ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 2187
Yazar: Ömer Lekesiz
ASIL VAHŞİLER İÇERİDEDİR

AĞLAMA ALNIN KIRIŞIR!Merasim Sokak'taki vahşetten hemen sonra, içeride yani Ankara'da onlara yardım ve yataklık yapan birileri olmadan o terör olayının gerçekleşemeyeceğini yazmıştım.

PKK'nın siyasi temsilcisi HDP'ye bu açıdan bakılmasını ve oradaki sorumluların yeni bir vahşete kalkışmalarını önlemek için etkisiz hale getirilmesi gerektiğini belirtmiştim.

PKK medyasının yazıcıları, Şehid Malcolm X üzerinden bana saldırarak, infaz talebinde bulunduğumu yazdılar.

Demokratik bir hukuk devletinde bunu kimsenin isteyemeyeceğini onlar da bal gibi biliyorlardı ama konu HDP=PKK'nın savunması olunca iftira dahil her yola başvurmak onların tabiatındandı.

Önceki gün ise, “Ölsem de Türkiye'yi bırakmam, Türkiye benim her şeyim” diyen genç adamın sözleri eşliğinde, alev alev yanan bir Ankara görüntüsü, yabancı televizyonlarda sabaha kadar aktı durdu.

Söz konusu talebimden dolayı bana sataşan, fırıldak tabiatlı bir yazıcı ise o sabah yüzü kızarmadan şunları yazdı:

“Teröristlerin kan içiciliğine ve canavarlığına işaret ediyorum etmesine de... Sormadan da edemiyorum: Dikkatler artmışken, olağanüstü önlemler alınmışken, istihbarat alarma geçmişken, güvenlik zirveleri toplanmışken... Nasıl oluyor da bu kadar kısa bir süre içinde başkentin göbeği ikinci kez vurulabiliyor?”

Bu bir soru değil, hem tükürdüğünü yalamak hem de laf cambazlığı yapmaktır.

Olay hangi örgüt tarafından üstlenilirse üstlenilsin, ibre yine HDP=PKK'yı göstermektedir..

Nitekim, yabancı televizyon kanallarında yapılan ilk yorumlar da bu yöndeydi.

Çünkü, HDP milletvekilinin telaş telaşa teröristin evine taziyeye gitmesi, “birkaç güne kadar öcünüzü alacağız” mesajı taşıdığı gibi, bir eş başkanın “yakında şehirlere inilecek, kan gövdeyi götürecek” yollu sözleri herkes tarafından biliniyordu.

Yani ortada meçhul olan, sır taşıyan bir durum yok.

Aksine, göstere göstere yapılan vahşetler var.

Eğer teröristler, başkentin göbeğinde siyasi bir tabelanın arkasına gizlenmişlerse, vahşetlerin hem de kısa aralıklarla tekrarlanmasını önleyemezseniz.

Bu durumda, devlet vakarının ve hukukun içinde durularak, gerekenin ivedilikle yapılmasını istemek bu ülkede yaşayan herkesin hakkıdır.

Mesele bir partinin kapatılıp kapatılmaması, kimi milletvekillerinin seslerinin kesilip kesilmemesi meselesi değildir.

Mesele içerideki asıl vahşiler etkisizleştirilmeden, dışarıdan gelenlerinin engellenemeyeceğidir.

Ve mesele kendilerine uzatılan her mikrofonla devlete küfredenlerin, Türk milletini küçümseyenlerin, ona tehditler savuranların hadlerinin bildirilmesidir.

Bu bir insan hakkı gaspı değildir, bilakis halkın onun ve temsilcisi olduğu örgütün şerrinden korunmasıdır.

Teröristleri partilerinin çaycısı, çorbacısı, misafir amcaoğlusu, teyze kızı olarak Ankara'ya getirenler, eğitenler ve teröre azmettirenler bu vahşilerdir.

Elbette kendi televizyon programlarında, çaldırdıkları sazlar eşliğinde bunları cici, temiz, masum çocuk olarak gösteren medya elemanlarının katkıları da gözardı edilemez.

Yukarıda zikrettiğim şekilde onların beni suçlamalarının bir nedeni, işin ucunun gün gelip onlara da değebilme ihtimalindendir.

Resmi hesabı mıdır bilmiyorum ama nitekim Osmanlı devletini batıran paşanın torunu da, aynı azim ve gayretle sosyal medyadan kin kusarken asıl kendi korkusunu dile getirmiştir.

Hiçbir devlet kendisiyle oynanmasına izin vermez, beslediklerinden bir kısmının hangi niyet ve nedenle olursa olsun yuttuğu her lokmanın ardından devlete ve milletine küfretmesine de tahammül etmez. Bunları bulur ve hukukun gerektirdiği şekilde cezalandırır.

Buradaki problem, PKK medyasındaki ilişkilerin karışıklığı, terörün siyasi destekçisi olan partideki durumun bulanıklığıdır.

Devlet batıran paşanın torunu ile teröristin evine taziyeye koşan parti temsilcisinin durumu eşittir.

“Yakında şehirlere inilecek, terör olayları çok artacak” diyen bir siyasi yöneticiyle, eline tutuşturduğu sazla bir canavardan Küçük Emrah üretmeye çalışan televizyon programcısı aynı alanın bülbülü, aynı yolun yolcusudur.

Daha net bir söyleyişle, asıl vahşiler içeridedir; ya PKK medyasında ya da Meclis'in çatısı altındadır.

Vahşeti üretecek olanları çatıları altında saklayan, besleyen yapılarla, onlara eğitim veren, eylem yaptıran kişi ya da kişiler, bunları cilalayan medya yazıcıları hukuken etkisiz hale getirilmeden terörün bitirilmesi mümkün olmayacaktır.

37 şehidimize rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar dilerken, maruz kalınan vahşetin sonuncusu olmasını temenni ederiz.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ömer Lekesiz
15-03-16
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ASIL VAHŞİLER İÇERİDEDİR
Online Kişi: 23
Bu Gün: 443 || Bu Ay: 9.666 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.403 || Toplam Tıklanma: 51.943.991