GEL EY SEVGİLİ!

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / RAMAZAN- ORUÇ- İNSAN

Okunma Sayısı: 2503

Yazar: Ali Nur Kutlu

GEL EY SEVGİLİ!

GEL EY SEVGİLİ! Daraldı ruhumuz, gönlümüzde bir hüzün, bir kaygı, bir umutsuzluk belirdi. Gel ey sevgili, dağıt tüm yeisleri.

Her gün ama her gün bir İslam beldesinde ölen kardeşlerimizin haberi gelir. Her gün ama her gün bir Müslüman kanı akar kara toprağa. Gel ey sevgili, gel ki dualarımız artsın, göz yaşlarımızla beraber dursun kardeşlerimizin kanı.

Çaresizce ama gerçekten çaresizce izliyoruz: Biladi Şam ateş içinde, viran olmuş Halep, Humus, Musul, Kerkük... Anaların ağıtları ninni diye yavruları avutur. Çaresizce ölen evladı, toprağa veren babayı, feryat eden anayı izliyoruz. Gel ey sevgili, gel ki secdeye varalım, yeniden umutlanalım, duaya duralım.

Hicaz hiç böyle kara bulutlarla kaplanmamıştı. Mekke kızgın, Medine mahzun, Taif yalnız, Uhud dertli... Yemen çöllerinden gelen Veysel Karani'nin aşkı değil, ölen kardeşlerimizin kara haberi. San'a hiç bu kadar kardeş kanı görmemişti topraklarında. Gel ey sevgili, gel ki Hicaz dirilsin yeniden, güneşler parlasın kumlarında, Arafat'tan birlik tekbirleri yayılsın topraklarımıza.

Ümmeti Muhammed'in bahtı karardı sanki ey sevgili. Her yanımızda bir kavga, her yanımızda bir fitne, her yanımızda bir ayrılık var. Ümmetin yetimleri, öksüzleri, dulları hiç bu kadar çok olmamıştı. Her gün yüzümüzü yere eğdirecek haberler gelir Ümmet coğrafyasından. Sessizce ağlıyoruz sadece, derdimize derman için gel ey sevgili, gel ki göz pınarlarımızdan sevinç yaşları aksın artık.

Neyleyelim bilemedik, nasıl edelim bulamadık bir başımıza. Ümmetin derdi koca bir taş gibi oturdu göğsümüze, ne yana dönsek ağırlığında eziliriz. Nefeslerimiz kesilir, sesimiz kısılır, ciğerimize kan akar. Gel ey sevgili, gel ki bir nefes hayat ver bize.

Anadolu dertlendi yine. Ne toylarımız toy, ne güveylerimiz heyecanlı, ne gelinlerimiz süslü. Çocuklarımız bile neşesiz. Kadınlarımız leçeklerini yaşmak etti, ağlayan gözlerini, dövülen sineleri gizler, dağa kaldırılan evladına yanar. Gel ey sevgili, gel ki Anadolu kavuşsun yarenine, neşesine, sevincine.

Şam-ı Şerif'in, Bağdat'ın, Mağribin derdi nedir ey sevgili, neden ezandan çok sela okunur minarelerimizden? Gün yok ki cenaze namazları kılınmasın, helallikler alınmasın. Yasinlerimiz, Fatihalarımız tükendi ölümlerden ey sevgili, ne çok kara haberi geldi. Gel, gel ki huzur dualarına dönsün dilimiz, şükür secdelerine dönsün rükuumuz.

Gel ey sevgili,

İbadetlerimiz azaldı, dualarımız kısaldı, zikirlerimiz tükendi. Kuran'dan beslenmez oldu, bir kuru dala döndü ruhlarımız. Ayet ayet damarlarımıza dolan sureleri unutmaya yüz tuttu zihnimiz. Gel ey sevgili, gel ki kurumuş pınarlarımızdan yeniden aksın Ali İmranlar, İnşirahlar, Bakaralar, Tevbeler.

Namazlarımız bizi günahlardan korumaz oldu. Kıyamımız kıyam, rükumuz rüku, secdemiz secde değil sanki. Nedir bu şevksizlik, nedir bu tatsızlık bilemedik. Gel ey sevgili, gel ki namazlarımıza yeniden kavuşalım, yeniden gözyaşlarımız ıslatsın seccadelerimizi, yeniden korusun bizi günahlardan.

Biliyorum karamsarlık haramdır İslam'da. Biliyorum yazdıklarım fazlaca ümitsiz. Lakin gönül lal olmuş, kalem küsmüş, göz kapanmış Ümmetin derdinden neyleyelim? Gel ki umut dolsun içimizde, gel ki dualarımızla dirilelim, gel ki sarılarım birbirimize kardeşlerimizle.

Gel ki yorgun düşmüş bedenlerimiz dinlensin.

Gel ey sevgili, gel ey Ramazan, ruhumuzu tamir et, gönlümüzü onar, yaralarımızı sar, kalbimizi nurunla doldur. Ne kadar özlemişiz seni.

Elhamdülillah ala külli hal.