ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 2891
Yazar: Necmettin Türinay
NELER OLUYOR?

Son zamanlarda enteresan bazı gelişmelere şahit oluyoruz. Daha doğrusu da bu hususta yapılan önemli bazı haberlere!.. Bunlardan birincisi, meclis gündemine geleceği bilinen üçüncü yargı paketi!..

Diğer bir yargı paketi hazırlığından daha söz ediliyordu ki sonu çıkmadı. O tür haberlere göre, Milli Savunma Bakanlığı’nda görevli yüksek rütbeli subaylar, içeridekilerin çıkmasını sağlayacak bir yasa tasarısı hazırlıyorlarmış!.. Bakanın bundan haberi var mı, yok mu belli değil!.. Kaldı ki işin bu tarafına haberciler ilgi de duymuyor, dahası biraz da özellikle bulanık bakıyorlar.

Yani böylece bir yandan, son derece uyanık bir bakan hakkında “yarı uyur-gezer” bir intiba uyandırılmak isteniyor, diğer yandan da ilgili bakanın Balyozcu takımlar için çalıştığı biçiminde kuşkular üretiliyor. Bu tür haberler kuşkuya ve şâyiâya dayandığı halde de, ilgili muhataba doğrulatmadan yayınlamak yoluna başvuruluyor. Bu durumda, bir basın grubu  tarafından yapılan haberciliğin, Uludere hadisesini manipüle eden Amerikan/Musevi gazetelerinin yaptığından ne farkı kalır? Nitekim Milli Savunma Bakanı’nın tekzip mahiyetindeki açıklaması, böyle bir çalışmanın bulunmadığını ifade etmiyor muydu? Peki ne olacak şimdi? Bu yönde günlerdir sürdürülen, kuşku ve tedirginlik üreten haberlerin ardından, ilgili bakanın açıklaması, bir-iki satırla geçiştirilirse bu reva mıdır?

Tabii burda, gelişmelere karşı zamanında açıklama yapmamakla sayın bakanın da hatalı davrandığını söylemek durumundayız. Fakat bu arada Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın özel yetkili mahkemelerle ilgili açıklamalarını da unutuyor değiliz. Ne mânâya geldiği, neyi kasdettiği çok da net olmayan mesajlar!.. Haberin tek özelliği, belli bir merkez tarafından, aşırı derecede soyutlamalara başvurularak özetlenmesi!.. Belki özetleme bile değil, konuşmanın kasdi olarak tek yanlı hale getirilmesi!.. Öyleyse haberi, adresi tesbit ederek ve ihtiyatla okumak gerekmeyecek midir?

Gene böyle bir sorun, üçüncü yargı paketi ile ilgili haberler için de söz konusu. Özel yetkilerle donatılmış mahkemelere güya tırpan atılacak, güya içeridekilerin tamamı dışarı salıverilecek!.. Eee!.. Son zamanlarda, içeridekilere ait olduğu iddia edilen ses kayıtları da böyle söylediğine göre!.. Eğer bununla iktifa edilerek kanaat sahibi olacaksak, vay halimize derim!.. Çünkü o zaman bozacının şahidi şıracı olmuş olur ki, sormayın gitsin derim.

Evet Türkiye’de son zamanlarda, önemli bazı gelişmelere hazırlanıyormuşuz gibi bir durum söz konusu. Bunlardan biri CHP’nin hazırladığı pakettir. Bunun hükümetle  görüşülecek olması, Başbakan’ın da buna hayır dememesi manidar değil midir? Böyle bir gelişme karşısında hemen refleks muhalefete değil; konunun anlaşılmasına yönelik tecessüslere daha ziyade ihtiyaç vardır. Öyleyse izleyelim, konuşulandan ziyade konuşulmayana nüfuz etmeye çalışalım.

Diğer paket meselesi de çok önemli. Ayrıca dediğim gibi yok hükümet Balyozcuları ve Ergenekoncuları salıverecekmiş, yok mahkemelerin elini kolunu bağlayacakmış vs. Allah aşkına bu tür sözlerin ve iddiaların bir mantığı bulunabilir mi? Belki yapılacak olan, olsa olsa tutukluluk sürelerinin kısaltılması, bir de terör savcılarının eski-yeni MİT görevlilerine yaptığı sakarlıkların önüne geçilmesi arayışı olabilir. Bunun ötesinde başka ne yapılır ki zaten?

İşte bu yöndeki haberlerle işin aslı örtülüyor, örtülmeye çalışılıyor da, alabildiğine bulanık, kaygan bir zemin yaratılıyor. Bunun da bilhassa yapıldığını söylersek herhalde yanlış olmaz sanıyorum. Güya hükümet terör davasını satmış gibi, satmaya hazırlanıyormuş gibi aşırı bir kaygı pompalanıyor kamuoyuna!.. Dahası hükümet bu işte, terki dava edecek gibi göründüğüne göre, siz ne güne duruyorsunuz demek istiyorlar. Yani kaşla göz arasında rol çalmak gibi bir  tutum değil de nedir bu?

Bir defa bu tür haberlerin bütünü, bizi az çok bilinen bir adrese, kendini hükümetten ayrıştırmaya çalışan bir adrese doğru taşıyor. Haberleri tek yanlı vermeyi, haberin aslını-esasını örterek, tek yanlı okumalara okuyucuyu zorlayan bir yaklaşım bu!.. Kamuoyunu aydınlatmaktan ziyade kuşku uyandırmaya dayalı bir habercilik!.. Belki de üzeri örtülü yeni bir muhalefet hazırlığı!..

Kuşkusuz haberleri tek boyutlu kullanmak, okuyucunun alternatifli düşünmek kabiliyetine de sınırlamalar getirmek bir gazetecilik tutumudur. Nitekim böyle bir haberciliği ters yönden çalışsalar bile, Aydınlık ve Taraf gazeteleri bol bol yapıyorlar. Ama onların inandırıcılığı kaldı mı, sorun bir bakalım? Yarın bu tür manipülâtif bir haberciliğin de foyası gün yüzüne çıkmayacak mıdır?

Onun için bu tür bir habercilik yerine, tasarıları hazırlayan kaynakların gerekçelerini de yansıtmak ve daha tarafsız bir tutum sergilemek gerekmez mi?

Peki terör, yargı vs. konularında derinden derine yaşadığımız ayrışma neyin işaretidir? Bu ayrışmayı MİT ve Uludere vakalarında da yaşadığımıza göre?

06.06.2012 Yeni Akit

Yazının alındığı kaynağa ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Necmettin Türinay
06-06-12
E mail: tyb.org.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
NELER OLUYOR?
Online Kişi: 24
Bu Gün: 121 || Bu Ay: 579 || Toplam Ziyaretçi: 2.225.984 || Toplam Tıklanma: 52.214.528