ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 605
Yazar: Sefa Saygılı
EĞİTİM İÇİN NE YAPILMALI?

'ZORUNLU' DEĞİL MAAALESEF 'SORUNLU' EĞİTİMGeçen hafta Zorunlu Değil Maalesef Sorunlu Eğitim başlıklı yazımızda orta eğitimimizin içinde bulunduğu bazı açmazlardan bahsetmiştim. Yazımız öyle ilgi gördü ki bu durumu tespitlerimizin isabetliliği olarak gördüm. Yapılan çok sayıda yorumdan ikisini vermek istiyorum:

“Hocam okulun öğretmenin arkadaşlarının huzurunu bozan, devamsızlık yapan sorunlu zorunlu öğrenciler şubat veya eylül dönem başı beklenmeden gıyabında açık öğretim lise/ortaokuluna kaydedilse daha iyi olmaz mı? Yani okumak istemeyen öğrenci çırak olarak başka bir işte çalışsa onun için de daha iyi olur derim.”

“Tam gün eğitim ve 12 yıl zorunlu tam gün eğitim ile çocukların yüzde doksandan fazlası sadece dört duvar arasında tutuluyor. Tam gün eğitim sılayı rahimi bitiriyor. Çocuklar yakın akrabalarını tanımaz oluyor. Köyler boşalıyor. Akşama kadar karma eğitim ahlâkı bitiriyor.”

Yıllar önce Ivan İllch’in Okulsuz Toplum diye ilginç bir kitabını okumuş ve bana oldukça öğretici gelmişti. Kitaba göre okulun, çocukların çocuklukları üzerinde, zaman ve enerji hakkı iddia eden yapay ve görece ehemmiyetsiz birer bina olduğunu ileri sürmekteydi. Okula devam etme, dersleri başarı ile geçebilme, çevresindekilerle iyi anlaşabilme ve geçinebilme kaygısının ise çocukları hem batı kültürünün ve toplumsallaşmasının gündelik hayatından koparmakta hem de onları yabanıl, büyüsel ve ciddi bir ortama tabiri caizse itmekteydi. Böylece, kurumsallaşmış, standardize edilmiş, homojenleştirilmiş, tek düzeleştirilmiş ve aynılaştırılmış bilgi yığınları çocuklara dayatılmaktaydı. Bu durum aynı zamanda da bir tüketim çağının da habercisi sayılmaktaydı.

Şimdi de Taylandlı Bangkok merkezli bir iş adamı olan Dhanin Chearavanont benzer fikirleri savunmaktadır. Tayland’da gıda sektöründe faaliyet gösteren bu iş adamı 17,3 milyar dolar servete sahipmiş.

Tayland’ın bu en zengin adamı: “Okul süresi kısaltılmalı, gençler hayattan deneyim kazanmalı!” demektedir. Bu dijital bir çağda teknolojik gelişmelere ayak uydurmak ve kendilerini geliştirmek için öğrencilerin okulda daha az zaman geçirip gerçek hayat deneyimi kazanmaya daha çok odaklanmaları gerektiğini söylemektedir. Taylandlı öğrencilerin okulda ve üniversitede geçirdikleri sürenin kısaltılması gerektiğini ifade eden Dhanin, öğrencilerin 18 yaşına geldiğinde üniversiteyi bitirip iş hayatına atılmaları gerektiğini söylemekte.

Kendi ülkesinin eğitim sistemini baz alarak konuşan Dhanin, “Benim görüşüme göre, öğrencilerin ilkokulda geçirdiği 6 yıl, 4 yıla inmeli. Öğrencilerin 18 yaşına geldiğinde üniversiteyi bitirip çalışmaya başlaması için de ilkokul sonrası aşamalar 2 yıldan fazla sürmemeli” demiş. “Bugünlerde öğrencilerin ezber yapması gerekmiyor çünkü tüm bilgiler internet üzerinden parmaklarının altında” diye de eklemiş.

Makinelerin ve yapay zekânın insanlardan daha iyi öğrendiğini, bilgileri işleyebildiğini, hatırladığını ve hesapladığını hatırlatan Dhanin, “Çoğu üniversite ve okulun hâlâ devam ettirdiği eski metotları kullanmak için herhangi bir neden yok” diye konuşmuş.

Bunun yerine üniversite ve okulların öğrencilerine gerçek dünyadaki sorunlardan ve zorluklardan öğrenmelerini sağlayarak iş piyasasına hazırlamaları gerektiğini söyleyen Dhanin şunları eklemiş: “Toplum en iyi üniversitedir. Okul, bilgelik kazandırmaz. Bilgelik sadece gerçek hayat sorunlarından öğrenilebilir.”

Önemli tekliflerimiz

*Dhanin enteresan ve dikkate alınması gerekli şeyler söylüyor. Özellikle de PISA Eğitim Direktörü’nün “Türk öğrencilerin karmaşık sorunlar karşısında çözme becerilerinin olmadığını görüyoruz” dediğini de önemseyerek…

*Zorunlu eğitim mutlaka kısalmalı. 12 sene çok fazla. Üstad Yusuf Kaplan’ın uyarıcı fikirleri rehber olmalı diye düşünüyorum.

*Daha erken yaşlarda meslek eğitimine yönlendirme olmalı. Yine bu konuyu yıllardır vurgulayan eğitimci yazar Ali Erkan Kavaklı’nın dediklerine kulak vermeliyiz.

*Hele sınıfta kalmanın olmaması ayrı problem. Milli Eğitim Bakanımız sınıfta kalmanın tekrar getirileceğini söyledi ki bizce bu şarttır. Düşünün dersle hiç ilgisi olmayan, oldukça geride gidenlerle eğitim nasıl olabilir? Ancak herkese lise diploması dağıtmak anlamına gelir bu uygulama.

Daha pek çok problem sayılabilir. Ancak bunlar öne çıkıyor.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Sefa Saygılı
14-03-20
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
EĞİTİM İÇİN NE YAPILMALI?
Online Kişi: 24
Bu Gün: 473 || Bu Ay: 9.077 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.560 || Toplam Tıklanma: 51.936.084