ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TÂRİH / TÂRİHİN ARA SOKAKLARI
Okunma Sayısı: 2207
Yazar: Muaz Ergü
BALKAN HEZİMETİNİN MUHASEBESİNİ YAPTIK MI?

Balkan hezimetinin muhasebesini yaptık mı?

Utanç Verici Bir Hezîmetin Muhasebesi

Mustafa Çalık'ın hazırlamış olduğu ‘Bir Asır Sonra Balkan Savaşları’ adlı kitapla Balkan Savaşları yenilgisinin muhasebesi kıvırmaksızın yapılıyor. Muaz Ergü yazdı..

Muhteşem zaferlerle ve büyük yenilgilerle dolu bir tarihimiz var. Büyük ve muhteşem… Aynı zamanda kaydı tutulmamış, muhasebesi yapılmamış, yeterince anlatılmamış, yeterince anlaşılmamış bir tarih. En güzel dirilişlerin ve en hüzünlü yıkılışların tarihi… Tarihimiz şimdilerde övgüyle sövgü arasında gidip gelen bir sarkaca hapsedilmiş, herkes onun bir ucundan tutuyor ve koparırcasına çekiyor. İşimize geldiği zaman şanlı tarih söylemleriyle sarhoşuz, işimize gelmediğinde düşmanız geçmişe.

Övünüyoruz ya da yeriniyoruz tarihin koridorlarında yürürken. Ama yeterince de bilmiyoruz ne olup bitmiş. Yenilgilerimizin üzerini örtüyor, görmüyoruz hataları. Zaferlerimiz yeterince coşturmuyor. Geçmişi bazen bütün hatalardan münezzeh zamanlar olarak görme taraftarıyız. Geçmiştekileri dokunulmazlaştırma… Bazen de yakıp yıkıyoruz her şeyi. Geride hiçbir şey bırakmamacasına… Maalesef belleği kıt, hafızası zayıf bir toplumuz.Olmuş olanları olduğundan farklı görüyoruz tarihin aynasında.

Balkan felaketinden çıkarmamız gereken dersler

Mustafa Çalık, hazırlamış olduğu ‘Bir Asır Sonra Balkan Savaşları’ adlı kitabıyla yukarıda betimlemeye çalıştığımız fasit daireyi cesurca parçalıyor. Balkan Savaşları yenilgisinin muhasebesi kıvırmaksızın yapılıyor. Kitap, Balkan Savaşları ile ilgili konusunda uzman kişilerin makalelerinden müteşekkil. Savaşa hem savaş teknikleri hem de psikososyal açılardan yaklaşılıyor. Ayrıca Balkan Savaşları ile ilgili bazı kitapların kritikleri de yer alıyor. Makaleler yanlışlarımızı, hatalarımızı, cesur ve kompleksizce yüzümüze vuruyor. Mustafa Çalık bu çalışmayla çok değerli bir misyonu gerçekleştiriyor. Bir yönüyle yürek dağlayan bir facia, bir yönüyle de tarihimizin en utanç verici yenilgilerinden biri olan ve yeniden kendimize gelmemiz ve olan bitenin muhasebesini yapmamız için fırsat sunan Balkan Savaşları ile ilgili bir bellek, bir hafıza meydana getiriyor. Aslında bu işin çok daha önceleri bürokrasinin askeri ve sivil yetkililerince yapılması gerekirdi.

‘Bir Asır Sonra Balkan Savaşları’, Çalık tarafından kaleme alınan çok çok hüzünlü, can yakıcı bir takdim yazısı ile başlıyor. Çalık şu satırlarla Balkan Savaşlarına dikkati çekiyor: “Balkan felaketi, bizim için ‘Millet Mektebi’nde kıyamete kadar okutacağımız iki dersten ibaret bir pedagoji hükmündedir: Birincisi, toprağına ne kadar kök salmış olursan ol, iyi savunamadığın bir vatanı nasıl kaybedersin; ikincisi, bir gün buna mecbur kalırsan eğer, akılsızlıklara, alçaklıklara ve hıyanetlere izin vermeyerek ve nasıl dövüşerek savunursun, vatan ve namusunu!...”

Kitaptaki Yılmaz Öztuna, Mehmet Beşikçi,Doruk Akyüz, Mustafa Yeni,Mesut Uyar, Nevzat Kösoğlu, Hasip Saygılı, Oğuzhan Saygılı, Haluk Duman beylerin makalelerini okudukça facianın nasıl meydana geldiğini daha bedihi anlayabiliyoruz. İktidar kavgaları, stratejik yanlışlar, ruhi çöküntüler, ihanetler, iman, ahlak ve medeniyet kaybı… Daha önceleri imparatorluğa bağlı bir toprak parçası olan Balkanlardaki hazin yenilgi ve geri çekiliş kültürel, askeri boyutları tüm yönleriyle ortaya konuyor. Askerin aşırı politize olması, Balkanlardaki felaketin ayak seslerinin duyulmasına rağmen ordudaki geniş çaplı terhisler, bölgeye gönderilen rütbelilerin tecrübesizliği, yöre insanlarının direnmeksizin teslimiyetleri, imparatorluğun merkezindeki siyasilerin koltuk kavgaları, seferberlik kurumunun gereği gibi çalıştırılamaması gibi etkenler yenilgiyi beraberinde getiriyor.

Bulgaristan ve diğer müttefiklerin katliamları sansürlendi

Kitapta dikkate değer, daha önceleri fazla düşünülmemiş iki çalışma da İsmail Küçükkılınç’a ait. Lev Troçki’nin Balkan Savaşları kitabı ve Aram Andonyan’nın Balkan Harbi Tarihi kitabı derinlemesine inceleniyor. Yazarın da belirttiği gibi Avrupalı gazeteciler Osmanlı hakkında iyi bir sicile sahip değiller. Mevzu Müslümanlar ve Türkler olduğunda iş değişiyor. Hangi siyasi, ideolojik düşünceye sahip olurlarsa olsunlar bize düşmanlıkta bir araya gelebiliyorlar.

Balkan Savaşları döneminde savaşı takip eden gazeteciler ciddi sansürlerle de karşı karşıyalar. Savaş esnasında Bulgaristan ve diğer müttefiklerin katliamları sansürleniyor. Türklerle hiç alakası olmayan katliamlar Türklerin üzerine yıkılmış. Küçükkılınç bu harpte yalan haberlerin en çok Rus gazeteciler tarafından yazıldığını belirtiyor. Yazdıkları haberlerle Bulgarların gerçek yüzünü ve katliamlarını örtüyorlar. Bir nevi haysiyet cellâdı, düzenbaz kişilikler olarak tarih sahnesinde yerlerini alıyorlar. Yine Küçükkılınç bu düzenbazlara karşı tek başına mücadele eden gazetecilerin varlığını da dile getiriyor. Bunların başında Troçki geliyor. İsmail Bey‘in incelediği Troçki’ye ait Balkan Savaşları kitabı Bulgaristan ve Bulgar ordusunun Müslümanlara yaptığı zalimlikleri ayrıntılı bir şekilde işliyor. Troçki aynı zamanda bağımsız bir aydın ve gerçek bir gazeteci olarak sorumluluğunu yerine getiriyor. Dürüst kişiliği dolayısıyla savaş sahasına götürülmüyor. Yaralı asker ve subaylarla kurduğu ilişkiler, görüşmeler katliamların varlığını ortaya çıkarıyor. Troçki savaş dönemindeki kıyımların sistematik olduğunu, bir çok Rus gazetelerinin kıyımları görmezden geldiğini ve demokrat entelijansiyanın da bütün olana bitene sessiz kaldığını söylüyor.

Cedit Neşriyat'tan çıkan ‘Bir Asır Sonra Balkan Savaşları’, tarihimizin çok feci ve korkunç hadiselerine ayna tutuyor. Bulgar çetelerince süngülenen bebekler, yüzlerce yıldır yaşadığı yurdundan koparılıp yollara düşürülen, yokluğa, sıkıntıya mahkûm insanlar… Diğer yandan savaşmadan mağlup olmak… Makam mevki kavgalarıyla, türlü sorumsuzluklarla toprak kaybetmek… Mesut Uyar’ın makalesinde dile getirdiği gibi: “Son dönem Osmanlı askeri tarihinin en büyük felaketi hiç şüphesiz Balkan Savaşlarında uğranan ağır yenilgidir. Yenilgi, daha doğru ifadesi ile bozgun sadece Balkanlarda değil, Osmanlı İmparatorluğu’nun bütün vilayetlerinde siyasi, sosyal ve kültürel dengeleri değiştirmiştir.”

Türlü boyutlarıyla araştırmak, değerlendirmek, üzerinde durmak son derece elzem olan Balkan Savaşları ile ilgili Mustafa Çalık’ın bu çalışması umarız gereken ilgiyi görür ve yeni çalışmalara kapı aralar. Unutmakla meşhur hafızalarımızın karanlığında kaybolup gitmez. Balkan Savaşları gerçekle alakası olmayan söylentilere malzeme kılınmaz. Siyasi, ideolojik yarışların nesnesi haline getirilmez. Bilenlerin sustuğu, cahillerin bütün yazılı ve görsel basını esir aldığı günümüzde ‘Bir Asır Sonra Balkan Savaşları’ adlı çalışma olan biteni görme hususunda bizlere bir fırsat sunuyor. Bu fırsatı değerlendirmeli!...

Muaz Ergü yazdı.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Muaz Ergü
03-01-15
E mail: dunyabizim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BALKAN HEZİMETİNİN MUHASEBESİNİ YAPTIK MI?
Online Kişi: 20
Bu Gün: 501 || Bu Ay: 5.891 || Toplam Ziyaretçi: 2.214.662 || Toplam Tıklanma: 52.113.224