ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2252
Yazar: Mustafa Özcan
HAKK, YALNIZDIR

ÜMMET GÖVDESİNİN BAŞI TÜRKİYE'DİRİmam Ahmet Bin Hanbel’in Müsned’inde Ebu Ümame el Bahili’den mervi bir hadiste şöyle denilmektedir: “Ümmetimden bir bölük veya taife hak üzerine zahir ve kaim olacak ve düşmanlarına galebe çalacaktır. Muhalifleri onlara zarar veremeyecektir. Şu kadar var ki, onlara eza ve cefa (leeva) isabet edecektir. Onlar Allah’ın emri gelinceye kadar bu hal üzerinde kaim; yiyiciler arasında sofra gibi olacaktır…” Ashabın , “Ey Allah’ın Resulü onlar nerede bulunacaklar?’ diye sormaları üzerine şöyle cevap almışlardır: “Beytül Makdis ve çevresinde… (Müsned cilt 5, s: 269)” Onların Şam’da olacaklarını bu vesile ile anlamış oluyoruz. Başka hadislerde de sarahaten onların Guta’da olacakları haber verilmektedir. Guta bu şanlı mücadelede Müslümanların otağıdır. Bu nedenle de Şam’da bayrağın düşmediğinin yegane işareti Guta’nın ayakta kalmasıdır. Hadiste diğer hadislerde de yer alan kuşatılmışlık tanısı vardır. Bugünkü verilere birebir uymaktadır. Hadiste ikinci husus ise ‘ leeva’ yani eza ve cefa tabiri vardır. Kısaca burada savaşta zaman zaman Esat ve taraftarları kimyasal silah kullansalar da toptan Müslümanları yok edecek silahları denemeye fırsatları olmayacaktır. Allah buna müsaade etmeyecektir ve bunu tekeffül ve garanti etmektedir.  Al-i İmran suresinin 111’inci ayetinde ‘ len yedurrukum illa ezan/size ezanın dışında zarar veremezler’ ifadesi Yahudilerin Peygamberimize günümüzde de Müslümanlara eziyetin dışında kalıcı bir hasar veremeyeceklerini garanti etmektedir.

*

Demek ki, Şam ve Kudüs cephesinde Müslümanlara yönelik olarak kalıcı bir hasar verdirilemeyecektir. Burada hadis metninde ‘leeva’ geçmektedir şiddetli sıkıntı demektir. Hatta Mekke’nin kuru ikliminden Medine’nin nemli iklimine gelen muhacirlar büyük sıkıntı çekerler. Havasına alışmakta güçlük çekerler. Mekke için ahı figan ahu enin ederler. Peygamberimiz alışmaları için dua eder ve sıkıntıya göğüs germenin ecrini dile getirir. Her kim Medine-i Münevvere’nin (ikliminin) sıkıntı ve çilesine göğüs gerecek olursa kıyamet günü ona şefaatçi olurum, buyurmuşlardır. Burada da yine ‘lievaiha’ ibaresi geçmektedir. ‘El eva’ şiddetli zorluk ve sıkıntı anlamındadır. Şam Müslümanları da bugün şiddetli bir gam, sıkıntı ve ötesinde yalnızlık içindedirler. Sonuç itibarıyla bu hasar ve afat kalıcı değil geçicidir. Guta ayakta ise iman hayatta Müslümanlar da ayaktadır. Ahir zamanda Müslümanların siyasi otağının Şam’da ve Guta’da kurulacağı ifade edilmektedir. Müslümanların imamının veya salih kişinin orada Müslümanlarla birlikte yalnız olacağı ifade edilmektedir. Müslümanların sofra gibi olmaları kuşatılmışlıklarından kinayedir. Esat başlangıçta kendilerine yönelik kevni bir komplo olduğunu ifade etmişti. Halbuki, gelişmeler kevni kuşatmanın Guta ile sembolize edilen İslami kesimlere yönelik olduğu tebeyyün ve taayyün etmiştir.  
*
Guta’nın ve ahir zamanın imamı Mehdi, yalnızların imamı olacaktır. Demek ki korkulacak bir husus yoktur. Kaderin hükmü ve Allah’ın tasarrufu altındayız. Sürecin zorluğu bir gerçek. Bunun nedeni ise günah ikliminin hakimiyeti, yayılması ve toplumların günaha batması ve günahta boğulmasıdır. Toplu felaketler ve Yecüc ve Mecüc’ün zuhuru kötülüğün veya şerrin artmasına ve yayılmasına, kitleselleşmesine bağlanmıştır. Kudüs’ün Haçlılar tarafından işgali ve Moğolların Bağdat’ı işgalleri de aynı şekilde kötülüğün yayılmasının bir neticesidir. O günün tarihçileri insanların iki şeye ilgileri olduğunu beyan etmektedir. İştah ve şehvet. Mide ve uçkur. Halvet ve ihtilat zinanın yolunu açtığı gibi iştah da şehvetin hizmetindedir. Bugünün nimetleri her zamankinden boldur lakin iffet ve şükür istemektedir. Halbuki, azgınlık intaç etmektedir. İşte bu durumda insanlar savaşla terbiye olmakta ve bu suretle yeniden dirilmektedirler. Bugün birileri batıl ehlinin çokluğuna aldanmakta ve hakkı bununla ölçmektedir. Halbuki, tam da bize haber verildiği gibi hak üzerine kaim olan veya diğer ifadesiyle muzaffer bölük çokluk içinde azınlıktır. Batılın çokluğunun bir değeri yoktur. İbnü’l Kayyım el Cevziyye hak üzerinde sebat eden bir kişi de olsa onun tek başına bir ümmet teşkil edeceğini kaydetmektedir. İtibar çokluğa değil hakkadır.

Kimilerine göre hakkın tek kusuru yalnız olmasıdır. Hak yalnızdır ama aynı zamanda muzafferdir. Zira hak bölüğünün arkasında bizzat Cenab-ı Hak vardır. Allah, “Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. (Mücadele 21).

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Özcan
19-12-15
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
HAKK, YALNIZDIR
Online Kişi: 21
Bu Gün: 438 || Bu Ay: 2.997 || Toplam Ziyaretçi: 2.231.855 || Toplam Tıklanma: 52.266.811