DÂVÂN DÂVÂMIZDIR (Kadir Mısıroğlu'nun ardından)

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / PORTRELER

Okunma Sayısı: 1139

Yazar: Murat Başaran

DÂVÂN DÂVÂMIZDIR (Kadir Mısıroğlu'nun ardından)

DÂVÂN DÂVÂMIZDIR (Kadir Mısıroğlu'nun ardından) Hastalandığı zaman, bilimi, heykeli, çağı putlaştıran paganistler kuduz köpekler gibi saldırmışlardı.

Fikirlerini beğenmeyebilirsiniz…

Fesini de…

Tarzını da…

Fakat iftira ve alçaklıktan ibaret havlamalara “adam” gibi bir karşı duruş sergilenmeyince, karınca kararınca utana/ sıkıla üstad ile ilgili bir şeyler kaleme almıştım.

Hastanedeki “adam” seviyesizlik karşısındaki sessizliğe hüzünlenirken, bu garibin satırlarına çok sevinmiş ve “Ferdi bir teşekkür” yayınlayarak bana büyük bir ikramda bulunmuştu.

“Kadir Mısıroğlu” başlıklı yazımda şu anda da içimi sızlatan duam şöyleydi:

“Yarabbi, üstad her türlü sıkıntıyı yaşadı. Evladının vefatını da yaşadı. Sen bu çilenin ve verdiği mücadelenin hatırına, millete duyurmak istediklerini duyurabilecek özgürlüğe kavuştuğumuz zamana kadar sağlıklı ömür nasip et. Ve tarihin söylenmesi yasak sayılan gerçeklerini ondan duymayı bu millete nasip eyle!”

5816 utancı duruyor.

Gerçekler susuyor.

İtler havlıyor.

Yarım mı kalacak?

Hayır…

Bu milletin ve ümmetin hainleri ne kadar sevinirlerse sevinsinler boşunadır…

Allah’ın izniyle, üstadın hazırladığı müshili munkabız yakın tarihimize içireceğiz evlatları olarak…

Türk İslam davasına gönül ve can vermiş atalarımızın izinde olarak, Kadir Abimizin, üstadımızın, bu çağın en cesur delikanlısının davası ateşi harlanmış bir şekilde göğsümüzdedir.

Sevgili Nurullah Mısıroğlu kardeşim telefon açıp “Üstad ziyarete bekliyor” haberini verdiğinde kot pantolonumla aksi istikamete yol alıyordum. O an en yakın mağazaya gidip meymenetli bir pantolon alma telaşım ve hastanedeki kabulü ve iltifatları en kıymetli hatıralarım olarak bana moral veriyor.

Her şey inceldiği yerden, zulüm kalınlaştığı yerden kopar…

Şimdi zulüm can çekişiyor. Ve kopmak üzere…

Bizim tapındığımız değil, örnek aldığımız, geçmeye çalıştığımız önderlerimiz, atalarımız ve büyüklerimiz var.

Onların son halkasını ebediyete uğurluyoruz.

Kitapları, konferansları, istikameti, cesareti ve adamlığı yolumuzu aydınlatmaya devam edecek.

Çok üzgünüm.

Ama ümitsiz değilim.

Aksine Kadir Mısıroğlu’nun omuzlarımıza yüklediği bu şerefli davaya onun yokluğunda artık elimizi değil gövdemizi taşın altına koyarak aşkla şevkle hizmet edeceğiz.

Hepimiz birer Kadir Mısıroğlu olma yolunda ilerlemezsek, hakkını ödeyemeyiz.

Rabbim Peygamber Efendimize komşu eylesin.

Özledikleriyle buluşturup sevindirsin.

Derecesini yükseltsin.

Bize de onun gibi şerefli bir son, imanlı bir yolculuk, mübarek bir zamanda buluşmak nasip etsin.

Kabri cennet bahçelerinden bir bahçe olsun…

Ve Allah senden razı olsun üstad.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.