ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 4395
Yazar: Hamdi Enes
GENÇLİK DİZİLERİYLE NE YAPILMAK İSTENİYOR?

Dizilerle uyutulmak istemiyoruz

TVlerle uyutuluyoruz, bizim rızamızla. Bizi televizyona bağlayan en önde gelen unsur ise diziler. Dizilerin, insanları uyutmak için kullanıldığı gibi söylemlere her zaman kullanılmıştır ama bunu yeniden söylemek ve olayı bir başka açıdan değerlendirmek istiyorum.

Günümüzde en çok izlenen diziler üniversite ya da lise çağlarındaki gençleri konu alan ‘gençlik dizileri’. Bu diziler genel olarak üniversite okuyan genç erkek ve kızların karmakarışık aşk ilişkilerinden ibarettir. Bu dizilerdeki üniversite öğrenimi gören(!) gençlerin her birinin çoğumuzun meslek sahibi olunca bile binemeyeceği arabaları var. Kendilerine ait evleri var. Üniversite okumalarına rağmen dersleri hariç her türlü işle uğraşıyorlar. Yüksek girişimci ruhla(!) Kendilerine iş yeri açıyorlar, bir anda iş adamı oluveriyorlar. Her gün yeni bir kız arkadaş bularak saçma ve ahlaksız ilişkiler yaşıyorlar. Derslerini iyi tutmak, okulu bir an önce bitirip bir işe girmek, anne babalarına faydalı bir evlat olmak gibi bir gayeleri yok.

Üniversite fotoğraflarında kütüphane yok

Üniversite okuyan bu gençlerin üniversite okumaları sadece kampüste çimenlerin üzerine oturmuş laptopları ile uğraştıkları bir iki sahneden ibaret. -Bu sahne hepimizin aklına gelmiştir. Hayallerindeki, ufuklarındaki üniversite budur işte onların. Çimenlerin üzerinde kızlı erkekli önlerinde laptop, yılışık ve sahte gülümsemelerle bir grup genç. Hiçbir yerde üniversite fotoğrafı olarak kütüphaneler karşımıza çıkmaz. Hep bu fotoğraf vardır.- Dizilere konu olan bu gençlerin vize, final, bütünleme gibi dertleri hiç yoktur. Üniversiteyi bitirince girecekleri bir KPSS, atanamadıkları takdirde en iyi ihtimalle "işsiz"(!) olma durumları da yoktur. 4 yıl üniversite okuduktan sonra itfaiyeci olmak için sıraya girme ihtimalleri, yüz puanlık sınavdan doksan alıp mülakatı geçememe durumları da yoktur. İşte dizilerde karşımıza çıkan üniversite gençliği budur.

Türkiye gerçekleri dizilerdekinden farklı

Şimdi de Türkiye’nin gerçeklerinde dönelim. Dört yıl süren saçma sapan bir lise eğitiminden sonra, kıt kanaat biriktirilen paralarla aptalyuvası dershaneye giderek üniversiteye yerleşen gençlerin bir kısmı dört yıl üniversite eğitimini bin bir zahmetle, yarım zamanlı çalışarak, anketörlük yaparak bitirebiliyor. Tabii bir de kazandıkları halde maddi imkansızlıklar yüzünden üniversiteyi bırakmak zorunda kalanlar var. Elbette keyfine diyecek olmayanlar da var, okumak, düşünmek, sorgulamakla meşgul olanlar da var, ilim adamlarının, ahlaki ortamların peşinde koşturanlar da var çok az da olsa.

Üniversite bittikten sonraki merhale ise daha vahim. Girilecek bir yığın sınav, sınavlardan sonra - referans ya da daha doğru tabirle torpil- yapılan mülakatlar… Sonra beş yüz liraya kapılarını sonuna kadar açan dershaneler. Daha saymaya gerek var mı!

Aldatılıyoruz, uyutuluyoruz

Bu dizilerde yüz öğrenciden birinin sahip olabileceği imkanlarla aldatılıyor, uyutuluyoruz. Bu dizilerin hiç birinde ders çalışan üniversite öğrencilerine rastlamıyoruz. Çoğumuzun üniversiteyi bitirince başına geçebileceğimiz aile şirketlerimiz yok. Yüksek lisans düşünen, bunun için dil kursuna giden birine de rastlamıyoruz. Bu derece Türkiye’nin gerçeklerinden kopuk sahnelerin zihinlerimize her gün işlenmesinin manası nedir? Malum diziler kime hizmet etmektedir? Dizilerde karşımıza çıkan tozpembe sahnelerin Türkiye’nin gerçekleri ile alakası olmadığı aşikarken dizilerin milleti uyuttuğu ve bu yolla kime hizmet ettiği tartışmaya açıktır. Ben naçizane bu tespitlere ulaştıktan sonra yorumları ve tartışmayı sizlere bırakıyorum.

Yayından kaldırılmalı

Üniversitede bir hocam "eğer bir konu hakkında konuşacaksanız, sonunda mutlaka çözüm önerileri de getirmelisiniz" der her zaman. Bu noktadan hareketle benim görüşüm; yukarıda belirttiğim acı gerçekler herkese ciddi bir şekilde anlatılmalı ve toplumsal bir mutabakat ile bu diziler boykot edilmelidir. Bu diziler izlenmediği takdirde mecburen yayından kaldırılacaktır. Bunu başaramazsak diğer teklifim daha net ve kesindir. Sert ve hoş karşılanmayacak bir teklif biraz ama bu dizilerin devlet tarafından yayından kaldırılmasıdır.

Vesselam!

Hamdi Enes gençleri dizilere karşı uyanık olmaya çağırdı

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Hamdi Enes
01-05-11
E mail: dünyabizim.com
 
 
Yorumlar: 2
zehra çopur
diziler
Tarih : 25-03-13

içimdeki duyguları bu kadar güzel bir biçimde kağıda dökebilmeniz beni çok mutlu etti.

 
velii
güzel olmuş
Tarih : 03-05-11

çok güzel olmuş

 
GENÇLİK DİZİLERİYLE NE YAPILMAK İSTENİYOR?
Online Kişi: 17
Bu Gün: 157 || Bu Ay: 6.174 || Toplam Ziyaretçi: 2.237.085 || Toplam Tıklanma: 52.310.891