ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 5551
Yazar: Ahmet Ar
İSLÂM, İSEVÎLİK VE MUSEVÎLİKLE BİR TUTULAMAZ! (Bir mektup)

Muhterem Hocam,

Fakir, Türkçe öğretmeniyim. Yedi yıl da üniversitede hasbelkader öğretim görevliliği yaptım.

Yazılarınızı okumaya gayret ediyorum. Hisli bir yüreğe sahip olduğunuzu, inandığınıza samimi inandığınızı kuvvetle tahmin ediyorum. Televizyonda da sizi dinledim. Gözlerinizin sık sık buğulanması, boğazınızın düğümlenmesi samimi bir kalp taşıdığınızın delili diye düşünüyorum.

Muhterem Hocam, son yazınızda şöyle bir cümle var: Ne zaman İslâm, İsevîlik ve Musevilik aslî kaynağına döner, işte o zaman insan da, insanlık da aslına, gerçek özüne kavuşur. Biz olur, bir olur." "....asli kaynağına döner" yüklemiyle biten bir cümlenin öznesi Musevilik ve İsevilik olabilir; bu normal; çünkü bu dinler asli hallerinden uzaklaşmışlar. Ama bunların yanında İslam'ın ne işi var? İslâm'ın "asıldan uzaklaşmak" bakımından mezkur dinlerle bir benzerliği var mı? Adamların kitaplarının aslı kalmamış; şu saatten sonra bulabilmeleri de mümkün değil. Bizim Kitab'ımız bir nokta bile eksiksiz elimizde. Kitab'ımızı yanlış anlamayı önleyecek binlerce hadis-i şerif sağlam kayıtlar altına alınmış. Bu asli kaynakları günümüze bağlayan ilim adamları ve eserleri ortada... Öyleyse İslâm'ın diğer dinler gibi aslî kaynaktan uzaklaşmış olması söz konusu değildir. Aslî kaynaktan uzaklaşmamış bir dinin de aslî kaynaklarına dönmesini dilemek abesle iştigal olmaz mı?

Kastınız Müslümanların İslam'a uygun yaşamaktan uzaklaşmaları ise buna "İslâm'ın aslî kaynağına dönmesi" yerine "Müslümanların İslâm'a dönmesi" demek gerekmez mi?

Cümlenizi "Biz olur, bir olur." diyerek bitirmişsiniz. Yani İslâm, Musevîlik ve İsevîlik aslî kaynağına dönerse "biz olur, bir olur"muşuz. "Biz" dediğiniz kim? Bir, nasıl bir "bir"? Bu üç dinin aslî kaynaklarına dönmelerinden yeni bir "biz" ve "bir" mi çıkacak? Fakat zaten bozulmamış ve asıl halde bulunan İslâm "biz" ve "bir" olan değil midir? Yeni bir "biz" ve "bir" aramak İslâm'ı aslî hâlinden çıkarmaya çalışmak anlamına gelmez mi?

Kastınız şu mu? "Musevîlik ve İsevîliğin aslı İslâm'dır; ben onların aslî kaynaklarına dönmeleri ifademle İslâm'a dönmelerini, Müslüman olmalarını anlatmak istedim." Ama muhterem hocam, siz kalemi alışkın bir yazarsınız; bu böyle mi ifade edilir? Musevîlerin ve İsevîlerin aslî kaynaklarına dönmeleri İslâm'a dönmeleri veya girmeleri demekse, "aslî kaynaklarına dönmesi temenni edilen" dinler içine İslâm niçin dahil ediliyor? Musevîler ve İsevîler aslına dönecek; yani Müslüman olacak... Peki Müslümanlar, İslam aslî kaynağına dönünce ne olmuş olacaklar? Müslüman mı? E, zaten Müslümanlar ya... "Ama iyi Müslüman olacaklar" mı diyorsunuz? Öyleyse buna "İslâm'ın aslî kaynaklarına dönmesi" değil, “Müslümanın İslâm'a dönmesi, sarılması” demeliyiz.

Eğer Musevîlik ve İsevîliğin yanına İslâm'ı da koymanız onları kırmamak içinse bunu da kabullenemiyoruz. Tertemiz ve aslî hâliyle yaşamakta olan İslâm'ın diğerlerinin yanında sanki muharref dinlerden biriymiş gibi gösterilmesi -bu bir ifade dikkatsizliği neticesi de olsa- razı olunabilecek bir şey değil. Bir hakikati muhatabımıza kırmadan ulaştırmak güzel; ama kırmamak için hakikatin zedelenmesi kabul edilemez. Hakikat, İslâm'dır; başka dinlerin hükmü kalkmıştır. Bunu muhataplarımıza en yumuşak ve güzel bir şekilde anlatmaya gayret edelim. Ama bize "Bizim dinimizi de hakikat olarak kabul ederseniz sizinle konuşabiliriz." derlerse masadan kararlı ve hiç tereddüt etmeden kalkmayı bilmeliyiz. Onlarınki de hakikat ise biz onlara ne vermiş olacağız? Bırakalım öylece kalsınlar o zaman...

Muhatabın paşa gönlü olsun diye hakikat kem kümlere boğulmamalı. Kırılsalar da çatlayıp patlasalar da... Hakikat İslâm'dır ve Müslümanın vazifesi bunu gücü yettiğince bütün insanlara yaymaktır.

Selamlar...

Yazar: Ahmet Ar
19-12-11
E mail: ahmet_ar@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 6
Harun ŞAHİN
Batıya Doğru Akan Nehir
Tarih : 22-12-11

Batıya Doğru Akan Nehir belgeselinin giriş cümlesini duyunca aklım başımdan gitmişti: "Küresel Medeniyetin Doğuşuna Tanıklık Ettiğimiz Şu Günlerde...." Bu küresel medeniyetin savunucuları hiç İslam Medeniyetinden yana olmadılar. Samuel Huntington'un ileri sürdüğü medeniyetler çatışması tezine karşı kurulan Medeniyetler İttifakı projesi İslam'ı hazır lokma haline getirmenin ötesinde bir mana taşımamaktadır. Bu noktada Hocam'ın her satırı bir Osmanlı şamarı gibi muhatabının suratına çarpan yazısını zevkle okudum. Kendisine hayranlığımı bildirir tebrik ve takdir ederim.

 
İbrahim Hoca
Çıkış Noktamız Kuran ve Sünnet Olursa Yanılmayız
Tarih : 20-12-11

İnsan şu dünyada bir mürşidin eteğine tutunamazsa, sığınacak güvenli bir liman bulamzsa, diyaloğ benzeri bir rüzgarın önünde savrulup gider Allah korusun. Ahmet hocam; kafa karışıklığı içindekilere verdiğiniz cevabi açıklamalar oldukça doyurucu olmuş Allah razı olsun. Selam ve hürmetlerimle...

 
Abdurrahman YILDIRIM
İSLAM
Tarih : 20-12-11

Mealen "Muhakkak ki Allah katında din yalnızca İslam'dır" ayeti kerimesi zaten bizlere en büyük delil değil midir? Yazar mes'eleyi farklı bir bakış açısıyla güzel izah etmiş. Çok önemli ve hassas bir konu. Teşekkürler.

 
hatice
hakkıyla iman etmek.
Tarih : 19-12-11

Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla. Bedeviler: «İman ettik.» dediler. De ki: «Siz henüz iman etmediniz, fakat henüz iman kalplerinizin içine girmemiş olduğu halde «İslama girdik» deyin. Eğer Allah'a ve peygamberine itaat ederseniz, size amellerinizden hiçbir şey eksiklemez; çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, merhamet edendir.»hucurat 14...Şüphe yok ki, o Kur'an'ı Biz indirdik. Biz; her halde onu muhafaza da edeceğiz!hicr suresi.9.ayet.bu yazı beni alıp bu ayetlere götürdü.selam olsun korunmuş olana hakkıyla iman edene.

 
TAC 1
İTHAF
Tarih : 19-12-11

BU YAZIYI DİYALOGCULARA İTHAF EDİYORUM.

 
ibrahim TUNCER
Teşekkür
Tarih : 19-12-11

Allah razı olsun ahmet hocam. Başka söze ne hacet. Allahın emirlerini, Rasülünün sünnetlerini olduğu gibi eğmeden bükmeden, kendi fikrini ilave etmeden dosdoğru söyleyemeyen din alimlerinin kol gezdiği ülkemizde siz çok önemli bir vazife yapıyorsunuz. dualarımız sizlerle....

 
İSLÂM, İSEVÎLİK VE MUSEVÎLİKLE BİR TUTULAMAZ! (Bir mektup)
Online Kişi: 21
Bu Gün: 357 || Bu Ay: 6.347 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.465 || Toplam Tıklanma: 52.119.477