ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 8110
Yazar: Sümeyye Sel
BİR GENÇ HANIMIN HİZMETLE GEÇMİŞ KISA ÖMRÜ

BETÜL AYSAN BEDİR

O bu dünyaya ait değildi!

Betül benim dostumdu.. dostum.. Annesi Selma Hanım, yanaklarını avuçluyor, öyle bir öpüyor, kokluyor ki yavrusunu..

Sarı postit kâğıdına karman çorman bir yazıyla Fatma Betül Bedir yazıyor. Bir de 17 numara… Selma Teyze tabutu göstererek ‘Bak Sümeyye burada benim kızım yatıyor’ diyor. Rabbim bizatihi övgüye layık olan Sen’sin; yalnız Sen’den yardım dileriz.

Sessizce ağlarken Lebbeyk diyor Selma Teyzem. Sabah demiş ki Betül, anne tekrar umreye gitsek. Selma teyze sessizce ağlıyor:

Lebbeyk Allahümme Lebbeyk!

Gittin mi annem, umreye şimdi?

Tavaf ediyor musun?

Lebbeyk Allahümme Lebbeyk diyor musun?

İsmail’in makamını isterim benim bebeğime.

Sen beni bir kere bile üzmedin,

Hep bana değer kattın,

Hep beni yücelttin,

Seninle hep gurur duydum bir tanem,

Yine beni düşündün annem, beni şehit annesi yapmak için mi gittin?

Bana yer ayırmak için mi benim önüme geçtin bu kadar erken, bebeğim.

Sen zaten hep başkalarını düşünürdün.

Benim merhametli yavrum.

Tabutun başına yerleştirdiği sandalyeden 1 saniye ayrılmıyor Selma Teyzem. Öğle namazı için giderken de Sümeyye! Betülümü sana emanet ediyorum, onu yalnız bırakma diyerek, beni oturtuyor sandalyeye. Betul üm canım dostum  17 numaralı tabut,  Fatma Betul Bedir yazan o sarı postit kâğıdı seninle mi alakalı. Yalnız Rabbimiz’den  yardım dileriz. O’ndan geldik O’na döneceğiz. Bizi doğru yola ilet sapmışların yoluna iletme, Fatiha suresini okuyorum tabutun başında başka hiçbir şeye konsantre olmadan sadece Fatiha suresini düşünmeye çalışıyorum. Ağlamaktan başka yapacak bir şeyimin olmadığı acziyetiyle Bilalin sorduğu soruyu soruyorum ‘ Bu tabutta yatan Betül mü?’

Merhumların yıkanma vaktini bildiren görevli Fatma Betül Bedir diye sesleniyor, o andan itibaren Selma Teyze ağlamıyor artık, öylesine ciddi bir eda var ki üstünde mavi önlüğü giyiniyor- Mavi polardan bir çarşafa sarmışlar benim biricik dostumu- Betülümün yüzünü açıyor. O yüzleşme nasıl anlatılır ki? Ancak o zaman idrak ediyorum sarı postit kağıdında yazan, benim Betülüm’le alakalı.


Ben Selma hanımın kızıyım derdi büyük bir gururla, işte o Selma Hanım, yanaklarını avuçluyor, öyle bir öpüyor,  kokluyor ki yavrusunu, şu dünyada katı yürekliliği en çok hak eden bile dayanamaz; ben de daha fazla dayanamıyorum aralanan kapıdan kendimi dışarı atıyorum.  Gücümü toparlayıp geri döndüğümde Betülümün Yengesi izin vermiyor içeri girmeme. Daha çok gençsin yavrucuğum yaşın ilerlediğinde görürsen unutmak için daha zamanın kalmış olur, diyerek beni ikna etmeye çalışıyor. Bilemeyiz ki ölüm kime daha yakın. Betülüme yakın mıydı ölüm? Betülüm ben seni unutamam. Nasıl aşarım bu sızıyı? Sartre Yokluk hissi derken bu yaşadıklarımdan mı bahsediyordu? Yardım diliyorum Rabbimden.

Ben bu hale gelmişken, nasıl kavrayayım Selma Teyzeme emanet edilen acıyı?


Bayramdan önce Bilal’le bizdeydiler, evlenmeden önce hayalimizdi. Eşlerimizi birbirleriyle tanıştıracak, birbirlerini çok sevmelerini sağlayacaktık.  Bilal’in eşimin en yakın arkadaşı olması mucizeden başka bir şey değildi. Bu mucizevi durumu bizim düğün arabamızı Bilal’in; Betüllerin düğün arabasını da eşimin kullanmasıyla değerlendirmiştik. Havalarda uçuyorduk ikimiz de. Hiç doyamıyorduk birbirimize. Telefonlar yetmiyor, mailler yetmiyor. Gmail talklarda sabahlara kadar dertleşiyor bu da yetmiyor Geceleri birbirimizde kalıyorduk dostumla. Ona doyamayacağım içinmiş meğer.. Düğünümün, nikahımın, hayallerimin, gelecek planlarımın her anında sen varsın Bir Taneciğim, seni anlatmak benim görevim olmasın mı?

Çalıştığı yerdeki eşantiyon ürünleri biriktirir Kağıthane’deki çocuklara dağıtırdı. Bebekler, oyuncak arabalar, şekerler, çikolatalar,…

Bir keresinde küçük bir kız çocuğu aldığı hediye bebeği öyle sevmişti ki abla sizi bir kez öpebilir miyim demişti? Çekmeköydeki evinde çocuklara  ders verirdi, sadece rıza-i ilahi için. O hep fedakârdı. Başta annesi olmak üzere, ağabeyleri, babası hepsine karşı derin bir saygı ve sevgi taşıyordu. Hatta yaşının çok üzerinde bir duruş sergiliyordu ailesini incitmeyişlerde. Öğrencilik yıllarında ağabeyleriyle birlikte kalırken ağabeylerim ders çalışırken güzel beslensinler diye yemekleri yapıp dolapta bırakan fedakâr bir kalp taşıyordu benim dostum. Annesine bir kere of dememiş olmak Betül Aysan Bedir’lik bir haldir ancak.

Bir keresinde bursa ihtiyacı  olan bir çocuk benden yardım istemişti. Aklıma ilk gelen kişi Betüldü. Yardıma ihtiyacı olan bir çocuğu Betül asla geri çevirmezdi.

Dert ortağım, akıl danıştığım, bana sabrı tavsiye eden sevgili dostum seni Rabbim kalemime güç verdikçe anlatmaya çalışacağım.

Ben şahitlik ederim ki Betül Aysan Bedir Saliha bir kuldu. Geçirdiği kısacık ömürde Rabbimin rızasını gözetmiş; Rabbime yaklaşmayı dilemişti. Bu yüzden Rabbim onu çok sevdi ve yanına aldı.

Mekânın cennet olsun benim güzel dostum. Arkandan yüzlerce kişi dua etti, Amerikalardan sana hatimler geldi. Daha defnin olmadan dostların sana bir hatim indirdi. Selma Teyzemin de dediği gibi Betülüm Sen bu dünyaya ait değildin.

Sümeyye Sel rahmet diledi.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Sümeyye Sel
25-11-10
E mail: dünyabizim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BİR GENÇ HANIMIN HİZMETLE GEÇMİŞ KISA ÖMRÜ
Online Kişi: 13
Bu Gün: 126 || Bu Ay: 10.373 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.716 || Toplam Tıklanma: 52.195.255