ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 1842
Yazar: Mustafa Çelik
Faiz lobisine karşı direnmek Karunlara karşı direnmektir/2

Faiz lobisine karşı direnmek Karunlara karşı direnmektir/2Müslüman halkın alın teriyle, nasırlı elleriyle kazandığı helal parası üzerinden, mevduatını ranta dönüştürenlere, faiz lobisi denir. Faiz lobisinin çıkarttığı iktisadî krizler, Karunların yani kapitalist sistemlerin hayat sigortası hükmündedir.

Faiz lobisi, küresel bir lobidir. Her ülkede şubeleri, ofisleri, mahfilleri bulunur. İslâm topraklarında iktisadî krizler çıkartmak, küresel faiz lobisinin daimi ekmek kapısıdır. Dolayısıyla küresel faiz lobisine ve çıkarttığı iktisadî krizlere karşı direnmek, insan olma, Müslüman kalma ve tevhid merkezli ümmet-i vahide’yi oluşturma derdi olan herkesin azad kabul etmez görevidir. Faiz lobisine karşı direnmek, keyfiliğe, küfriliğe ve cebriliğe dayanan askeri darbelere karşı direnmek kadar önemlidir.

Faiz lobisine karşı isyan ve direniş asla ve kat’a ihmale gelmez. Şunu unutmayalım ki; Osmanlı devletini yıkan faiz lobisi oldu.

Faiz, fertleri, aileleri, cemiyetleri ve devletleri yakan bir ateştir. Bakınız Osmanlı İmparatorluğu, İslâmi bir imparatorluktu. İslâm’da faiz yasaklanmıştı, haramdı. Yasaklanmış bu faiz ve tefeciliğe riba deniyordu. Ancak 18. yüzyılda Osmanlı devletinde yapılan nüfus sayımında sadece 330 dilencinin kaydına rastlanmıştır. Bu dilencilerin hepsi de gayr-i müslimdir. Aynı tarihte Paris’teki dilencilerin sayısı 50 bindir. Osmanlı yönetimi garib-i gurebanın; fakir-i fukaranın ve özellikle dul ve yetimlerin hakkını itina ile gözetmiştir. Osmanlı’da para ve kredi işlerini sarraflar yürütüyordu. Gayrimüslimler bireylere ve devlete, hatta dış devletlere borç veriyordu. İç piyasada ise para vakıfları yüzde 10 faizle tüketim kredisi veriyordu. Sarraflar 19.yy.da Galata Bankerleri adıyla önem kazandılar. Osmanlı devletinde 19.yydan itibaren bu iç kaynakların yeterli olmaması yabancı kaynaklardan borçlanmayı da beraberinde getirdi. İlk borçlanmalar Galata Borsası olarak ifade edilen Galata’da ikamet eden Venedik ve Cenovalı Latin kökenli Avrupalı sarraflardan (bunlara levanten de denilmektedir) gerçekleştirildi. 1856 yılında İngiliz diplomat Layard başkanlığında her biri 20’şer sterlin değerinde 25 bin hisseden oluşmak üzere kuruluş sermayesi 500 bin sterlin olan merkezi Londra’da olacak The Ottoman Bank (Osmanlı Bankası) kuruldu. Osmanlı Bankası Londra merkez ofisinin açılışından on gün sonra 13 Haziran 1856 tarihinde İstanbul’da halka kapılarını açtı. Böylece Osmanlı devleti ilk dış borçları bu bankerler aracılığıyla Fransız bankalarından sağladı. Kırım savaşından sonra Osmanlı’nın uzun vadeli borç tahvilleri Avrupa borsalarında satışa girdi. Osmanlı çok yüksek faizlerle borç aldı. Anapara ve faiz ödemeleri için yine borç aldı. 1876’da borç ödemelerini durdurdu. Dış borç 200 milyon sterlin, anapara ve faiz ödemeleri yılda 11 milyon sterlindi. Alacaklılar kapıya dayanınca Osmanlı yönetimi Düyun-ı Umumiye’yi kabul etti. Osmanlı iktisadının temelleri şeriattan destek buluyordu, ancak batılılaşma hesabına İslâm fıkhı umursanmadı, devlet için fetvalar formaliteye dönüşmüştü. Sistem faize karşıydı ama uygulamada faiz işliyordu.

Faiz lobisi, statükocudur. Serbest piyasadan ve rekabetten hoşlanmaz. Hammaddeyi devletten alıp, ürettiklerini devlete satmak ister. Teşviksiz iş yapmaz. Yüksek gümrük duvarı ister. Fazi lobisi hayali değil, hakiki bir düşmandır.

Allah’ın inzal ettiği vahyi inkâr ederek sadece aklı gerekli ve yeterli gören küresel dünya sistemine bağlı IMF ve Dünya Bankası gibi sömürücü ve kemirici yapılanmaların borçlanmayı teşvik etmesi, faiz gelirlerini artırmak ve ülkeleri vesayet altına almak içindir. Batı sömürgeciliği küresel bir para sistemi ile ayakta durmaktadır. Faiz, Karunların; ferdleri, aileleri, cemiyetleri ve devletleri köleleştirme yöntemidir.

Faiz, kapitalist ideolojinin varlık sebebidir. Dünyanın birçok coğrafyalarında karnını doyurmak için savaş veren kalabalıkların çokluğu kapitalist ideolojinin dünya çapında ne denli hükümran olduğunu göstermektedir. Kapitalizm, felsefesi itibariyle madde savaşı verdiği için, insan fıtratına karşı savaş açmıştır. Kapitalizm çarkına dişli ya da ona çağdaş köleler olanlar, fıtratlarını bozup yaratıcılarıyla bağlarını kopardıkları için, yaratıcıdan uzaklaşacaktır. İslâm infakı, kapitalizm ise israfı emreder. Teknolojinin sürekli üretip piyasaya sürdüğü en son model ürünler câzip reklamlarla insanlara satılır. Özellikle halkı Müslüman olan ülkelerde bile kapitalizmin, ürettiği ürünleri pazarlama konusunda sıkıntı çekmemesi dikkat çekicidir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Çelik
18-02-17
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Faiz lobisine karşı direnmek Karunlara karşı direnmektir/2
Online Kişi: 16
Bu Gün: 326 || Bu Ay: 6.316 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.405 || Toplam Tıklanma: 52.118.970