ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ŞUUR YAZILARI
Okunma Sayısı: 2159
Yazar: Ali Nur Kutlu
BİR KÖŞEDE UNUTTUKLARIMIZ

BİR KÖŞEDE UNUTTUKLARIMIZDostum,

Bazen zamanı durdurup, hayatın bodrum katlarında, çatı aralarında, ardiyelerinde, depolarında dolaşmalıyız. Biliyorum işin çok, meşguliyetin fazla, yapacağın çok şey var. Lakin zamanı durdurmazsak ve geriye doğru bakmazsak, neleri unuttuğumuzu, neleri kaybettiğimizi anlayamayız.

Çocukluğunun geçtiği şu eve bak. Misafir odasını hatırladın mı? Annen buraya girmeni yasaklardı hep. Orası sürekli temiz kalasın, eve aniden misafir geldiğinde orada ağırlansın derdi. Misafir geldiğinde annenin yaptığı poğaçaları, cevizli izci tatlılarını ne kadar çok çaldın! Fakirlikten evin çocuklarına verilecek tatlı ne kadar az olurdu. Şimdi evinizde misafir odası yok, fakir değilsin, her şeyi alabilirsin ama o gizliden yediğin tulumba tatlısının tadı yok değil mi?

Dostum, asıl üzülmen gereken şey, artık evine misafir gelmiyor olması. Kapı zilin aniden çalmıyor, ev halkı misafir geldi diye heyecan ve telaşla yerinden fırlamıyor. Halbuki ‘evin bereketi misafirle gelir’ derdi baban.

Çocukluk arkadaşlarınla ettiğin kavgalar, küskünlükler, barışmalar, sarılmalar ve yüreğinin orta yerinde kıpraşan duygular... Hepsinin bir gün içinde olup bitmesine ne diyorsun? Bırak kin tutmayı, ertesi gün ettiğin kavgayı hatırlamıyorsun bile. Yıllarca, o mahallede daraldığında, bunaldığında, sevindiğinde, gizliden sigara içmek istediğinde hep o can dostunla paylamak istedin. Sırlarınızı birbirinize verirken (neden durup dururken sır vermek istemiştin hiç düşündün mü), bir gün bu sırrını sana karşı kullanabileceğini aklına getirmemiştin hiç. O kadar güveniyordun. Sarıldığında yürekten yüreğe akan bir duygu vardı, bir sevgi vardı hissettiğin.

Dostum, insanın en acı hikayesi, dostlarını kaybettiğinde başlar.

Biz tek başımıza yaşayamayız, Allah bizi böyle yaratmadı.

Evlerimizde toplanıp, fikir tartışmaları yaptığımız zamanlardaki mutluluğumuza şaşırırdım hep. Şimdi anlıyorum neden mutlu olduğumuzu. Biz Seyyit Kutup okurken, aynı zamanda Kemal Tahir’in romanlarına dalardık. İbn-i Haldun okurken, Sefillerdeki Jean Vealjan karakterindeki yanlış yüklemeleri eleştirirdik. Biz İran devrimiyle, Küba devrimini aynı heyecanla okurduk. Hele Sokrates’in baldıran zehri içtiği sahneyi gözlerimiz buğulu okuduğumuz ve onun yürekli dik duruşuna hayran olduğumuz o geceyi hatırla. Değişiktik yani, herkesten çok daha fazla değişik. O yüzden farklı olmanın mutluluğuydu bizimkisi sanırım.

Dostum, ancak dünyayı değiştirmeyi kafaya koyan çatlak devrimciler böyle şeyler yaparken mutlu olabilir.

İnan bana fikirleri didik didik edip, perişan etmenin lezzetini kimse bilemez. Keşke sürekli olayları ve insanları konuşanlar bunları anlasa değil mi?

Aslında meseleyi öyle fikir, dünyayı değiştirme, derya deniz ilim falan meselesine getirmek istemiyordum. Ben daha insani, her gün hayatta yaptığımız o muhteşem güzel davranışlardan bahsetmek istiyordum. Günlük, gündelik hayatta her zaman yapageldiğimiz ama şimdilerde kaybettiğimiz için eksikliğini hissettiğimiz sıradan şeyleri anlatacaktım sana. Mesela komşunun biri öldüğünde evimizde yas tutulurdu, televizyon, radyo kapatılırdı, yüksek sesle gülünmezdi. Annelerimiz yemekler yapar götürürdü cenaze evine, mahallenin en becerikli adamı mezar yerini, mezara konacak tahtaları falan ayarlardı hemen.

Dostum diyeceğim, komşuluğun, dostluğun, mahalleli olmanın, yol arkadaşı olmanın bir anlamı vardı. Hesapsız olmak, sanırım en çok özlediğim konu. Hesapsız ve plansız dost olmak, güvenmek, sevmek...

Köşelerde kaybettiğimiz, hayat değişiyor, ne yapalım yaşamın kuralı bu diye kendimizi ikna etmeye çalıştığımız, o küçük şeyler meğer ne anlamlıymış. Bizi insan yapan, millet yapan, Müslüman yapan şeylerdi onlar. Sıradan, basit, hayatın içinden ama çok değerli, o bir köşede unuttuğumuz şeyler... Sana bunları anlatacaksın aslında iki gözüm.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Nur Kutlu
15-03-15
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BİR KÖŞEDE UNUTTUKLARIMIZ
Online Kişi: 23
Bu Gün: 313 || Bu Ay: 8.849 || Toplam Ziyaretçi: 2.220.070 || Toplam Tıklanma: 52.157.677