ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : EDEBİYAT / OKUMAK
Okunma Sayısı: 486
Yazar: Yusuf Alparslan Özdemir
ROMAN OKUMAK

ROMAN OKUMAKGerek dünya gerekse ülkemiz edebiyatında okunması ve anlaşılması kolay, fazla uzun olmayan eserlere, hele de roman türündeki kitaplara rağbet edildiği hepimizin malûmu. Romanlara uzunca bir süre boş zaman eğlencesi, okuyanlaraysa; ‘bu boş şeyleri bırak, faydalı kitaplar oku da bilgin, görgün artsın’ şeklinde bir gözle bakıldı, hatta insanı yoldan çıkaran, ahlâkı bozan kitaplar olarak görüldü, özellikle kadınların roman okuması pek de hoş karşılanmadı. Bu konuda Fatih Andı hocanın ‘Roman ve Hayat’(Ketebe Yayınları)ında oldukça ilginç anekdotlar okuyabilirsiniz.

Günümüzde durum ne peki diye soracak olursanız; bakışımız oldukça değişti neyse ki. Özellikle Mustafa Özel’in gayretleriyle romanlardan genelde toplum, özelde birey namına kayda değer bulgular elde edebileceğimiz hatırlandı. Bugünkü yazımı bu haseple bu güzel insana Mustafa Özel’e ayırdım. Özel’in eserlerini okumamış olan ve özellikle roman türündeki eserlere öncelik veren okurlarıma faydalı olabilirsem ne mutlu bana.

Uzmanlık alanı ekonomi olan ve uzunca bir süre bankacılık yapan Mustafa Özel öncelikle iktisat üzerinden roman okumaları ile dikkat çekti. Küre etiketiyle çıkan Roman Diliyle İş Hayatı, Romanperver İktisatçı, Roman Diliyle İktisat, Roman Diliyle Siyaset okurların romana bakışını değiştirdi, bir romanın nasıl daha iyi anlaşılabileceği hususunda rehberlik etti. Roman Diliyle Emperyalizm, Roman Diliyle Finans ve Roman Diliyle Çocuk adlı kitapların yakında okurla buluşacağı müjdesini vermiş olayım bu arada.

&&&

Günümüz vahşi kapitalist düzeninin ilk işaretlerinin 19. yüzyılda yazılmış romanlarda görülebileceğini hatırlattı bize Özel, tabi doğru okumalarla ve başta iktisat gibi yan bilim dallarının desteğiyle. Mustafa Özel’in iktisatın romana tesirinin özellikle altını çizmesini asıl mesleğine bağlamak hata olur bence. Balzac asırlar önce ileride finansçıları sadece deliler anlayacak, finansçıların hakkından da sadece deliler gelecek dememiş miydi, ve dahi Cervantesler, Cruesolar modernizmin sallanan bir gemide yaşamayı öğrenmek olduğunu göstermediler mi bize?

Hatta iktisat-roman irtibatını bir adım öteye taşır Mustafa Özel, çocuk kitabı olarak görülen Momo, Küçük Prens, Alice Harikalar Diyarında (özellikle işi kitabına uydurma minvalinde önemli doneler vardır Alice’de) gibi kült kitaplarla kapitalizmin/bugünkü soygun düzeninin daha iyi anlaşılacağını vurgular. Çocuk kitapları konusuna bir parantez açmam gerek tam da bu noktada. Bizdeki çocuk kitapları yayıncılığını oldukça yetersiz bulur Mustafa Özel, rahmetli Cahit Zarifoğlu’nun ömrü vefa etseydi bu alanda önemli işlere imza atabileceği şerhini düşerek.

&&&

Mustafa Özel’in roman okumaları başka ne gibi dersler verir?.. Ulusun unutmaya, milletin hatırlamaya dayandığını; uzaklaşarak birey olunacağını, yaklaştığımız ölçüde insan olacağımızı kavrarız öncelikle. ‘Kâğıt para olmasa kapitalizm, gazete olmasa ulus, roman olmasa birey olmazdı’ şeklinde neticelere ulaşırız sonra ve toplum hareketliliğinin/kaynaşmasının merkezinin önceden cami, şimdiyse çarşı pazar, marketler olduğunun hüznünü yaşarız içimizde.

&&&

Bireyleşmenin izlerini Halit Ziya Uşaklıgil’in Mai ve Siyah’ında Ahmet Cemil üzerinden sürmeye başlarız. Az önce bahsettiğimiz mânâdaki değişimi de Halide Edip Adıvar’ın Sinekli Bakkal’ında duyumsarız, ki Mustafa Özel bu romanı zirveye koyar, ulaşacağımız sosyolojik bulgular hasebiyle. Geçmişe dönük Kur’an okuyan hüzünlü, geleceğe bakan şarkı söyleyen neşeli yüzüyle Rabia, Gayrimüslim ve şeytanî vasıfları haiz Pelegrini-Vehbi Dede dengesi ne de güzel bir araya getirilir Sinekli Bakkal’da. Nasıl ki Robinson Crueso, Don Kişot, Momo, Küçük Prens’le bugünkü düzenin kodlarını alıyorsak, modernleşme yolculuğundaki ülkemizin dününü ve geldiği noktayı Sinekli Bakkal’da görürüz. Belki edebî açıdan bir Huzur, Tutunamayanlar değildir Sinekli Bakkal ama bize bizi anlatan romanlardandır. Bu noktada ülkemizde en çok satılan romanların başında gelen Fatih-Harbiye kastettiğimiz manada başarılı değildir. Neden? 120 sayfalık romanın neredeyse tamamına olumsuzluklar hakimken her şeyin son beş on sayfada bir anda değişivermesi/kabuk değiştirmesi pek de samimi/inandırıcı olmasa gerek.

Romanın gücünü tüm boyutlarıyla tek bir yazıya sığdırmak takdir edersiniz ki imkân dahilinde değil. Maksadımız ilham yaratmak diyelim ve mevzuyu Mustafa Özel’in, rahmetli Cemil Meriç üstadın romanın öleceğine dair değerlendirmesine cevabıyla bitirelim: Balzac’ı okuduktan sonra roman yazmaktan vazgeçtim ve roman eninde sonunda bitecektir diyen Meriç romanlara doğru manada bakabilseydi ya da bir Musil’i, Niteliksiz Adam’ı okusaydı böyle der miydi? Hiç sanmam. Hiçbir şey bitmez, ölmez, sadece kabuk değiştirir…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Yusuf Alparslan Özdemir
24-05-21
E mail: tyb.org.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ROMAN OKUMAK
Online Kişi: 27
Bu Gün: 273 || Bu Ay: 7.627 || Toplam Ziyaretçi: 2.218.174 || Toplam Tıklanma: 52.145.907