ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : DÜNYADA NELER OLUYOR / İSLÂM ÂLEMİ
Okunma Sayısı: 2502
Yazar: Ali Nur Kutlu
ÜMMET İÇİN YAPTIKLARIMIZ KÂFÎ DEĞİL; UYANMALIYIZ!

Dört şehrin acısı,

Ümmetin acziyetidir.

Bosna, Gazze, Halep, Kahire...

Son 20 yılda dört şehrin ve o şehirde yaşayan Müslümanların yaşadığı dramın şahidiyiz hepimiz. Gözlerimizin önünde binlerce, yüzbinlerce Müslüman kardeşimiz öldürüldü, tecavüze uğradı, işkence gördü, yurtlarından sürüldü. Biz ise acziyet içinde sadece tüm olanları seyrettik.

Sanırım vicdanımızı rahatlatmak için bir şeyler yaptık. Cami çıkışlarında yardım toplanırken beş lira verdik, miting olunca uğradık, slogan attık. Şimdilerde Twitter üzerinden TT çalışması yapınca daha bir rahatlıyor vicdanımız.

Gerçeği itiraf edemiyoruz. İslam dünyası büyük bir acziyet ve çaresizlik içinde. Coğrafyanın tamamında Müslümanlar birbirini boğazlıyor, vahşice toplu katliamlar yapıyor, Müslüman kardeşlerini yurtlarından sürüyor. İnanın bu daha büyük bir acı. Hiç olmazsa Bosna'da katil ve barbar Sırplar var, Gazze'de katil İsrail var diyorduk. Yani Müslüman değil diyorduk, vahşilik bu yüzden diyorduk. Şimdi Halep'e bakın. Müslüman olduğunu söyleyen Esed İsrail'den daha vahşice kendi halkını öldürüyor. Kahire'ye bakın. Sisi canlı yayında halkının üzerinden tanklarla geçti, zaferini binlerce kişiyi idam ederek kutluyor utanmadan. Sırplar bile bu kadar cüretkar olmadı.

Bizi kahreden Müslümanın Müslümana yaptığı zulümdür.

Uyanmalıyız.

Bize ne olduğunu, neden böyle olduğunu anlamalıyız. Müslüman Müslümanın düşmanı oldu. Ümmetin acziyetini, çaresizliğini, davasına ihanetini, İslam'a verdiği zararı görmek zorundayız. Görmek ve sonra da çareler bulmak zorundayız.

Bu dört şehre, bu dört kanayan yaraya, bu dört zulüm mekanına ve orada kardeşlerimizin yaşadıklarına bakın. Anlatılan hikayeleri dinleyin. Kahreden fotoğrafları, videoları izleyin. Sonra da ben tüm bu zulümlere karşı ne yaptım diyerek sorun. Her ne yaptıysak sızlayan, kanayan yaraya merhem olmadığı aşikar. Demek ki yanlış yoldayız.

Etrafa, ötekine, başkalarına bakmaya gerek yok.

Önce kendine bakmalı insan. Ailesine bakmalı. Çocuğunu nasıl yetiştirdiğine, nasıl eğitim verdiğine bakmalı. Ümmete nasıl evlatlar kazandırdığına, medeniyetimize hangi katkıyı yaptığına bakmalı.

Twitter Mücahitliği Kahire'deki o idamları durdurmaz, kendimizi kandırmayalım. O idamların parasını Suudi Arabistan veriyor, ondan daha güçlü ekonomimiz olsaydı Mursi'yi desteklerdik ve devrilmezdi.

Bosna'da Sırp katillerinin silahını Rusya veriyordu, bizim savunma sanayimiz de güçlü olsaydı Boşnaklara kendilerini savunacak silah verirdik bu kadar ölüm olmazdı.

Gazze'yi ablukaya alan, tepelerine bomba yağdıran İsrail'in en büyük gücü Amerika'daki Yahudi lobisidir. Onlar kadar güçlü diasporamız olsaydı İsrail bu kadar arsız olmazdı.

Halep'teki varil bombasını veren Rusya, Çin İran'ın arkasında durmasa Esed bu kadar zalim olamazdı. Ortadoğu'da diplomasi, istihbarat, medya, ekonomi, yerel ilişkilerin güçlü olsaydı kimse gelip Suriye'yi bu denli perişan edemezdi.

Yaptığın her neyse azizim sadra şifa, derde deva olmadı.

Uyanmalıyız.

Ülkene ihanet ettiğini söylediğin paralel yapının neden ihanet ettiğini bulman yetmiyor. Onu sosyal medyada deşifre etmek çare değil. Onun kadar güçlü yapılar kurmazsan yarın başka biri, bu sefer 'meridyen yapı' ihanet eder ülkene.

Uyanmalıyız.

Dört şehrin acısı yüreğimizde biliyorum. Ümmetin en vicdanlı, en duyarlı, en merhametli milletleri bizim topraklarımızda yaşar. Lakin yetmiyor yaptıklarımız. Daha fazlasını yapmak zorundayız. Her ferdin, her bireyin her Müslümanın üzerine düşen sorumluluğu tespit etmeli. Sokaklar, meydanlar, bölgeler, ülkeler, coğrafyalar bizi bekliyor.

Türkiye Ümmetin yetim çocuklarının sığındığı limandır, yaşlı gözlerini çevirdiği ufuktur, üşüyen bedeninin güneşidir.

Uyanmalıyız.

Yanlış giden bir şeyler var, doğrusunu bulmalıyız.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Nur Kutlu
30-04-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 1
fahri
hisdaş
Tarih : 30-04-14

son günlerde vaki hadiselerle alakalı benim hislerime tercüman olan en güzel yazı. teşekkürler

 
ÜMMET İÇİN YAPTIKLARIMIZ KÂFÎ DEĞİL; UYANMALIYIZ!
Online Kişi: 14
Bu Gün: 187 || Bu Ay: 1.570 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.346 || Toplam Tıklanma: 52.238.082