ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / KADIN VE ÂİLE
Okunma Sayısı: 2234
Yazar: Hilal Acar
EVE HAPSOLMAYIN (Bebek yetiştiren annelere)

Önceki yazılarımızda çocuklarımızı eğitirken kullandığımız veya kullanacağımız eğitim modellerinden çocuklarımıza gerçekten faydalı olanları almamız gerektiğinden bahsetmiştik. Bundan yola çıkarak bazı Avrupa ülkelerinin doğru uygulamaları ile yine bazısının yanlış uygulamalarını kıyaslamıştık. Önemli olan hangi eğitim modelini uygulayacağımız değil, bebeklerimiz ve çocuklarımız için neyin en doğru olduğunu saptayabilmemiz ve bunu uygulamamız...

Ülkemizde, bilhassa şehirlerde yaşayanlarda şöyle bir sıkıntı görüyorum. Bebek dünyaya geldiği zaman biraz büyüyene kadar anne, bebeği ile birlikte eve kapanıyor. Özellikle bebek kış bebeği ise... Yaz gelene kadar çok gerekmedikçe dışarı çıkmayan anneler ve eve hapsolan bebekleri sıklıkla görmeniz veya duymanız mümkün. Maksat, bebekler havadan nem kapmasın, üşüyüp hasta olmasınlar... Ben buna bebekleri fanusa hapsetmek gibi bir şey diyorum. Tabii bu durumda anne için de zorlu günler başlamış oluyor. Hamilelik zaten yeterince zor ve anneyi yıpratan bir süreç... Doğumla birlikte annenin bedenen ve ruhsal açıdan rahatlaması gerekirken eve hapsolması anneyi daha da bunaltacak, kendini toparlama sürecini uzatacaktır. Anne olur olmaz eve hapsolmaktan çok şikâyet eden anneler tanıma imkânı buldum. "Haftalardır evin içindeyim. Hava soğuk, bebeğim hasta olmasın diye dışarı da çıkamıyorum. Boğuluyor gibiyim." diyorlar. Peki, neden eve hapsoluyorlar? Biri mi hapsediyor? Hayır! Kendi kendilerini ve pek tabii bebeklerini eve, sobalı evlerde ise evin bir odasına hapsediyorlar.

Aslında niyet son derece iyi... Anneler bebeklerini dış dünyanın tozundan, kirinden, mikrobundan korumaya çalışıyorlar. Kışın soğuğu hasta etmesin, istiyorlar ama şöyle de bir gerçek var. "Sakınılan göze çöp batar." der ya atalarımız; işte o hesap, bebeklerimizi ne kadar dış dünyaya kapatır ve steril ortama alıştırırsak o kadar hastalıklara davetiye çıkarırız. Çevrenize bir bakın. Fazlaca steril ortamlarda yaşatılan bebeklerin ne kadar çabuk hastalığa yakalandıklarını, bünyelerinin nasıl da zayıf olduğunu gözlemleme imkanı bulacaksınız.

İsveçli çocuk doktorları, annelere ilk aylarından itibaren bebekleriyle günlük sokak yürüyüşleri öneriyorlar. Yaz-kış demeden, hatta yağmur- kar demeden, gerekli tedbiri alarak bebeklerin günlük en az yarım saat dışarıda dolaştırılması ve hava almaları gerektiğini söylüyorlar. Bunu alışkanlık haline getirmeyi tavsiye ediyorlar. Anne kendini biraz toparlayıp dolaşabilecek duruma geldiği andan itibaren bu kısa yürüyüşlere başlayabileceğini ifade ediyorlar. Bunun faydası şu: Bebek içine doğduğu dış dünya ile de mikroplarla da tanışıyor, havaya alışıyor ve bu bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlıyor. Anne için de kendini hızla toparlaması, rahatlaması ve hamilelik sürecinde alınan kilolarından kurtulmasını kolaylaştırıyor. İskandinav ülkelerini bilirsiniz. Kutuplara yakındır ve soğuk bir iklimi vardır. Yaz-kış bol yağış da görülür. Buna rağmen bu ülkelerde her mevsim bebekleriyle yürüyüş yapan anneleri görürsünüz. Üstelik bizdeki gibi bebekleri öyle sıkıca sarıp sarmalamıyorlar. Gerektiği kadar giydirip dışarı çıkarıyorlar. Rusya da bebekleri kış günü dahi denize sokuyorlar. Bundaki amaç da bağışıklık sistemini güçlendirmek... Tamam, Türk anneleri bu kadarını yapamaz ama en azından günlük hava aldırmayı ihmal etmemek gerekiyor. Ayrıca deneyenleriniz muhakkak vardır; bebekler dışarıda, açık havada çok daha sakin oluyorlar ve uzun süreli uyuyorlar.

Uzman doktorlar çocuğun veya bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirmek için fazla steril ortamlar yaratmanın yanlış olduğunu söylüyorlar. Mikroplardan ve virüslerden tamamen arınmış bir ortamda büyüyen bebek ya da çocuğun bağışıklık sisteminin bir süre sonra kendine zarar vermeye başlayacağını ifade ediyorlar. Bağışıklık sistemini sağlıklı geliştirmek için, mikrop ve virüslere de maruz kalması gerektiğini de belirtiyorlar.

Bebeklerini ilk aylarından itibaren düzenli olarak dışarıya çıkaran anneler bir süre sonra büyük bir rahatlık yaşacaklar. Bebekleriyle birlikte sosyal hayatın içinde olmayı öğrenecekler, yalnızken yaptıkları birçok şeyi bebekleriyle de yapabildiklerini görecekler. Bir kafede çay içmek gibi, markette alışveriş yapmak gibi, -deniz varsa eğer- sahil kenarı yürüyüşü gibi... Bu annenin de kendini daha hızlı toparlamasına katkı sağlayacaktır.

Mesela; neden Anadolu köylerinde doğup büyüyen çocuklar şehirdekiler kadar hasta olmuyorlar, diye sormak lazım. Anadolu köylerinde bebekler doğdukları andan itibaren hayatın tam ortasındalar. Tarlalara kurulan beşiklerde, annelerinin sırtlarında, biraz büyüdükleri zaman kapı önündeki toprak alanlarda oynayarak büyüyorlar. Köylerde yenilen gıdalar da sağlıklı ve doğal olunca oralarda büyüyen çocuklar son derece güçlü, hastalıklara karşı da dirençli oluyorlar. Tabii bu demek değil ki bebeklerimizi köylerde büyütelim ya da bu imkânı şehirlerde oluşturmaya çalışalım... Bu mümkün değil ama evlere de hapsetmeyelim. Aşırı steril ortamlar oluşturmayalım. Her şeyin aşırısı nasıl zararsa, gereğinden fazla titizlik ve korumacılık da bebeğe zarar verecektir. Bebeklerimizi koruyalım derken onları hastalıklara karşı güçsüz kılmak gibi bir duruma düşmek de var. Anneler; dikkatli ve korumacı olun ama eve hapsolmayın.

Şimdi tam bu noktada toplumumuza iyice yerleşmiş olan lohusalık ve kırk çıkarma, kırk gün evden çıkmama zorunluluğu akıllara gelecek. Bir sonraki yazıda İslam'da lohusalık ve bunun hem dinen hem de ilmen hükümleri konusuna değineceğiz.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Hilal Acar
22-05-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
EVE HAPSOLMAYIN (Bebek yetiştiren annelere)
Online Kişi: 23
Bu Gün: 146 || Bu Ay: 7.500 || Toplam Ziyaretçi: 2.217.989 || Toplam Tıklanma: 52.142.962