ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1648
Yazar: Kerime Yıldız
CEMAAT ABLALARININ DEMOKRASİ NÖBETİ!

CEMAATİN GARİBANLARIBir önceki yazıma alınanlar, kızanlar var. Cemaat eleştirisini, gündeme göre veya iktidar yandaşlığı için yaptığımı sanmayın. İlk haberdar olduğumdan beri, “Bu nasıl iş?” diye sorardım. Meselâ, fakültedeyken bir sabah kalktık ki bölümdeki cemaatçi arkadaşlar sessiz sedâsız komiser olmuşlar. Sizce bu normal mi? Diyelim ki bunu rejime, darbecilere karşı yapıyorlar. Diğer milliyetçi Müslüman gençlerin niye haberi yok?

Yine bir gün duydum ki askeriyeye bir dönem silme cemaatçiler girmiş. Bu normal mi?

Daha bugüne kadar cemaat dışından bir Müslüman evladının, açlıktan ölecek olsa bile cemaat sermayesinden burs aldığını görmedim. Benden değilsen sürün. Bu normal mi?

Evlilikler, muhakkak kendi içlerinden yapılıyor. Niye, diğer Müslümanların kusuru ne?

Şimdi genç, başörtülü bir hanım, kameralara konuşurken ağlıyor. “Bu ülke hepimizin ülkesi, sâdece zaman okurlarının değil.“ Yapma ya! Ben taş yürekli miyim de bu sözlerden etkilenmiyorum?

Devam ediyor genç hanım:

“Yarın bana çocuğum, ‘Annecim, bu ülke bu hâle gelirken neredeydin?’ diye sorduğunda ‘Yavrum, ben demokrasi nöbetine gittim.’ demek için buradayım.”  

(Bu fakir, cemaatçi bir doktor yüzünden az kalsın ikiz çocuklarını kaybediyordu. “Kendinizi belli etmemek için örtüden ve örtülülerden uzak durun” emrini aldıkları 28 Şubat dönemiydi. Dindar bir doktor düşünün ki bu emir yüzünden başörtülü genç bir hastanın yüzüne bakmıyor. Baksa ne kadar hasta olduğunu görecek. Mecburen ilgilenecek. Abartmıyorum. Bunu aynen yaşadım. Başka bir doktor fark etti de atlattık. Hani, anne-çocuk edebiyatı yapıyoruz da ondan örnek verdim.)

Peki, çocuğu bu anneye şu soruları sorarsa ne olacak?

“Annecim, sizinkiler, yolsuzlukları bahane ederek bu ülkenin seçilmiş Başbakanına, MİT Başkanı’na kelepçe takmak isterken ne yaptın?

“….”

“Yoksa annecim, sen bu adamlara kızıp İstiklâl mahkemelerinde Müslümanları asan Kemalistlerden yana da oldun mu?”

“….”

“Annecim, hadi CHP neyse de sen HDP’ye oy verdin mi?”

“….”

“Bak anne, sormaya korkuyorum, ‘PKK bile bu adamlardan daha iyi“ lafını hiç söyledin mi? Çevrende söyleyen olduğunda ne yaptın?”

“….”

“Kusura bakma da anne, sen hangi demokrasi nöbetini tutmaya gittin?”

Biliyorum, onların çocukları bu soruları sormayacak. Onlar da anne babaları gibi itaatkâr olacaklar. Cemaatin yanlışlarını asla sorgulamayacaklar.  

Kameralara ağlayan genç hanıma seslenmek istiyorum:

Kusura bakmayın ama ağabeyleriniz, devleti ele geçirmek gibi boylarından büyük bir işe kalkıştılar. Müsaade edin de bunun bir bedeli olsun. Devlet ne yapsın, kös kös oturup ikinci hamlenizi mi beklesin? Eğer siz kazansaydınız, bu olanlar ne ki?

2013’ün Kasım ayında “Zaman Kardeşlik Zamanı” diye bir reklam yayınlandı. Subliminal mesaj ne demek, az buçuk anlarım. Çevremdekiler şâhittir, “Bu reklam kardeşlik mardeşlik reklamı değil. Düpedüz Erdoğan’ı tehdit ediyorlar. Ayağını denk al, diyorlar.”  dedim. Hattâ bu konu  hakkında hemen bir yazı yazacaktım ama fesatlık yapmak istediğim zannedilir diye vazgeçtim. Bir ay sonra 17 Aralık darbesi oldu. Yani Hükûmet cemaatin isteklerine boyun eğse memlekette yolsuzluk falan yoktu. (30.12. 2013 târihli “Ateşi Kıvılcımken Söndürmeli.” başlıklı yazımda bu reklamdan bahsettim.)

“Zaman Kardeşlik zamanı” sözüne hiç inanmadım ki “Demokrasi Zamanı” sözüne inanayım.

Ben, demokrasiye inanıyorum. Seçime inanıyorum. Bu halkın verdiği oya saygılıyım. Beri taraftan McCartizm’e de isyan ediyorum. Kurunun yanında yaşların yanmasına itiraz ediyorum. Daha ne yapayım?

Cemaatçiler, bunun değerini bilmeliler. Çok ama çok bilmeliler. Onlar, bunu asla yapmazlar. Yukarıdan emir almadan kimseyi savunmazlar.

Not: Ahmet Taşgetiren’in dün yayınlanan “Hainler!” yazısını lütfen okuyun, okutun, herkesi haberdar edin. Çok şükür, hâlâ böyle yazanlar var.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Kerime Yıldız
10-03-16
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
CEMAAT ABLALARININ DEMOKRASİ NÖBETİ!
Online Kişi: 12
Bu Gün: 259 || Bu Ay: 8.071 || Toplam Ziyaretçi: 2.240.713 || Toplam Tıklanma: 52.360.328