ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ŞUUR YAZILARI
Okunma Sayısı: 2518
Yazar: Ali Nur Kutlu
BU VATAN...

BU VATAN...

Bizim için neresiydi vatan?

Nerede başlardı, nerede biterdi? Vatan dediğimiz toprakları nasıl algılardık?

Hiç düşündünüz mü?

Son iki yüz yıl...

Mısır'ı, Mağrib'i düşünün.

Kahire sokaklarında, kahvehanelerinde şairlerimiz dolaşırdı.

Bu vatanın, bu çınarın kollarını oradan kesmeye başladılar işte.

Bu vatan o zaman, Nil kıyısından başlardı.

Kafkaslarda, o uçsuz bucaksız dağlarda, ovalarda, steplerde, Karadeniz'i bir göle çeviren topraklarımızı hayal edin.

Yıllarca, hiç durmadan, parça parça kopardılar bu toprakları.

Kuban nehri hayata küstü. Kafkas kartalları, Çerkez beyleri, Karatay atlıları öksüz kaldı, hüzne boğuldu.

Bu vatan o zaman, Elbruz Dağı'nın yüce zirvesinden başlardı.

Balkanları düşünün.

400 yıl boyunca yaşadığımız topraklarımızı, ciğerlerimizi söker gibi söktüler bizden. Koyun koyuna yatan ölülerimizi bile ayırdılar.

Bu vatan o zaman, Tuna'dan, Drina'dan başlardı.

Filistin'i, Hicazı hayal edin.

Çöllerini, vahalarını bilirdik. Lübnan'ın dağlarını, Yemen'de Şibam ve Kakaban'ı severdik.

Kızıl Deniz'de yelken açar, Medine'de Huzur'da diz çöker, Mekke'de hizmetkarlık ederdik Kabe'de.

Fahrettin Paşa'nın gözyaşlarıyla birlikte, canımızı alır gibi aldılar ellerimizden.

Bu vatan o zaman, Belkıs'ın ayak bastığı çöllerden başlardı.

Erbil'de Dengebejler Kürtçe hikayeler anlatırdı.

Halep'te sofralar kurulurdu.

Şam'da ilim, irfan vardı.

Bağdat kurumluydu, masallarla doluydu.

Beyrut şatafatlıydı, havalıydı.

Kudüs kutsaldı, kadimdi.

Bu vatan o zaman, Dicle ve Fırat'ın döküldüğü denizlerden başlardı.

Uzak değildi hiçbiri.

Halep Erzurum'dan, Kahire, Kars'tan, Lübnan Artvin'den daha yakındı İstanbul'a. Bir güvercin uçumuydu yani hepsi.

Bu vatan, kuş uçuşunun son bulduğu yerden başlardı o zaman.

Bu vatan, kan akıttığımız topraklardan başlar.

Bu vatan, Kelimeyi Tevhit bayrağını diktiğimiz burçlardan başlar.

Bu vatan, şehitlerimizi gömdüğümüz dağlardan başlar.

Tam iki yüzyıldır, durmadan, doymadan, bıkmadan, usanmadan vatanımızı kopardılar, parçaladılar.

Tam 64 ülkeye böldüler topraklarımızı... Dile kolay, bir imparatorluktan tam 64 ülke doğradılar.

Şehirlerimizi, nehirlerimizi, dağlarımızı, ovalarımızı ve nihayet evlerimizi böldüler.

Bu vatan, iki yüz yıldır parçalanıyor.

Doymadılar, durmadılar.

Hala da saldırmaya, bir parça daha koparmaya çalışıyorlar.

Bu vatan, ayağını bastığın yerden başlar.

Savunmak namus borcundur.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Nur Kutlu
31-01-16
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 1
HASAN HÜSEYİN
BU ŞUURDA OLMAK
Tarih : 03-02-16

Başta kendimiz olmak üzere Hz Allah hepimize bu şuurda olma nasip etsin

 
BU VATAN...
Online Kişi: 20
Bu Gün: 197 || Bu Ay: 6.709 || Toplam Ziyaretçi: 2.216.340 || Toplam Tıklanma: 52.126.142