ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / AKTÜALİTE
Okunma Sayısı: 1832
Yazar: İbrahim Karataş
SALDIRININ ŞİFRELERİ VE HEDEFİ

SALDIRININ ŞİFRELERİ VE HEDEFİ3 Haziran’da Suriyeli muhaliflere yakın All4Syria sitesi, Esed rejimi ve İran’ın Mayıs ayında DAEŞ ile PYD’yi Haseki’de buluşturduğu ve bazı bölgelerin paylaşımında anlaştıklarını duyurdu. Site, gizli anlaşmayı Deyr-i Zor komutanı Albay İsmail Molla Ömer’e dayandırıyordu.

17 Haziran’da Başbakan Davutoğlu bu anlaşmayla ilgili bilgi vermişti.  Ancak kimse umursamadı. Yine 17 Haziran’da Arabi21 sitesi, Suriye istihbarat servisi Muhaberat’a ait gizli belgeleri yayınladı.  Belgelerin birinde Savunma Bakanı Fahd Cesim El Fraj ile General Ali Memlük’ün 17 Haziran’da Kamışlı’da PKK’nın önde gelenleri ile buluştuğu, Türkiye’nin huzurunu bozmak için anlaştıkları, karşılığında da Haseke’yi PKK’ya bırakarak orada özerk bir bölge kurmalarına izin verildiği yazıyordu. 15721/85 numaralı ikinci belgede ise DHKP-C’den 17 kişinin PYD aracılığıyla Suriye’ye geldiği, bunların Ankara ve İstanbul’da etkili kişilere yönelik suikast, esir alma ve bombalama faaliyetleri için eğitim alacağı vurgulanıyordu. Bu kişilerin hala PYD kamplarında olduğu ve Tel Maruf ile El Kahtaniye köyleri arasında hareket halinde olduğu belirtiliyordu. Eğitimlerin 30 gün süreceği ve sonrasında teröristlerin terör faaliyetleri için tekrar Türkiye’ye döneceği yazılıydı. Davutoğlu’nun eylem yapmadan yakaladık dediği bombacılar bunlar olmalı.

20 Temmuz’da Suruç’taki bombalamada 33 kişi öldü. Ölenler arasında HDP’liler yoktu.  PKK bombalamayı bahane edip çözüm sürecini bitirdi.

5 Ağustos’ta bir twitter hesabı Demirtaş’ın yabancı bir ülkede (Belçika’da) Benenson Strateji Grubu ve bazı derin grupların temsilcileriyle buluştuğunu, toplantıda Demirtaş’a yönelik düzmece bir suikast düzenlenmesi kararını aldığını bildirdi.  Bu hafta içinde Emniyet’e İdris Baluken imzasıyla verilen ve Demirtaş’a suikast düzenleneceğine dair bir belge yayınlandı. İlginçtir, belgenin tarihi twitlerin atıldığı tarih gibi 5 Ağustos’tu.

Sonra seçim hükümeti kurma çalışmaları başladı. Muhalefet partileri sanki ortalığın karışacağını biliyormuşçasına hükümete girmediler.  Hükümete dahil olan HDP’li bakanlar da sonradan istifa ettiler. Herhalde ileride “suçlu devlettir” dediklerinde, hükümetin “devleti beraber yönetiyoruz” demesine engel olmak içindi.

PKK 8 Ekim’de açıklama yaparak 11 Ekim’de (Gar patlamasından 1 gün sonra) tek taraflı ateşkes ilan edecekti.  Ancak ateşkes kararını 9 Ekim’de yani patlamadan 1 gün önce verdi.  Aynı gün PKK’ya yakın 2 twitter hesabından “yarın (10 Ekim) Ankara’da patlama olacak” şeklinde twitler atıldı. Patlamadan 4 gün sonra Kandil’in patlamanın olacağından haberinin olduğu ortaya çıktı.  Böylelikle PKK’lı trollerin bombalama bilgisini nereden aldığı ve Demirtaş’ın asıl failleri örtbas etmek için neden ısrarla devleti suçladığı ortaya çıkmış oldu.  İlginçtir, Suruç saldırısından sonra çözüm sürecini bitiren PKK,  daha çok ölümün yaşandığı Gar saldırısından sonra ateşkes sürecini bitirmedi.  Bu arada güvenlik güçlerinin Güneydoğu’da icra ettiği en başarılı operasyonlar da saldırının gölgesinde kaldı.

Bombalamayı önceden bilen twitter hesaplarının sahipleri ve irtibatlı oldukları kişiler tutuklandılar.  Yeminli kara propagandacılar yine milletin algısının ayarlarıyla oynadılar ve onların MİT elemanı olduğunu iddia ettiler. Fakat zanlıları neden HDP’nin avukatlarının savunduklarını izah edemediler.

Saldırının faillerine götüren bunun gibi birkaç enteresan bilgi daha var. Eğer zihinleriniz failler hakkında biraz berraklaştıysa asıl konuya geçelim yani saldırıyla ne yapılmak istendiğine. Onun şifrelerini de Kılıçdaroğlu veriyor;  Kılıçdaroğlu sürekli “Türkiye yönetilemiyor”  diyor. Tüm olaylar bu iddianın içini doldurmak için yapılıyor. Amaçsa Türkiye’yi yöneten ve giderek bir efsane haline gelen Erdoğan’ı diktatör derekesine çekip illegal yollarla alaşağı etmek… Bu saldırının faili kim olursa olsun hedef (Erdoğan) değişmiyor.  Her şey 1 Kasım’da Ak Parti’yi tek başına iktidar yapmayarak Erdoğan’ın siyasi hayatını bitirmek için yapılıyor.

Bakalım altını çamura bulayarak kıymetini düşürebilecekler mi?

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: İbrahim Karataş
18-10-15
E mail: yeniakit.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
SALDIRININ ŞİFRELERİ VE HEDEFİ
Online Kişi: 12
Bu Gün: 427 || Bu Ay: 9.031 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.494 || Toplam Tıklanma: 51.934.778