ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÇARPIK VAZİYETLER
Okunma Sayısı: 1977
Yazar: Kerime Yıldız
ECNEBİLERLE EVLENEN MÜSLÜMAN KIZLARI 2

ECNEBİLERLE EVLENEN MÜSLÜMAN KIZLARI 2 Yabancı/Ecnebi Damat-2

Bu yazıda tekrara kaçan konular için kusura bakmayın. Biraz geçmişe doğru uzanacağım.

Timur Savcı’nın Çalıkuşu dizisini başörtülü bir yazarın “on numara olmuş” demesi üzerine seyretmiştim. Okumuş dokumuş bir yazar hanımın bu diziye 10 vermesi için değerlendirmenin yüz üzerinden olması lâzımdı. Çünkü Savcı, bizim Kamuran’dan Doktor Rieux çıkarmaya kalkışmıştı. Fikirlerimi “Vebâlı Çalıkuşu” olarak yazmıştım. Mezkûr yazarın,  Timur Savcı ile aynı niyette olmadığına emindim. Peki derdi neydi de on numara diyordu? Çok basit, “Biz de bu işlerden anlarız.” ezikliği.

Aynı durum Kertenkele için de geçerliydi ama bu sefer sebep başkaydı. Anlı şanlı yazarlar, bu garip diziyi sırf aynı kanalda program yaptıklarının hatırına “çok kaliteli” ilân etmişlerdi.

Bu girişten maksadım şu. Eleştiri yaparken peşin hükümlerimizden, ezikliğimizden ve çıkarlarımızdan sıyrılmazsak dile düşeriz. Araştırmadan, incelemeden her şeyi alkışlamak, sıradan bir insan için sorun değil ama mürekkep yalamış insanlar için ayıptır.

Bir önceki yazımda ecnebi damat meselesinin eskiden nasıl karşılandığını anlattım. Tabi burada mühim olan, eski yeni meselesi değil. Dinimiz, Müslüman kadın ile Müslüman olmayan erkeğin evlenmesine izin vermiyor. Dün böyleydi; bugün de böyle. İsteyen gider evlenir. Bu, dinin kuralını değiştirmez. Kimse, abdestsiz namaz misâli, “Ben yaptım, oldu.” diyemez.

Hep söylüyorum, sinema-dizi piyasası, tecrübeli solcuların elinde. Biz giderken onlar dönüyorlardı. Bu işin önemini iyi bildikleri için vakitlice işin içine girdiler. “TRT, sizde olsa da ipler hâlâ bizim elimizde.” der gibi senaryo hileleri yapıyorlar.

TRT’de bir dizi var. Baba Candır. İtiraf edeyim önceleri hoşuma gitmişti. Âileyi toparlayan çok güçlü bir baba, mahalle hayatı falan var. Fakat zamanla işin rengi değişmeye ve ara ara Gezi renkleriyle boyanmış merdivenler gözümüze sokulmaya başladı. Elin kızı geldi, evin oğluyla aynı evde, yan yana odalarda yaşıyor. Yanlış anlamayalım diye de sözlüler. O kadar âile dizisi ki Âile Bakanı bile bu diziye misâfir oldu. Herhâlde “on numara bir dizi” fikrinde olduğu için.

(Âile Bakanı, daha tâze bakanken çocuklarla Starwars’a gitti. “Allah Allah! Âile Bakanı bu film hakkında hiç mi bilgi sâhibi değil, niye bu filmi teşvik ediyor?” diye çok şaşırmıştım. Sonra Baba Candır’a misâfir oldu. Kıyâfetimiz Doğulu olunca kafamızın Batılı olduğunu gösterme ihtiyacımız, böyle sıkıntılar doğurabiliyor. Ne kadar entel olduğumuzu ispat etmek isterken kaza yapabiliyoruz.)

Son bölümde, Nermin Hala’nın Avustralya’dan dönen kızının sevgilisi ortaya çıktı. Binlerce km öteden aşkı için gelen Avustralyalı genci gören Nermin Hala bayıldı.

Bilmem hatırlar mısınız İkinci Bahar’da mantar gibi mahallenin ortasında biten Tim, karnında çocuğu ile ortada kalan Gülsüm’e âşık olup evlenerek mahallenin nâmusunu kurtarmıştı. Yaptığı öyle büyük bir fedâkârlıktı ki Hıristiyan olmasının bir önemi kalmamıştı. Yabancı Damat dizisinde ise Yunanlılar bizim kızın hayatını kurtarmıştı. O kadar medenî, o kadar iyiydiler ki din ve milliyet farkı gözeten tutucu Antepliler utanmak zorunda kalmışlardı.

Çanakkale’nin 101. yılındayız. 24-25 Nisan geliyor. Hıristiyanlık aşkına ülkemi istila etmek için binlerce km öteden gelen işgâlcilerin torunları, gene gelip âyin yapacaklar. Bu günlerde sevimli bir Avustralyalı gencin,  bir Türk kızının peşinden mahallemize misâfir olması ne hoş değil mi?

Abartıyor muyum? Son Umut filminin son sahnesini hatırlatayım. Çocuklarını bulmak için Çanakkale’ye gelen Avustralyalı çiftçi Conner, bir Çanakkale şehidinin eşi olan Ayşe’yi yobaz Müslümanlardan kurtarmak için otele dönmüştü. İşgâlcimiz millî damat olmuştu. Ayşe’nin “tâcizcisine âşık aptal kız” olması kimin umurunda? Tipik Hollywood hilesi.

Diziye dönelim. Nermin Hala’nın bayılması mühim değil. Önce bayılırsınız, sonra alışırsınız. Hatta bayıla bayıla kızı verirsiniz.

Yönetmeni, senaristi tebrik(!) ediyorum. Âile, mahalle derken yabancı dâmada geldik. Tam Nuri Alço usûlü. Direk konuya girmeden, meyve suyumuza hap katarak…

İyi uykular TRT.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Kerime Yıldız
15-04-16
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ECNEBİLERLE EVLENEN MÜSLÜMAN KIZLARI 2
Online Kişi: 18
Bu Gün: 262 || Bu Ay: 4.816 || Toplam Ziyaretçi: 2.212.740 || Toplam Tıklanma: 52.082.463