PKK'NIN ŞEHİR SAVAŞLARI VE ÜST AKIL

ÂYET-İ KERÎME

Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.

Bakara, 120.

HADÎS-İ ŞERİF

Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.

Müslim, Rikak, 99.

SÖZÜN ÖZÜ

Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.

İsmet Özel

Kategori : / AKTÜALİTE

Okunma Sayısı: 2194

Yazar: İbrahim Karataş

PKK'NIN ŞEHİR SAVAŞLARI VE ÜST AKIL

PKK'NIN ŞEHİR SAVAŞLARI VE ÜST AKIL PKK terörü yeni bir taktikle tekrar şiddetlendi. Artık kırsalda çatışmak yerine şehirde, sokaklarda savaşıyorlar. Bunda karakolların kalekollara dönüştürülmesinin yanısıra İHA’larla havadan gözetlemenin etkisi büyüktür. Fakat arşivlere baktığımızda PKK’nın 2010 yılından bu yana şehir savaşlarına hazırlandığını görüyoruz. O tarihte de “özyönetim”ler kurulacağı ve halkın topyekûn savaşa dahil edileceği belirtilmiş. Karayılan, şimdilerde PKK’cı takılan Hasan Cemal’e verdiği röportajda şehir savaşlarının nasıl olacağını izah etmiş ve hedefin askerden çok polis olacağını belirtmiş.

Nitekim şimdilerde il ve ilçe merkezlerinde belediyelerin de desteğiyle sözde özerk bölgeler kurulmaya çalışılıyor ve hususiyetle polise saldırılıyor. Elektriğini suyunu devletin verdiği, sınırları hendeklerle belirlenmiş bir özyönetime PKK’lılar da inanmıyorlardır. Böyle yerlerin ömrü evdeki ekmek bitince sona erer. Asıl amaçları halkı da savaşa dahil ederek sayısı 5-10 bini geçmeyen militanla sürdürülen savaşa yüz binlerce sivili de dahil etmektir. Bu sayede “devlet Kürtleri öldürüyor” propagandası da gerçekleşmiş olacak.

Şehir savaşlarına geçişte üst aklın bir rolü olduğu sahadaki gelişmelerden anlaşılabiliyor. Batılı gizli servislerin PKK ile sık sık görüştüğü bilinen bir gerçek. Bu görüşmelerde PKK’ya savaş telkininden öte nasıl savaşmaları gerektiğine dair akıl ve bilgi de veriliyor. Zaten PKK’nın hem İngilizlerle hem de IRA ile görüştüğünü bizzat Öcalan söylemişti. İlginçtir ki örgüt şu anda IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) ile birebir aynı taktiklerle savaşıyor. Pusuya düşürme, sivillerden lojistik destek alma, sivil araç yakma, mayınlı tuzaklar vs. IRA’nın taktikleri.

Diğer yandan PKK’nın bazı saldırıları Alman silahlarıyla yaptığı ortaya çıktı. Almanlar bu silahları IŞİD’le savaşmaları için Peşmerge’ye vermişti. Ancak silahlar Bingöl’de çıkıyor. Yakında Amerika’nın PYD’ye verdiği silahlar da ele geçirilir. Çünkü PYD ile birlikte Amerikan silahlarını kullanarak çatışan 5000 PKK’lı var ve bunların Türkiye’ye geçme ihtimali yüksek.

Sahada bunlar olurken İngiliz BBC kanalının PKK’lı kadın militanları masum gösteren haberleri şaşırtmadı. Daha öncesinde yine İngiltere merkezli middleeasteye.net isimli site de aynı minvalde bir haber yapmıştı. Benzer haberler çok önceleri Amerikan medyasında da çıkmıştı.

Şu kesin ki PKK’ya verilen destekler ileride de devam edecektir. Bu desteği kesmek için hem devletin hem sivil tarafın yapacağı şeyler var. Sivil bağlamda; kara propagandalarla kandırılan Batı halkını ikna için ne yapılması gerektiğini Bülent Akarcalı’dan dinlemek lazım. Bir TV programında konuşan eski ANAP’lı bakan; Batıyla iyi ilişkileri olan Galatasaray, Bilgi Koç ve Sabancı gibi üniversitelerin yabancı gazetelerle irtibata geçerek durumu doğru bir şekilde anlatabileceklerini söylüyor. Ayrıca, “TOBB bugün batı medyasına 1 milyar dolarlık haber ve reklam masrafı yapsa kendisine dokunmaz” diyor.

Akarcalı’nın bahsettiği üniversitelerden bir şey çıkmayacağı muhakkak ama, genel bağlamda akademik çevrenin Batıyla irtibatta olması doğru bir tespit. Öte yandan Batı medyasına para ile yaptırmayacağınız hiçbir şey yoktur. Parayla ister haklılığınızı ispat edin, ister birilerini karalayın. Mesela Batı’da Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) aleyhinde bir şey yazılmaz. Hatta BAE para ile, Katar gibi ülkelerin terörist olduğuna dair makaleler yayınlatır. Oysa BAE’nin kendisi Ortadoğu’da fitne çıkaran bir numaralı ülkedir.

Devlet kanadındaysa; artık 2. Abdülhamid gibi yeni bir IRA mı kurulur, yabancı göçmenlerin Avrupa’ya geçişine izin mi verilir, ihalelerden men mi edilirler, onların ürünlerine daha fazla vergi mi konulur, yurtdışı Türklerin aktif olarak mı kullanılır, onu devlet bilir. Fakat etkili bir misilleme için yapılacak çok şey olduğu muhakkak.

Bir de içimizdeki hainlerle mücadele etmek gerek. Ona da sonra değineceğiz.