ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 1753
Yazar: İbrahim Tenekeci
İKİ MESELE (Yolsuzluk ve yalnızlık)

Hemen söyleyelim: Her kim emaneti ziyan ediyorsa, kişisel menfaatini vatanın ve milletin üstünde görüyorsa, ona eyvahlar olsun.

İnanıyoruz ki, rüşvet alan, karşılığında, insanlığını verir.

Biliyoruz ki, bir müminin en büyük sermayesi, helal lokmadır.

'Halkı bostan edinmek', işlerin en fenasıdır.

Tamam, hırsızlığa karşı hassasız. Siz de öylesiniz. Yetimin hakkını, milletin hukukunu korumak istiyorsunuz. Bunlara bir şartla itirazım olmaz.

28 Şubat sürecinden sonra yaşanan o büyük talana dönelim: Soygun ve vurgunlar, bankaların içinin boşaltılması, emekli paşaların 'danışmanlık' adı altındaki kirli işleri, bazı holdinglerin inanılmaz yükselişi, yerli sermayeye suikast düzenlenmesi vs. O zaman da aynı hassasiyeti gösterdiniz mi? Hayır. 'Böyle bir suiistimale göz yumamayız' dediniz mi? Hayır. Hatta tam tersini yapıp o kadrolara sahip çıktınız. Övdünüz, şefaatçi oldunuz.

Demek ki mesele, yolsuzluğun ötesinde bir şey. O, işin bahanesi.

Millet, işte bunu erken gördü. Oyun tutmadı ve bozuldu. Çünkü hak, haksızlık yaparak aranmaz.

***

Bu köşede, daha önce kısaca değinmiştim: Gezi olaylarının ortaya çıkardığı ilk gerçek, Başbakan Erdoğan'ın yalnızlığı olmuştur. Çevresinde, dirayetli insan sayısı yok denecek kadar az.

Anlaşılan o ki, bu yalnız olma / görünme hali, birilerinin iştahını kabartmış. Onlara cesaret vermiş. Kolay kurtuluruz diye düşünmüşler. Bu durum, bazı şeyleri hızlandırmış. Kendi adıma, 17 Aralık operasyonuna biraz da böyle bakıyorum.

Biz buna 'yüksek kader' diyoruz. Yine olmadı ve oyun, kurmay kadrodan değil, milletten döndü.

Fakat bu, Başbakan Erdoğan'ın yalnız olduğu, ekibini yanlış kurduğu gerçeğini değiştirmez. O isimlerin önemli bir kısmını az-çok tanıyoruz. Neler yapmışlar ve yapıyorlar, biliyoruz.

Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış. Hiç kimse, kendisini sonuna kadar saklayamaz. Dinleyenin de, dinlenenin de durumu budur.

Seçimlerden sonra atılması gereken ilk adım, millete yakışan, dirayetli ve liyakatli yeni bir kadronun kurulmasıdır. 'Efendim'i herkes der.

Unutmayalım ki, ekmeğin düşmanlığı, kaşığın dostluğundan iyidir.

Son sözümüz şu olsun: Kırıldığımız kadar kırmak, bizi daha güzel yapmaz.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İbrahim Tenekeci
22-03-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İKİ MESELE (Yolsuzluk ve yalnızlık)
Online Kişi: 17
Bu Gün: 141 || Bu Ay: 1.524 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.233 || Toplam Tıklanma: 52.236.853