ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : DÜNYADA NELER OLUYOR / İSLÂM ÂLEMİ
Okunma Sayısı: 1413
Yazar: Orhan Sarıkaya
PÂKİSTAN'IN PARALELCİLERİ DARBE YAPTI

PÂKİSTAN'IN PARALELCİLERİ DARBE YAPTI

Pakistan’ın seçilmiş Başbakanı Navaz Şerif, Anayasa Mahkemesinin kararı ile görevinden azledildi. Bu yargı darbesinin arkasında ise Pakistan’ın FETÖ’sü olarak görülen Tahir-ül Kadri’nin cemaati var. Bunu bu kadar net söylüyorum çünkü 2 Ağustos 2016’da Muhammet Tahir’ül Kadri makalemde aynen şöyle demiştim. “2012 yılında Pakistan Anayasa Mahkemesini tamamen ele geçirince 2012 yılı Aralık ayı içinde ani bir kararla “Siyasetini değil devletini koru” sloganıyla Pakistan’a geri döndü.”

Pakistan’da Anayasa Mahkemesinin 5 tane üyesi var. Ve bu 5 üye’nin de siyaseti dizayn etme yetkisi var. Pakistan Anayasa Mahkemesi Hakimi Ejaz Afzal Han “Pakistan Başbakanı’nın parlamento ve mahkemeye karşı dürüst davranmadığını” belirterek Şerif’in ömür boyu siyasetten men edildiğini duyurdu.

Muhammet Tahir’ül Kadri’nin ele geçirdiği Pakistan Anayasa Mahkemesi daha önce de 15 Ocak 2013’te Müşerref hükümetini düşürdü ve Pervez Müşerref yolsuzluk suçlaması ile tutukladı.

Muhammet Tahir’ül Kadri 1981 yılında “Dinler arası diyalog” çalışmalarına başladı. Aynı zamanda “Kur’an Yolu Hareketi” diye bir cemaat kurdu. Fethullah Gülen’den yaklaşık olarak 5 yıl sonra harekete geçen Tahir’ül Kadri’nin tam anlamıyla hareket geçme dönemleri ise Fethullah Gülen ile bu bağlamda aynı dönemlere rastlar.

Tahir’ül Kadri’nin başında bulunduğu yapılanma da hem örgütleşme biçimi olarak hem de ideolojik olarak FETÖ ile birebir aynıdır.

    Cemaatin lideri olan Tahir-ül Kadri, ülkesinde güvende olmadığını söyleyerek uzun yıllardır Kanada’da yaşıyor. Fethullah Gülen ise ABD’de!?
    Sandığa saygı duymayan Kadri, 2014’te destekçilerini sokağa davet etmiş, olaylar ölümlere neden olmuştu. 2014 yılında ise Türkiye Gezi Kalkışmalarına sahne olmuştu.
    Fethullah Gülen gibi Dinler arası diyalog felsefesini benimseyen yapı, çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla yayılmayı hedeflerken uluslararası kurumların da desteğini alıyor.
    Tahir-ül Kadri, Fethullah Gülen gibi demokrasi yanlısı görünüp ülkesini Batı’ya şikayet etmekten çekinmiyor.
    Tahir-ül Kadri, Fethullah Gülen gibi sık sık rüyalarında Peygamber Efendimizi gördüğünü söylüyor. Hatta kendisini siyasete Peygamber Efendimiz’in yönlendirdiğini iddia ediyor.
    Fethullah Gülen’in FETÖ Terör Örgütü mensupları gibi Tahir-ül Kadri’ye bağlı, Kur’an Yolu Hareketi cemaati üst düzey isimleri ile ve Pakistan’da hukuk ve güvenlik birimlerinde çok etkili.
    Fethullah Gülen’e bağlı okul ve dershaneler gibi Tahir-ül Kadri’ye bağlı olan vakıfların idaresindeki okullarda modern İslam eğitimi verildiği söyleniyor.

Terör Örgütü Lideri Fethullah Gülen ile birebir aynı taktiği uygulaması son derece dikkat çekici olmakla beraber, sözde İslam için çabalayan Tahir-ül Kadri’nin sözünden çıkmayan Pakistan Anayasa Mahkemesinin soruşturmaları için defalarca Navaz Şerif, “İktidar, arka kapıdan girmeye çalışan odaklar tarafından gaspedilmek isteniyor” demişti.

Tıpkı Feto gibi ajan yetiştirmek ve efendilerine hizmet kadrosu oluşturmak için okul ve kolejler açmış. Yöntemler aynı maşalar farklı.

Peki,Pakistan’da böyle bir anda Anayasa Mahkemesinin karar vermesi tesadüf mü?

Unutmayın!

Siyasette tesadüflere yer yoktur,Hele hele ki dış siyasette ise hiç mi hiç yer yoktur!!!

Pakistan dış siyasette her zaman Türkiye ile birlikte hareket etmiş bir ülke. Hatta iç dinamiklerinde de Türkiye etkisi oldukça yoğun bir ülke. En son dönemde hatırlanacağı üzere Katar Krizinde Türkiye ile aynı söylemleri birebir kullanmış ve Türkiye’nin yanında durmuştu. Katar Krizi sonrası Başbakan Navaz Şerif’in, Cidde’de Suudi Arabistan Kralı Selman ile görüştüğü basına yansımıştı. Hatta Kral Selman’ın, Navaz Şerif’e “Ya bizimlesiniz ya Katar ile, seçiminizi yapın” ültimatomu üzerine Navaz Şerif’in bu krizde kendilerinin herhangi bir tarafta olmadıklarını sadece çözüm istedikleri basına yansımıştı.

Türkiye’yi Katar krizi ile sıkıştıramayan küresel güç, Tahir-ül Kadri eliyle Pakistan’ın iç dinamikleriyle oynayarak Türkiye’yi de yeniden yalnızlaştırma politikası güdüyor. Uzun yıllardır birlikte hareket eden Türkiye ve Pakistan’ı birbirinden ayırmak demek Pakistan’ın elinde bulundurduğu Nükleer Silahlardan da Türkiye’yi uzaklaştırmak demektir. Pakistan, İslam dünyasında nükleer silaha sahip tek ülke.

Bunun yanı sıra Pakistan Küresel güçler tarafından kendi başına bırakılamayacak kadar önemli bir ülke. Zira, Enerji güvenliği ve Jeopolitik konumundan dolayı küresel güçlerin ilgisinin odağında. Özellikle Çin’in Hint Okyanusu’na Pakistan üzerinden açılması ABD’yi rahatsız ediyor. Çin medyasında ise ABD’nin Çin’le Hindistan arasındaki problemleri bu sebepten kışkırttığı yönünde haberler çıkıyor. Kısaca ABD, Çin’in Hindistan, Afganistan, Pakistan ve İran’ı kapsayan havzada söz sahibi olmasını istemiyor.Bunun içinde her türlü enstrümanı kullanıyor.

Ancak, Pakistan’da iktidardaki Pakistan Müslüman Birliği-Navaz (PML-N) Partisininden bugün sürpriz bir hamle geldi ve Navaz Şerif’in yerine yeni başbakan adayı olarak kardeşi, Pencap Eyalet Başbakanı Şahbaz Şerif’i aday göstereceklerini bildirdi. Kısaca, Dış Emperyalist güçlerin piyonu pozisyonunda ki Tahir-ül Kadri’ye biat etmiş Pakistan Anayasa Mahkemesinin Navaz Şerif’i siyasetten ömür boyu men etmesi hamlesi boşa çıkmış oldu.

Katar Krizinin arka planında Türkiye’nin yalnızlaştırılması nasıl hedef ise Pakistan’da yaşananların arka planında Türkiye’nin yalnızlaştırılma planları yatıyor. Zira Tahir-ül Kadri’nin mantalitesi ise Fethullah Gülen’in mantalitesi birebir aynı.

Bugün ayrıca Arap basınından öğrendiğimiz bir diğer önemli konu ise Sina yarımadasında B.A.E Başkanı’nın kardeşi Prens Şeyh Ahmed bin Zayed El Nahyan ile Terörist Muhammed DAHLAN’ın yeni bir girişimin peşinde olduğu. Çok iyi arkadaş olan bu ikili yeni bir ordu gücü gibi görünen ama HALKA ZARAR VERMEDEN, Üst düzey liderlere SUİKAST Düzenleyecek yeni bir ekip kuruyor.

Muhammed DAHLAN’ın ve B.A.E. birlikteliği hepimizin bildiği gibi ilk değil. Türkiye’yi ilgilendiren kısmı ise 15 Temmuz darbe girişiminin finansörlerinden olan B.A.E. ile Fethullah Gülen’i bir araya getiren isimdir Muhammed DAHLAN.

Küresel güç, Bir yandan kendi içimizde bizden gibi görünen ama kendi çıkarlarına hizmet edecek gerek siyasi gerekse askeri ve terörize güçleri sürekli olarak revize ederek piyasaya sürüyor.

Bunun adı bugün Din Adamı kisvesinde Fethullah Gülen olur, Muhammet Tahir’ül Kadri olur, İş Adamı görüntüsünde Muhammed DAHLAN olur…

Müslümana düşen ise UYANIK OLMAKTIR…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Orhan Sarıkaya
30-07-17
E mail: http://orhansarikaya.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
PÂKİSTAN'IN PARALELCİLERİ DARBE YAPTI
Online Kişi: 28
Bu Gün: 417 || Bu Ay: 6.407 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.595 || Toplam Tıklanma: 52.120.125