ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 3131
Yazar: C.Yakup Şimşek
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE – 3

(Can ATAKLI - Doğan HIZLAN - Mehmet BARLAS)

Artık ne yazık ki Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Peyami Safa ayarında güzel Türkçe yazan yok… Hatta o neslin ikinci sınıf muharrirleri de kalmadı… Şimdikilerin en iyileri onların “ikinci sınıf”ından bile geri…
 

Faruk Nafiz’in o meşhur mısrası bugünkü Türkçeyi ve Türkçe yazanları da resmediyor gibi:

“Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok…”

Artık “Türkçesi bülbül kokan”lar toprak oldu…

Uydurma kelimeler tedavüle sürüldüğünden beri her yeni nesil biraz daha savruk, uyduruk ve bozuk bir dille konuşup yazıyor.  Kelimeler manalardan, manalar da kelimelerden kopuyor... Mefhumlar, yuvasız kalan kuşlara; kelimeler bülbülden boşalan yuvalara benziyor.

Mantığı ve disiplini hayli dağılıp bozulmuş bir Türkçe… Böyle bir dille fikir, duygu, talep, dert ve şikâyetlerimizi ya eksik ifade ediyoruz ya da yanlış…

Bu mesele böyle birkaç satıra sığmaz. Onun için bir destan, bir de kahraman gerek...

Her şeye rağmen göz nuru dökerek bu kötü malzeme içinden sağlam olanları seçip sağlıklı ve güzel ifadeler kurmaya çalışmalı. Evet, ideal olan bu…

Artık bu ideal bir hayal mi acaba?

Aşağıdaki sözlere benzeyen cümleleri okudukça böyle düşünüyorum:

Can ATAKLI
(23.01.2011, VATAN)

Deniz Kuvvetleri’nin ‘asıl kalbi’ olan Donanma Komutanlığı’nda, Türkiye sevgisizlerinin üzerine balıklama atladığı bir dolu belge, bilgi ele geçiriliyor.”

Ayıklayalım şimdi bu pirincin taşını:

Can ATAKLInın cümlesine göre kim(ler), kim/ne(ler)in üzerine balıklama atlamış?

A) Deniz Kuvvetleri, Türkiye sevgisizlerinin üzerine balıklama atlamış.
B) Türkiye sevgisizleri bir dolu belge ve bilgi üzerine balıklama atlamış.

Şimdiki gramer kitaplarının “anlatım bozukluğu” dediği, eskilerin ise “ta’kid” diye isimlendirdiği ifade kusuru: Cümle unsurlarının dizilişinde isabetsizlik…

Yazının devamını okuduğunuzda Can ATAKLI’nın kastettiği şey anlaşılıyor: “B” şıkkı doğruymuş.

Ben olsam cümleyi şöyle kurardım:

“Türkiye sevgisizlerinin, üzerine balıklama atladığı bir dolu belge ve bilgi, Deniz Kuvvetleri’nin ‘asıl kalbi’ olan Donanma Komutanlığı’nda ele geçiriliyor.”
**
 Can ATAKLI (23.01.2011, VATAN)

“Başbakan sıra KCK’ya gelince milli iradenin yargılanabileceğini söylüyor ama, çifte standardını gösterdiğini herhalde fark ediyor da, halkın zekâsıyla alay ettiği için gargaraya getirdiğini düşünüyor herhalde.”

Bu cümlede ayıklanacak taş daha çok:

1. Çifte standart gösteren kim(ler), ne(ler)?
A) başbakan
B) millî irade

2. Kim(ler), kim(ler)in zekâsıyla alay ediyor?
A) başbakan - halkın
B) halk - başbakanın

3. (Bir şeyleri) gargaraya getiren kim(ler)dir?
A) başbakan
B) halk

İfadeye göre her bir soru için verilen şıklardan ikisi de doğru olabilir. Ama yazının diğer kısımlarına baktığınız zaman Can ATAKLI’nın şunu söylemeye çalıştığını anlıyorsunuz:

1. Çifte standardı gösteren başbakandır.
2. Başbakan, halkın zekâsıyla alay ediyor.
3. (Bir şeyleri) gargaraya getiren de yine başbakandır.

Can ATAKLI’nın bu arızalı cümlesini ifade, imla ve noktalama bakımlarından tamir edeyim:

“Sıra KCK’ya gelince millî iradenin yargılanabileceğini söyleyen başbakan, herhâlde çifte standart gösterdiğini fark ediyor ama - halkın zekâsıyla alay ettiği için - gargaraya getirdiğini düşünüyor.”
***
Doğan HIZLAN
(19.01.2010, Hürriyet)

“BAZI felsefeciler, düşünürler var ki, yaşadığımız yüzyılı hatta çağımızı onları bilmeden doğru anlamak, algılamak imkânsızdır.”

Doğan HIZLAN’ın alışık olduğumuz özürlü cümlelerinden biri… Asıl özürlü kısım “yüzyılı hatta çağımızı” sözleri… HIZLAN bu ifadesinde “çağ” kelimesine nasıl bir mana yüklemiş acaba; “yüzyıl”dan kısa bir devreyi mi, yoksa uzun bir zamanı mı? Bu, belli değil. Çünkü ifadesinde “çağ”ı sınırlayan bir söz kullanmamış. Böyle kullanırsanız “çağ” dediğiniz şey “yüzyıl”dan kısa da uzun da olabilir: “Saat”ten tutun, “bin yıl(milenyum)”a kadar…

Cümlede bir başka kusur, “anlamak” dendikten sonra aynı mefhumu ifade etmek üzere “algılamak” fiilinin kullanılmış olmasıdır.
***
Mehmet BARLAS (24.01.2010, SABAH)

“İnançlara da, özel yaşamlara da saygının egemen olduğu, farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü, çok sesliliğin diyalogu ve uzlaşmayı da içerdiği, kimsenin kimseyi susturmaya hatta yok etmeye çalışmadığı bir Türkiye...”

Bir “hatâ-yı hattâ” da BARLAS’tan:

“…kimsenin kimseyi susturmaya hatta yok etmeye çalışmadığı bir Türkiye...”

Doğan HIZLAN’ınkinden bile düşük bir ifade… Bu ifadeye göre bir kimseyi susturmak, onu yok etmekten daha ağır bir fiil oluyor. Hâlbuki doğrusu, bunun tam aksi…

Mehmet BARLAS gibi mantıklı biri dahi böyle mantık hatalarına düşebiliyor… Herhâlde acele kurulmuş olan cümledeki bu tersliği düzelteyim:

“İnançlara da özel yaşamlara da saygının egemen olduğu, farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü, çok sesliliğin diyaloğu ve uzlaşmayı da içerdiği, kimsenin kimseyi yok etmeye, hatta susturmaya çalışmadığı bir Türkiye...”
***
Mehmet BARLAS özlediği Türkiye’yi tarif etmiş; bendeniz de hayal ettiğim Türkçeyi söyleyeyim:

“İnsanlara da onların kelimelerine de saygının hâkim olduğu, farklılıkların dilde zenginlik olarak görüldüğü, kimsenin hiçbir kelimeyi yok etmeye, hatta susturmaya çalışmadığı bir Türkçe…

 

Yazar: C.Yakup Şimşek
26-01-11
E mail: c.yakup_simsek@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 2
AHMET
TDK'DAN MEDYA PAZARLARINA
Tarih : 26-01-11

Yakup Bey dikkatli yazıyor, güzel yazıyor. Türk Dil Kurumu'nun dehlizlerinden "medya pazarı" na çıkması da bir kazanç. Yazılar birdenbire gerinip uyandı ve canlanıverdi sanki. Yazıların devamını bekleriz.

 
İhsan Efendioğlu
Türkçeyi doğru kullanma
Tarih : 26-01-11

C.Yakup Şimşek Bey'e teşekkür ediyorum.Yazılarını takip ederek hatalarımı düzeltmeye çalışyorum. Benim için Yakup Bey'in yazıları ders gibi. Çok şey öğreniyorum.

 
MEDYA PAZARINDA DEFOLU TÜRKÇE – 3
Online Kişi: 18
Bu Gün: 48 || Bu Ay: 1.688 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.778 || Toplam Tıklanma: 52.240.643