ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TEFEKKÜR / İNSAN VE TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 2620
Yazar: Ahmet Selim
DİN, AKIL, TEFEKKÜR; DARWİN



Sahte bilim yahut bilimsel münâsebetsizlik



Temel yanılgılarımızdan biri; her şeyi bileceğimizi, bilmeye muktedir olduğumuzu zannetmemizdir.

İnsan, kendini "bilimsel bilgi" ile yetinme mecbûriyetinde bırakırsa, yaşaması için gerekli olan hayat görüşüne sahip olamaz; düşünce üretemez ki, öyle bir hayat görüşü oluşturabilsin. Ben rûha değer vermek için bilimin onu ispatlamasını beklersem; evimin yolunu bulamam.

 Kaldı ki, bizim görüş alanımıza maddî âlemin bütünü de girmez. Güneş sistemi içindeki bir dünyadayız. Sonsuz içinde bir nokta! Maddî alan, sonsuz; rûh'u ve zaman'ı bilmiyorsun; ama insanın bu hayatı yaşayışı hakkında, mutluluğu, dengesi, gâyesi, inanışı, ahlâkı hakkında mutlak değer hükümleri vazediyorsun! Akıl ile bağdaşır mı? Akıl, önce mütevâzı olmayı gerektirir.

 Akıl, bildiklerine dayanarak bilemedikleri hakkında düşünür; mutlak hükümler veremez. Sahip olduğu bilgilere dayanarak benzer bilgilere erişmesi sıradan bir faaliyettir. Ama, onun dışına çıkarak, boşlukları sözde bilimsel varsayımlarla doldurup bunların doğruluğuna inanılmasını isteyemez. "Yanlışlanana kadar bunların doğruluğuna inanmak zorundasın" diyemez. İnanç alanına giremez. Metafizikleşemez.

 Darwin'in teorisine ben niye inanmak mecburiyetinde olayım? Bilimsel bir gerçek mi bu? Hayır, bir varsayım. Peki yüzyıl sonra bu varsayım yanlışlanırsa, benim şimdiki hayatımda kaybettiklerim ne olacak? Böyle bir mantıksızlık olur mu?

 Darwin teorisini dayatmak, doğruluğuna inanılmasını istemek, doğruluğuna inanmanın çağdaşlık gereği olduğunu savunmak, her şeyden önce bilime ve akla aykırıdır. Kaldı ki, Karl Popper'a göre "Darwin kuramı sınanabilir olmadığı için bilimsel değildir, sahte bilimdir. Metafizik bir şeydir." (The Logic of Scientific Discovery)

 Mantık bilgisi, okul kitaplarında var. Bunun dışında, daha geniş anlamda ve üst seviyede "düşünce bilgisi" vardır.

 "İtidalli olun, aklınızı kullanın. Aklınızı kullanırken kalbinizi de devrede tutun." bilgisi bir düşünce bilgisidir. Aynı zamanda Kur'anî bir bilgidir ve Kur'an üzerinde maddî bilgi işaretleri arama çalışmaları epeycedir de "düşünce bilgisi" arama ilgileri çok azdır; ve durum benim çok hayretle karşıladığım bir durumdur.

 "İnançlı ve ahlâklı olmanın, aynı zamanda akıllılık olduğu" bilgisi de öyledir. Ve bu bilgi de yeterince işlenmemiş ve öne çıkarılmamıştır. Düşünürken "kalbe", manevî yaşayışta "akla" işarette bulunan bir "itidal" tavrına ve bu tavırla insanın hayatın bütünlüğüne "ufuk açma" lüzumuna yer verilmesi, harikulâde bir düşünce eğitimi bilgisidir.

 Bu kıvamdaki bir benzerini hiçbir felsefî ve fikrî eserde bulamazsınız. Vardır ama; dağıtılmış, serpiştirilmiş, riskli yerlerde kuşatılmış olarak vardır; onları bir araya getirip bir senteze yaklaştırmak ömür törpüsü bir iştir.

 Doğru bilim, kendini sınırlayarak düşünce alanındaki akla saygı gösterir ve "Beni eleştirip süzerek benden yararlanma imkanlarına sahipsin." der. "Bana ufuk aç, sınırlarımızın genişlemesine yardımcı ol." der. Doğru bilimsel tavır budur.

 Bilim-din kavgasının İslâm açısından hiçbir anlamı yok. İslâm, aklı, ifrata ve tefrite karşı sınırlar; bu, özgürleştirmedir. O kadar böyledir ki "Din'de aşırılığa sapmayın." diyerek, itidalden ayrılmanın her türlüsünü kınamıştır.

 Bilim-din arasında bir düşünce alanı vardır. Makul tartışmalar, müzakereler o alanda yaşanmak gerekir. Bir pozitif bilim maddî olgularla, realitelerle uğraşır. Onun sınırlı, maddî ve değişken verileriyle din ilgilenmez, o alanda da aklını kullanmayı teşvik eder; fakat düşünce alanı için insanın ve hayatın bütünlüğü hakkında bilgiler, ölçüler verir. (Din) düşünmeyi, düşünerek yaşamayı öngörür. İtidali, dengeyi, mutluluğu, sorumluluk şuurunu, ahlâklı olmayı, bütünlüğü, tutarlılığı, sevgiyi anlatır.

Eleştirileriniz varsa, itirazlarınız ve farklılıklarınız varsa; bu alanda, düşünce alanında, ifade edeceksiniz. "Ben Darwin'den esinlenerek şöyle şöyle düşünüyorum" dersin, karşılıklı oturur tartışırız. Ama "Darwin Teorisi bilimdir, bilime karşı çıkamazsın" dersen, güler geçerim.


NOT: Vurgular bize âittir. (Doğruluş)

Yazar: Ahmet Selim
27-07-09
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
DİN, AKIL, TEFEKKÜR; DARWİN
Online Kişi: 16
Bu Gün: 462 || Bu Ay: 4.270 || Toplam Ziyaretçi: 2.234.103 || Toplam Tıklanma: 52.284.528