ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 2004
Yazar: Mustafa Özcan
SÖNEN MEŞALELER, GÖÇEN KALEMLER

SÖNEN MEŞALELER, GÖÇEN KALEMLERPakistan tarafında kalan Azad Keşmir ve başkenti Muzafferabad’a gittiğimizde Cemaat-ı İslami’nin sıcak bir misafirperverliğiyle karşılaşmıştık.  Cemaat-i İslami’nin bölge lideri Abdurreşid Turabi ile tanışmış ve onların mihmandarlığında Azad Keşmir’i dolaşmış,  kolaçan etmiştik.  Misafirperverliklerine doyamamıştık.  Abdurreşid Turabi ile Türkiye’ye gelişlerinde ve çeşitli uluslar arası konferanslarda sık sık karşılaştık. Alaka tazeledik.  İki Turabi Keşmir’in dışa açılan yüzüydü. Daha sonra Elifüddin Turabi ile de karşılaştık ve tanıştık. Elifüddin Turabi uzun yıllar takip ettiğim Keşmir el Müslime dergisinin yayın yönetmenliğini yapıyordu.  Doğrusu bu derginin analizlerinden çok istifade etmiştim. Esasında birikim ve vizyonumuzu yahut eski tabirle nokta-i nazarımızı bu gibi dava dergilerine borçluyuz. Bunlar kuşağımıza yön veren dergilerdi.  Bununla birlikte ikamet değiştirmemiz gibi zorunlu haller yüzünden bu dergilerle zamanla irtibatım kesildi. Araya fasılalar girdi.  En üzüldüğüm hususlardan birisi de adres değişikliğinde bu tür azizliklere uğramamdı.  Çırpınsam da yapacak bir şey olmuyordu.  Kesintilerle birlikte bazı aşina yüzleri de kaybediyordunuz.  Benim de öyle oldu. Bazı dergilerle bağlantılarım koptu. Bu kopuş aslında bir dosttan ve kaynaktan kopuştu. Benim için telafisi pek mümkün değildi.  Bu tür dergilerin revaçta olduğu dönemlerde internet henüz gelişmemişti. Biz de zaten geç intibak ettik.  Keşmir el Müslime dergisinin yayın yönetmeni olan Mevdudi ve Seyyid Ali Geylani gibi zevatın biyografisini kaleme almış olan Elifüddin Turabi’nin vefat haberini öğrenince eski duygularım kabardı ve hasretim depreşti. Geçmişte bu tarz dergilerle olan seyri seferimi hatırladım.  Belki de tek hazzımız bu dergiler penceresinden dünyayı temaşa etmekti.   Onlar bizim manevi ve fikri gıdamızdı.

*

Afgan cihadı tavsayalı beri aslında bu tür dergiler de yavaş yavaş söndü, kayboldu.  Lahor’da Cemaat-ı İslami’nin merkezi tarafından Mansure adlı Arapça bir dergi çıkarılıyordu.  Onun yayınıyla Mevdudi’nin özel kalem müdürü Halil Hamidi Bey ilgileniyordu.  Çok muhterem bir zattı.  Onların yayınladıkları bu dergiyi de takip ediyor özellikle Halil Hamidi’nin yazılarını kaçırmıyordum. İşlek bir Arapça ile yazıyordu. Elifüddin Turabi, Reşidüddin Turabi de esasında Cemaat-ı İslami ekolünden geliyor ve Keşmir meselesi üzerine yoğunlaşıyorlardı.  Halil Hamidi beyi elim bir trafik kazasında kaybettik.  Dergilerin kapanması ve bu tür zevatın ölümü bizde ve kuşağımızda doldurulamaz veya telafi edilemez bir boşluk bıraktı. İnternet ortamının bunu pek doldurduğu ve o sıcak ortamı temin ettiği söylenemez.  Bizi ve kuşağımızı motive eden bu tür dava dergileriydi.  Onların gelmesini iple çekiyor ve onların vasıtasıyla ufkumuzu aydınlatıyorduk.  Şimdi artık bu tür dava dergilerinin hazan mevsimi.  Dergilerin yayın hayatında yaprak dökümü yaşanıyor.  Dönemimizde en parlak dergilerden birisi Kuveyt’te yayınlanan el Muctema dergisiydi. Son sıralarda o da soldu. Haftalık iken aylık periyoda  düştü. Yayın Yönetmeni olan Şaban Abdurrahman ise bu sıralarda Türkiye’de.  Esasında sadece dergiler değil 2013 yılı itibarıyla Müslüman Kardeşlerle ilişiği olan bütün yapılar sürek avına maruz kaldı.

*

Elifüddin Turabi, haklı olarak Keşmir davasıyla Filistin davasının kardeş olduğunu ifade etmiştir. Filistin davası ana dava Keşmir ise mütemmim davadır.   Bu itibarla, Keşmir’de Müslüman Keşmir ( Keşmir el Müslime) dergisi yayınlanırken Filistin’de de onun kardeşi Müslüman Filistin (Filistin el Müslime) yayınlanmakta idi. Bugün namlı Yasir Zeatire gibi kalemler burada yetişti ve piştiler.  Bu dergiler belki soldu ama mektep oldu ve birçok kalemi mezun verdi.  Önemli hizmetler ifa ettiler, geriye nam ve şan bıraktılar.  

Dergilerle ünsiyet kuruyor ve yazarlarıyla da dost oluyorduk.  Bir Almanya ziyareti sırasında merkezi Aachen’da olan Mescid-i Bilal’i ziyaret etmiş ve burada basılan birçok kitap aldıktan sonra merkezin çıkarmış olduğu er Raid dergisine de abone olmuştum. Yıllar yılı bu dergiyi takip ettim.  Derginin fikir babası olan Müslüman Kardeşler eski Suriye murakıplarından İsam Attar artık yaşlandı. Dergisi Raid de can çekişiyor.  Belki de bitkisel hayata girdi. Kağıt baskısı bittiği gibi elektronik baskısı da düzensiz. Neredeyse yayınına son vermek üzere.   Kısaca söyleyebiliriz ki,  hem Raid dergisi hem de sahibi İsam Attar bugünlerde ecelle boğuşuyor olmalı.  Onların geride bıraktığı sıcaklığı arıyoruz. Onlar önden gitse de biz geride kalanların bizi kuşatacak sıcak bir davaya ve onun ötesinde onu omuzlayan dava adamına ihtiyacımız var.  Elbette kurumlarına da…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Özcan
04-01-15
E mail: dunyabulteni.net
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
SÖNEN MEŞALELER, GÖÇEN KALEMLER
Online Kişi: 21
Bu Gün: 332 || Bu Ay: 6.322 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.416 || Toplam Tıklanma: 52.119.086