ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TÂRİH / DÜNDEN BUGÜNE
Okunma Sayısı: 2639
Yazar: Mümtaz'er Türköne
TÂRİHÎ DERİNLİK

“Stratejik Derinlik”, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na haklı bir akademik şöhret kazandırmış, dış politikamızın referans kitabı.

Kitabın başlarında “nehirde yolculuk” metaforu yer alır. Her şey değişmektedir. Ne nehirde akan su, ne nehrin kıyısı, ne kayık, ne içindeki biz, ne de karşıdan bizi seyredenler aynı kalmaktadır. Bu kadar değişkenin belirlediği bir yolculuğu, kayıktakiler arasında bir uyum ve işbirliği yakalayarak sağ-salim sürdürebilmek için çok sağlam bir vizyona sahip olmanız icap eder. Hele dünyanın en deli akan nehrinde başınızda bir yığın bela ile yolculuk ederken; daha ötesi, aynı zamanda nehrin yatağını değiştirmek gibi bir teşebbüsün içinde iseniz.

Türkiye’nin uluslararası konumu köklü biçimde değişti. Su henüz yatağını bulmadı ama bambaşka bir yöne doğru ilerlediğimizi kimse inkâr edemez. Yeni bir tarihî dönemin içinde yol alıyoruz. Bu değişimin mantığını ve istikametini merak edenler “Stratejik Derinlik”e müracaat ediyor ama yeterli olmuyor. Bir de “Tarihî Derinlik” ile diğer boyutun tamamlanması lazım. “Tarihî Derinlik” yine Ahmet Davutoğlu’na ait ama henüz yazılmamış bir kitap. Politika araya girince, zihinde bitirilmiş bu çalışma kitaba dönüşememiş. İzlerini ve işaretlerini sadece Türk dış politikasındaki köklü dönüşüme bakarak yakalamak mümkün. Özeti, derin bir tarih birikimi, bilinci ve muhasebesi. Ne için? Geleceğin tarihini üzerine inşa edebilmek için çok derin temellere ihtiyacımız var.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun daveti üzerine hafta sonu Kazakistan’a Vedat Bilgin’le birlikte yaptığımız ziyaret, geniş bir coğrafyada bu tarihî derinliğe vukuf için önemli bir fırsat oldu. Türkiye, bilenlerin hep söylediği gibi büyük bir ülke. Türkiye’ye dışarıdan baktığınız zaman mangalda kül bırakmadığınız sorunların aslında ne kadar basit olduğunu fark ediyorsunuz. Daha iyisi Kazak kardeşlerimizin Türkiye’deki çözüm sürecine bir itirazları olmadığı için Türklüğünüz de sorgulanmıyor.  Ata yurdunda, unuttuğunuz ama genetik kodlarınızda duran özelliklerinizi test etme fırsatınız var. Almatı’dan sıkı bir Kazak lokantasında kımız içip, at eti yiyip Türklüğümüzü tazelemek gibi. At eti, Hanefi fıkhına göre yenilebilir; kımız ise sayın ki at sütünden yapılan bir ayrandır. Galiba Türklüğünüzü ölçmek için de iyi bir vesiledir. Sonuç gayet iyi.

Türkiye, içinde yer aldığı dünyayı algılamasında bir zihniyet devrimi yaşıyor. Önce zihinlerin değişmesi gerekiyordu. Korkuların baskın olduğu, içe kapanan ve statükoya sıkıca bağlı kalan bir dış politika artık yok. “Sykes-Picot’nun çizdiği sınırlara neden biz bekçilik yapıyoruz?” sorusu işte bu tarihî derinlikten geliyor. Alışkanlıklardan kurtulmak, zihinleri değiştirmek çok kolay değil. Tarih farklı bir yöne evrildiği zaman bile, eskinin alışkanlıkları bir süre daha devam ediyor. Yeniye alışmak zaman alıyor. Tarih size sağlam bir ölçü veriyor. Geçmişte olanlar tecrübe edilenlerdir. Geçmişte başardıysanız, tekrar yapabilirsiniz. Zihninizin ve bedeninizin yeteneği, geçmişte kanıtlanmıştır. Üstelik insan eseri her şeyin sınırı değişebilir.

Yazının devamı için tıklayınız.

Yazar: Mümtaz'er Türköne
28-04-13
E mail: zaman.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TÂRİHÎ DERİNLİK
Online Kişi: 28
Bu Gün: 314 || Bu Ay: 5.740 || Toplam Ziyaretçi: 2.236.345 || Toplam Tıklanma: 52.304.046