendi ellerine alabilmeleri de, istikbal'e yürüyebilmeleri de muhaldir, ham hayalden ibarettir.

MEDİNE'LERİNİ YİTİRENLER, MEDENİYET'LERİNİ DE YİTİRİRLER

O hâlde, istiklal, istikbal'in tohumu; istikbal'se istiklal'in sonucudur.

Başka bir deyişle, Medine, medeniyet'in tohumu; medeniyet'se Mekke'den süt emen, ruh devşiren ve herkese medeniyet ruhu üfleyen medine'nin çocuğudur.

İstikbal, istiklal'de (Mekke'den devşirilen ruhun kurduğu Medine'de) gizlidir ve 'istiklal'in / medine'nin kanatlarında yükselir.

İstiklal'lerini yitirenler, istikballerini de yitirirler; beyaz atlara binemezler ve uzun soluklu koşulara çıkmaya hüküm giyemezler.

İstiklal'in şafağı peygamberlerin kurdukları Medine'lerde atar.

İstikbal'in bayrağı ise peygamberlerin Medine'lerle kemale erdirdikleri medeniyetlerde dalgalanır.

O yüzden, Medine'lerini yitirenler, medeniyetlerini de yitirmekten kurtulamazlar.

O yüzden, medeniyet çökmüşse, Medine'ler göçtüğü içindir.

Özetle, Mekke'den süt emmeden Medine kurulamaz; Medine kurulmadan da herkese ruh üfleyen medeniyete ulaşılmaz.

MEKKE'DE İSTİKLAL RÜZGARI ESER, MEDİNE'DE İSTİKBAL RUHU YEŞERİR

İstiklal, istikbalin habercisidir. İstiklal, istikbale gebedir çünkü.

İstiklal, istikbalin çocuğudur; istiklal uğruna verilen yılmaz mücadelelerin doyumsuz sonucu.

İstikbal, insanı, miracına ulaştırmak için yorulmak nedir demeden koşan, koştukça coşan istiklalin beyaz atları burakların kanatlarında yükselir.

İstiklal rüzgârlarının estirdiği hava, istikbale ruh üfler. Hâl'e hakikat aşısı yapar ve çocuğunu armağan eder istikbal'e.

Beyaz atlar kutlu buraklar, Mekke'yi bulur; Medine'yi kurar ve böylelikle medeniyete ulaştırırlar bizi.

MEKKE, TOPRAK; MEDİNE, TOHUM; MEDENİYET, MEYVE'DİR

Alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz (sav), kendisini, 'ilmin Medinesi' olarak tarif etmiştir. O yüzden, Medine'de, Mekke'den süt emen, ruh devşiren hakikat medeniyetinin tohumlarını ekmiştir.

Mekke toprak; Medine tohum; medeniyet ise, meyveye duran hakikat ağacıdır.

Mekke, hakikatin hayat bulduğu; Medine, hakikatin hayat olduğu; medeniyet ise, hakikatin herkese ve her şeye hayat sunduğu leziz meyveler veren 'münbit yer'dir.

İnsan, Mekke'de Hakk'a kul olarak istiklal'inin tohumlarını eker ve putları yere serer: Medine'de ise, medeniyeti kuracak istikbal'in yapıtaşlarını döşer.

Beyaz atlar, kutlu buraklar, Mekke'de kişner, yola düşer... Medine'de küheylan'a dönüşür ve insanı medeniyete 'götürür'.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yusuf Kaplan
27-04-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MEDENİYETE KOŞAN BEYAZ MEDÎNE ATLARI...
Online Kişi: 9
Bu Gün: 404 || Bu Ay: 862 || Toplam Ziyaretçi: 2.226.453 || Toplam Tıklanma: 52.218.570