ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DÜNYADA NELER OLUYOR
Okunma Sayısı: 2007
Yazar: İsmail Kılıçarslan
BU HESABI KİM ÖDER?

BU HESABI KİM ÖDER?Yazıyı yazmak için bilgisayarın başına oturduğum saatlerde Paris saldırılarının bilançosu giderek ağırlaşıyordu. En az 4 ayrı noktaya yapılan eşzamanlı saldırılarda 165 kişinin öldüğü geçmişti kayıtlara. Belki siz bu yazıyı okurken fatura daha da ağırlaşmış olacak.

Yine yazıyı yazdığım saatlerde saldırıları kimin yaptığına dair bir netleşme de olmamıştı. Saldırganların büyük çoğunluğunun öldürüldüğü ifade edilmişti edilmesine, ancak hangi örgüt adına hareket ettikleri belirsizdi. Gerçi, bizim yerli şebbihalar, daha saldırının beşinci dakikasında saldırganların arkasındaki örgütü bulmuşlardı: 'Siyasal İslam.'

İpten kazıktan kurtulduklarına, neredeyse mantıksal hiçbir düzleme göre hareket etmediklerine uzun süredir emin olduğum bu şebbihalar, krizi fırsata çevirmek için sırtlanlar gibi bekliyorlar sosyal medya köşelerinde. Kazara bir sokak köpeğinin burnu kanasa 'bunu da siyasal İslamcılar yaptı, bunu da Müslümanlar yaptı' diye tıslıyorlar. Bu yerli şebbihalara, Suriye savaşının başından beri yüzbinlerce insan katleden eli kanlı diktatör Esed'e açıktan destek vermekten bir kez olsun utanmayan bu insan müsveddelerine artık şaşıramıyorum bile. Bu kez bu haysiyet cellatlarına bazı paralel hesaplar da açıktan destek oldular yazdıklarıyla. Hele buna hiç şaşırmadım.

Şurası kesin: Suriye, Irak, Filistin, Afganistan, Çeçenistan gibi coğrafyalarda adalet duygusunu takip etmek yerine durmaksızın ihtiraslarının esiri olan modern dünya bu gidişle bu ve benzeri bedelleri çok ödeyecek. Artık Paris, Londra, Berlin, Moskova güvende değildir. Dünyanın her yerini Ortadoğu'nun herhangi bir kentine çevirebilecek bir organizasyon devrededir.

Peki bu organizasyonu kim yönetiyor? Açıkça söylemek isterim. Bu organizasyonun birden çok patronu var. Dahası, benzer kötülükleri yapabilecek güçte birden çok organizasyon var. Amerika'nın bir IŞİD'i varsa Rusya'nın da bir IŞİD'i var. Almanya'nın bir IŞİD'i varsa İran'ın da bir IŞİD'i var, Esed'in de bir IŞİD'i var. Örgüt isimlerine takılmayalım. Süreç içerisinde gördük ki mesela Hizbullah'ın IŞİD'den gram farkı yoktur. Mesela bölgeye asker gönderen Rusya'nın (yapıp ettiklerini yapıp etme biçimiyle) IŞİD'den zerre farkı yoktur.

Fransa'daki saldırıyı herhangi bir IŞİD üstlenecektir nasıl olsa. Dolayısıyla bu noktada sorulması gereken 'kim yaptı' değil, 'hangi sonuçlar bizi bekliyor' sorusudur.

Saldırı sonrası Avrupa'nın mültecilere bütünüyle kapılarını kapatacağını öngören uzmanlara büyük oranda katılıyorum. Mülteci alımlarını çok yavaşlatacaktır Avrupa.

Yeni bir İslamofobi dalgası oluşacağı yorumlarına ise şimdilik mesafeli duruyorum. İslamofobi ekenin fırtına biçtiği bir düzlemde yeni bir nefret dalgasını göze almak tam bir çılgınlık olur. Şiddet tetiklenir. Bu konuda Avrupa hükümetlerinin son derece dikkatli davranacaklarını umut ediyorum. Halkta oluşacak İslamofobiyi doğru düzgün yönetemezlerse başlarına yeni çoraplar örüleceğini hesap edeceklerdir.

Elbette G20 zirvesinin en önemli madde başlığı olması beklenen Suriye meselesinde, merkez Avrupa devletleri içerisinde Esed'e karşı tavrı en net olan Fransa'nın bu saldırıya uğramış olması çeşitli dengeleri değiştirecek. Zirvenin Suriye konusundaki ekseni 'halkını öldüren gerzek diktatörden kurtulma' bahsinden 'terörle mücadelede yeni dönem' tartışmalarına kayacak. Esed'in terörist olduğu gerçeği, bu sıcak olay dolayısıyla, bir kez daha gölgelenecek.

2011 yılında bitirilebilecek Suriye ve Esed sorununu devasa bir bataklığa çeviren güç oyunlarının dünyayı getirdiği yer ibretlik bir yerdir. Sırf menfaatleri icabı Suriye'de halkını katletmekten geri durmayan o gerzekleri orada tutmak için harcanan çabanın son derece acıklı sonuçlarından biri de işte Avrupa'nın tam kalbinde, Fransa'da çıkmıştır karşımıza. Üstelik bu oyunun yarın İstanbul'da, Moskova'da, Los Angeles'ta, Münih'te, Roma'da sahnelenmeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur.

IŞİD heyulası üzerinden tüm dünyayı aptal yerine koymanın, Suriye'deki gerçek sorunu gözlerden kaçırmaya çalışmanın hesabını daha kimler ödeyecek, yaşarsak göreceğiz.

Yaşarsak bir şey daha göreceğiz: Yapılan operasyonların bütünü, İslam'ı modern dünyaya hakiki bir alternatif olmaktan çıkarmaktan başkaca bir amaca hizmet etmemektedir.

Ne diyordu Camus: 'İkinci Dünya Savaşı'nda bile bu işler böyle değildi yeğenim. Bu düzen böyle devam ederse bundan gayrısı kıyamettir, bilesin.'

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İsmail Kılıçarslan
15-11-15
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BU HESABI KİM ÖDER?
Online Kişi: 12
Bu Gün: 267 || Bu Ay: 8.871 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.288 || Toplam Tıklanma: 51.932.645