ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 955
Yazar: İbrahim Tenekeci
ŞİMDİ...

ŞİMDİ...Türkiye gemi değildir, denizin ta kendisidir. Burası, insaniyetin güvenli suları ve surlarıdır. Seçim sonuçlarına kimlerin sevindiğine bakınca, bunu daha iyi anlıyor ve görüyoruz. Afrikalı gariplerden Filistinli mazlumlara ve Suriyeli muhacirlere kadar…

Bir seçimi daha geride bıraktık. Batı dünyasının dilediği ve senaristlerin istediği değil, milletin dediği oldu. Halk, Hak’tan gelir.

Ülkemizin kazancını kayıp olarak gören çok sayıda bireyle aynı toprağı, vatanı, hayatı paylaşıyoruz. Bu, tatsız bir ayrıntı olarak aklımızda bulunsun.

Cumartesi, pazar ve pazartesi günleri, hem gidişat hem mevcut durumla ilgili bazı notlar almıştım. Birazdan okuyacağınız üç bölüm, o notların geliştirilmiş halidir. Devam etmek isterim.

***

Askerliğini yapmış olanlar muhtemelen bilir. Taarruz esnasında yaralıları geride bırakarak ilerlersiniz.

Siyaset yolu da maalesef biraz böyledir. Yaralı, dertli ve kırgınlar geride bırakılarak ilerleniyor. “Durmak yok” kısmına ilk günden beri şerh düşmemizin nedeni budur. Ara sıra durmak, nefes almak ve geriye bakmak gerekir. Kim arkada kalmış, nasıl olmuş?

AK Parti’nin kayıp oyları, işte bu kırgın ve yaralı olanlardır. Şu veya bu nedenden dolayı kırılmış, yara almış ve kenara çekilmiş.

Bazı takım sporlarında, özellikle atletizmde, birinci olanın değil, sonuncu gelenin derecesi ölçü kabul edilir. Hatırlamak iyidir.

İnsani yardımda, iyilikte, dünyanın birinci ülkesi haline geldik. Şükür. Aynı hassasiyeti, inceliği ve merhameti birbirimize karşı da göstermeliyiz, göstermiyoruz.

Her insan hata yapar. Kul, kusurdan gelir. Kendi hatalarımızı gizliyor, başkalarının hatasını görünür kılıyoruz. ‘Başkası’ dediğimiz, mümin kardeşlerimiz.

Mütedeyyin camianın, camiamızın, önce kendi içinde yaralarını sarması gerekiyor. Kırgınlıkları gidermek için çalışmalıyız. Ziyan edilecek bir ferdimiz bile yoktur.

***

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarına baktığımızda, Meclis’te çok sayıda şair, edebiyatçı, fikir adamı, hatta âlim görüyoruz. İsimlerini anmamız halinde, köşe tamamen dolacaktır. O büyük değişim ve dönüşümün fikri zeminini oluşturan kadro, çoğunlukla, tesir gücü yüksek kalem sahipleridir.

Fikirsiz ilerleme ve kalkınma olmaz. Sadece teknikle medeniyet kurulmaz. İş ile düşünce beraber gitmeli, ilerlemelidir.

Seçilen, tercih edilen vekillere bakıyoruz. Öncelik teknik yönü ve eğitimi olan isimlerde. Bu lazımdır ve itirazımız olamaz.

Mühendis size birbirinden modern yollar, köprüler, tüneller yapar. Mimarlar muazzam ve uzun ömürlü projelere imza atar. Hukukçular hem kanunları düzenler, hem hakkınızı savunur. Tanınmış ve başarılı simalar, kitlelere ulaşmanızda yardımcı olur. Fakat bir de meselenin duygu, düşünce ve gönül tarafı bulunuyor. Onlar ne olacak? Rakamların yanına harflerin, betonun çevresine toprağın da gelmesi gerekmiyor mu?

Bu seçim dâhil, son yılların meclisleri, adeta edebiyatçı, şair, fikir adamı ve münevverden arındırılmış durumdadır. Özellikle AK Parti. Futbolcu var, güreşçi var, yarışçı var ama edebiyatçı, fikriyatçı yok. Bunu ciddi bir eksiklik olarak görüyoruz.

Bu durumun sadece ülkemize mahsus olmadığı da biliyoruz. İslam âleminin genelinde aynı sıkıntı var. Eskiden Azerbaycan yahut İran meclisinde şairler, edipler olurdu mesela. Yaşanan bu eksikliğe ‘irtifa kaybı’ diyebilir miyiz? Belki bir gücenen çıkar, o yüzden demeyelim.

***

Yerel yönetimler üzerinden gelen başarı, yine aynı gerekçeyle zarar görmeye başladı.

Belediyecilik, çevre düzenlemesi yapmaktan ve etkinlik düzenlemekten ibaret değildir. Neredeyse ortak kanaat, bu işlerin masumiyetini yitirdiği şeklindedir. Rant kelimesini kullanmak istemediğim için böyle söyledim. Temizlik ve ıslah şarttır.

Kibir, insanı aslından uzaklaştırır. Sayın Erdoğan’ı milletin gözünde ve gönlünde ayrıcalıklı kılan, samimiyetinin siyaset gereği olmamasıdır.

Etkinliklere katılan, televizyonlara çıkan, davetlere icabet eden bir kimse değilim. Kendi halimde yaşayıp gidiyorum. Buradan şuraya geçeceğim:

Ücretli belediye etkinliklerinde ve Külliye civarında en çok kimleri görüyoruz? Milletin ve memleketin kader günlerinde ortalıkta görünmeyen, risk almayan, rengini belli etmeyen ve bundan dolayı pek muarızı olmayan kimseleri. Sular durulduktan, tehlike geçtikten sonra meydana çıkıyorlar. Belediyeler ve devlet elbette herkesindir. Tercihlerden bahsediyoruz.

Aynı kişi ve grupların, mücadele eden, zor zamanlarda bütün gücüyle kendini ortaya koyan insanlara karşı ters algı oluşturmaya çalıştıkları da biliniyor. Dezenformasyon da diyebiliriz. Görüntü, başarılı oldukları yönündedir. Yeni dönemde daha dikkatli ve rikkatli olunmazsa, hakiki kayıplar artacaktır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İbrahim Tenekeci
27-06-18
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ŞİMDİ...
Online Kişi: 21
Bu Gün: 358 || Bu Ay: 8.894 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.170 || Toplam Tıklanma: 52.158.279