Kategori : / MUHTELİF ŞÂİRLER VE ŞİİRLER | Okunma Sayısı: 7241 |
Mâzîye sor, ecdâdımı söyler sana kimdi;
Bir bitmez ufuktum, küre vaktiyle benimdi.
Tûfanlar, alevler beni bir kal'a sanırdı;
Taçlar uçuşur, dalgalanır, parçalanırdı.
Kahhâr atımın kanlı, kıvılcımlı izinde;
Bir başka denizdim ebediyyet denizinde.
Çarpardı göğün kalbi hilâlin avucunda;
Titrerdi yerin tâlihi merminin ucunda.
Târîh elimin çizdiği mecrâdan akardı;
Üç kıt'ada korkunç atımın izleri vardı.
Üstünde uçarken o nişîbin o firâzın,
En şanlı, şehâmetli hükümdârına arzın.
Tek bir bakışım sanki inâyetti, keremdi;
İklîli hediyyemdi, arâzîsi hibemdi.
Hançerdi hayâlim, bütün akvâm ona kındı;
Baştan başa dünyâ bir esîrimdi; kadındı.
Âsâbına nabzımdaki âhengi verirdim?
Kasd eylediğim şekli verir, rengi verirdim.
Dünyâ bilir iclâlimi ben böyle değildim;
Ben, altı asırdan beri bir kerre eğildim!
Vezin: Mef'ûlü Mefâîlü Mefâîlü Feûlün
Birkaç kelime:
kal'a: Kale.
kahhâr: Kahredici, mahvedici.
mecrâ: Akarsu yatağı.
nihîb: İniş.
firâz: Yokuş.
şehâmetli: Kahraman, heybetli.
arz: Yeryüzü.
inâyet: Yardım.
kerem: İkram, cömertlik.
iklîl: Süslü taç.
hibe: Karşılıksız yardım olarak verilen şey.
akvâm: Kavimler, milletler.
kın: Kılıç kabı.
âsâb: Sinir, damar.
iclâl: Büyüklük, ululuk.
Yazar: Mithat Cemal Kuntay |
28-09-11 |
||
E mail: Mail Adresi Yok | Tweet | ||
AHMET | |||
KELİME VE ŞİİR |
Tarih : 28-09-11 | ||
Yahya Kemâl, "Şiir kelimeyle yazılır" der. Şu şiir Osmanlı Türkçesine vukûfiyet olmasa yazılabilir miydi? Uydurmacılık yangınından çıkmış, budanmış bir Türkçeyle büyük roman, hikaye, şiir yazılamaz; doğru dürüst konuşulamaz bile. Bir dil tarihe ne kadar yaslanırsa o kadar büyük, kifayetli ve heybetli oluyor. İnanmayan dönüp şiiri bir daha okusun. |
|||