ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 5362
Yazar: F. Karabıyık Barbarosoğlu
MEMLEKETİNİ YÂR, YÂRİNİ MEMLEKET GİBİ SEVEN İNSAN: TEVFİK İLERİ

...

Bu gün Tevfik İleri'nin hayatı üzerinden yol almak istiyorum. Yol alırken Sadık Yalsızuçanlar'ın Vefa Apartmanı isimli romanı bize mihmandarlık edecek. Vefa Apartmanı Sadık Yalsızuçanların Tevfik İleri'yi anlattığı belgesel romanın adı. Gerçi kitabın kapağında anı roman denilmiş ama bendeniz anı roman yerine belge roman ifadesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü roman Tevfik İleri'nin mektupları ve evlatlarının anlattıkları üzerinden yol alıyor.

Tevfik İleri kimdir?

1911 yılında Rize'nin Hemşin kazasında dünyaya gözlerini açmış, 27 Mayıs darbesinde yargılanıp ömür boyu hapse mahkum edilmiş, Kayseri cezaevinde kanser hastalığına yakalanarak 31 Aralık 1961 yılında vefat etmiş bir siyasetçi Tevfik İleri.

Ahlakı; iş ahlakı, eş ahlakı,siyasi ahlak diye kompartımanlara bölmeden bir bütün olarak yaşadığı için bütün arkadaşları tarafından dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile takdir edilmiş bir memleket evladı.

Memleket evladı tabirini çok önemsiyorum. Türkiye'nin herhangi bir yerinde doğmuş olmamız bizi memleket evladı yapmaz. Doğduğumuz ve dahi doyduğumuz yerlere götürdüğünüz hizmettir bizi memleket evladı yapan.

Tevfik İleri memleketini yar, yarini memleket gibi seven bir kuşaktan geliyordu.

Erkek ağlamaz sözüne karşılık "insan olan ağlar" diyen bir yürekle yaşıyor Tevfik İleri. İnsan olan... İnsan olmak için en ziyade hasret duymaya ihtiyacımız var belki de. "Bu sabah oldukça şiddetli yağmur yağıyor. Bu yağmur da İzzet'e, Haluk'a, Paşa'ya, Hemşin'i muhtelif cepheleriyle anlatıyor. Hemşin ve Hemşin'de yaşamak birden bire yüreğimde tüttü. Kim bilir Allah neler nasip etmiş. Herşeyi unutup Hemşin'i zevkle hatırladım ve hissettim."

Birkaç ay sonra kavuşacağı henüz kız mı erkek mi olduğunu bilmediği evladı için bir günlük tutar İleri: "Büyük bir hasretle beklediğim aziz yavrum. Bu herkesin...yani 1938 yılına sarhoş ve ahlaksızca girdiği bir gecede ben bunları düşünerek sana ithaf ederek deftere başlıyorum. Ben bugün 27 yaşındayım. Sen henüz yoksun. Bu yazılar benim olduğu kadar senin de tarihin olacak... Biliyorum ki ölümümde sana bundan daha kıymetli bir şey bırakmayacağım."

Elli yaşında vefat ettiğinde şerefli bir isimden başka bir şey bırakmıyor evlatlarına. Yıllarca Bakanlık yapmış İleri'nin bir evinin bile olmadığına dikkatinizi çekmek isterim.

Yassıada mahkumlarından orada yediklerinin bedelinin istendiğini, merhum Menderes'in idam bedelinin dahi ailesinden istendiğini biliyorsunuz muhakkak.

Tevfik İleri vefat edince aile kira vermekte güçlük çekiyor.

Mesai arkadaşları, hemşerileri bir araya gelerek bir ev yapıyor İleri'nin ailesi için. Aile bu eve Vefa Apartmanı adını koyuyor.

II-

Günümüz insanının dilinde sevgi sözcüğü çürümüş bir sakız. Lakin sevme kabiliyeti her geçen gün azalıyor.

Sevmek gün boyu tekrarlanarak muhatabı bıktırmak için kullanılacak bir fiil değildir. Sevmek bir eylemdir. Sevgi görünmek ister. Ama tüketim kültürünün kodları ile değildir bu görünme. Yani "biz ne kadar sevgiliyiz, en sevgiliyiz, biriciğiz" mesajını, face sayfalarında fotoğraflar üzerinden cümle aleme ilan etmek değildir.

Sevgi eylemin dili ile başlar. Ne demek istiyorum? Bütün geçmiş zaman halk hikâyelerini, aşk hikâyelerini hafızanızın kayıtlarından çıkarmayı deneyiniz. Ferhat dağları delmişti. Kerem türlü çileler çekmişti.

Modern kültürde kayınpederler ve kayınvalideler damatlarından elbette dağları delmesini beklemiyor.

Bir erkeğin aile sorumluluğu taşıyıp taşıyamayacağına dair hangi yoldan kanaat edineceğiz?

Üniversite mezunu, ihtisas yapmış bir gencin sınıflarını birincilikle geçmiş olması, girdiği bütün sınavlardan yüksek puan almış olması, onun hayat sınavında da başarılı olacağı anlamına gelmiyor.

Küresel kapitalizmin şiddetini bu kadar hissettirmediği zamanlarda, gençlerin hayat karşısında ne kadar istikrarlı bir duruş sergileyeceğine dair kanaat edinmek için çalıştığı iş ortamı bir yere kadar fikir verebilirdi. Onun için hiçbir yerde dikiş tutturamamak, hiçbir kesere sap olamamak gibi olumsuz tanımlamalar eşliğinde adı anılan delikanlıların evlenmesi bir hayli zordu. Tabii tersi de söz konusu idi. Ustalar, amirler helal süt emmiş, çalışkan, verdiği sözü yerine getiren özü sözü bir gençleri evlendirmeyi kendileri için vazife bilirlerdi.

Modern dünya, insanların doğdukları yerde doyamamaları üzerinden serpilip gelişti. Küresel kapitalizm ise sadece nesnelerin kullanılıp atılacağı değil insanların da kullanılıp atılabileceği ilkesinin mihmandarlığında yol aldı.

Küresel kapitalizm ile evliliklerin ne alakası var?

Çok alakası var.

Küresel kapitalizm sosyal devlet anlayışını öldürdü. İş hayatındaki istikrarı öldürdü. Hiç kimse hiçbir yere kök salamıyor. Yüzergezer insanların yaşadığı bir dünyada muhkem kurumlar varlıklarını eski muhkemlik üzerine sürdüremiyor.

Yani memleket sevgisi olmayınca yarini memleket, memleketini yar gibi seven adam gibi adamlara rastlama imkanı da giderek azalıyor.

 

Yazının tamamı için tıklayınız.

Yazar: F. Karabıyık Barbarosoğlu
09-06-11
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MEMLEKETİNİ YÂR, YÂRİNİ MEMLEKET GİBİ SEVEN İNSAN: TEVFİK İLERİ
Online Kişi: 14
Bu Gün: 195 || Bu Ay: 1.835 || Toplam Ziyaretçi: 2.229.214 || Toplam Tıklanma: 52.243.775