İSLÂM DÜNYASININ BELİNİ BÜKEN İKİ ÜLKE: İRAN VE SUUDİ ARABİSTAN

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : DÜNYADA NELER OLUYOR / İSLÂM ÂLEMİ

Okunma Sayısı: 1487

Yazar: Ali Nur Kutlu

İSLÂM DÜNYASININ BELİNİ BÜKEN İKİ ÜLKE: İRAN VE SUUDİ ARABİSTAN

İSLÂM DÜNYASININ BELİNİ BÜKEN İKİ ÜLKE: İRAN VE SUUDİ ARABİSTAN İslam dünyasının iki sorunu İran ve Suudi Arabistan

Filistin sorununun çözümsüzlüğünün sebebi İsrail, İngiltere ya da Amerika değildir, İslam ülkelerinin kendisidir. Nüfus olarak, ekonomi olarak en önemlisi enerji kaynağı olarak dünyada söz sahibi olabilecek İslam ülkeleri başarısız, ırkçı, mezhepçi, darbeci, ümmete ihanet eden yönetimler yüzünden her konuda başarısızlık sergiliyor.

Batı sadece bu başarısızlıkları destekliyor, körüklüyor ya da teşvik ediyor. Kimse başımıza gelen şu andaki musibetlerin sebebini İsrail'e, Batı'ya bağlamasın. Filistin davasına ihanet edenler,, Türkiye'de ülkesine ihanet edenleri, Mısır'da darbe yapanları yabancılar zorla mı ihanet ettirdi?

İhanet bireysel ve tercihe bağlı bir tutumdur, kimse zorla ihanet ettirilemez.

İslam dünyasında sorun üreten ve bir homojen ümmet yapısının oluşmasını engelleyen birçok ülke vardır ama iki ülke bunları domine eder: İran ve Suudi Arabistan. İkisi de ruh ikizi düşman kardeşlerdir. İslam dünyasında bütün mezhep ayrılıklarını bu iki ülke körükler, destekler ve öncülük eder. İran Şia mezhebini, Suud Vahhabiliği bir din olarak görür ve her yerde ana siyaset eksenine oturtur. İki ülkenin bölge siyaseti diğerinin karşıtlığı üzerine kurulmuştur ve asla taviz vermez.

Her iki ülkenin mezhep anlayışı, kendinden başka tüm İslami düşünceleri İslam dışı sayar ve elinden gelse hepsini yok etmek ister. Her iki ülke bütün enerjisini ve parasını başka mezhepteki Müslümanları kendi mezhebine çekmek için harcar.

İran, Sünnileri Şiileştirmek, Şiileri güçlendirmek için; Suud da Şiilerin etkinliğini kırmak ve diğer mezhepleri Vahhabileştirmek için muazzam servetler harcar ve insan kaynağı istihdam eder. Dışişleri, istihbarat ve ekonomi aktörleri güçlü ilişkilerini mezhep perspektifinden bakarak kurar.

İki ülke de kendi iktidarlarına ve mezheplerine zarar vermeyeceğine ya da faydasına inandığı herkesle ilişki kurar, darbeleri, diktatörleri destekler ve yardım eder. İran Suriye'de Esed, Irak'ta Maliki, Lübnan'da Nasrallah gibi militarist ruhlu diktatörleri destekler. Suud, Mısır'da Mübarek'i ve şimdi Sisi'yi, Libya'da darbe yapan Haftar'ı, Tunus'ta, Fas'ta, Yemen'de, Ürdün'de, Kuveyt'te diktatör eğilimli eski rejimleri, Filistin'de Abbas'ı destekler.

Ayrıca Vahhabi, selefi ve Şii aşırı uçtaki örgütlerinin hepsinin arkasında bu iki ülke vardır. İşid'in beyin yıkma merkezleri Ürdün'dedir ve Ürdün Suud demektir. Irak'ı kasıp kavuran Işid zulmünün doğuş yeri Suud'un desteklediği Ürdün'deki gizli medreselerdir.

Enteresan olan ise Suriye'deki Işid'in arkasında da İran vardır. Suriye'deki İşid güya Şii düşmanı ama bugüne kadar Şii Esed rejimine tek bir kurşun sıkmamış ve hep Sünni muhalifleri öldürmüştür. Gerçek şu ki Işid'in içinde Suud ve İran sızmış her fırsatta kendi çıkarları için kullanmaktadır.

İki ülke de hiçbir zaman Müslüman olmayan bir ülkeyle savaşmamış ve mücadele etmemiştir. İran da, Suud da İsrail'e karşı tek bir kurşun atmamış, slogandan öteye somut bir yaptırımda da bulunmamıştır.

İki ülke de çıkarları doğrultusunda el altından düşmanlarıyla, dostlarının düşmanlarıyla görüşür ve ilişki kurar. İran bir zamanlar 'Büyük Şeytan' dediği Amerika ile nerdeyse dost oldu, Suudi Arabistan'ın doğrudan İngiltere ve dolaylı olarak İsrail ile sıkı ilişkileri var.

Şaşırtıcıdır, her iki ülke de iki konuda ittifak halindedir. Biri İhvan düşmanlığı, diğer Türkiye karşıtlığı.

Mısır'da Sisi'nin darbesini Suud ve Dubai finanse etti. Dubai sermayesinin büyük çoğunluğu Şii kökenlidir ve İran'ın etkisindedir. İhvan'ın tüm üyelerini tek tek öldürseler iki ülke de bundan büyük mutluluk duyar.

İran da Suud da Türkiye'nin bölgede güçlenmesinden rahatsızdır. İran Türkiye'deki tüm Caferileri, Şiileşmiş Sunni grupları, bazı Alevi örgütleri destekler.

Suud Türkiye'deki El Kaide, Selefi, Işid sempatizanlarına, Körfez üzerinden Türkiye'deki hükümet karşıtı gruplara finansal destek verir.

İki ülke de ümmet bilincine sahip tüm grupları dışlar ve ümmet mayasının tutmasını engeller.