ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 2022
Yazar: Mustafa Çelik
Hayatlarını zamane firavunlarına çaldırmayanlar

Hayatlarını zamane firavunlarına çaldırmayanlarFiravunlar için çalışmayanlar, Allah yolunda Allah için Allah’ın emrettiği şekilde çalışanlardır. Allah rızasının önemsenmediği zamanlarda ve mekânlarda firavunlar şahlanırlar. Çünkü firavunlar, Allah rızasının ‘zayi’ olduğu ortamlarda neşvü nema bulurlar. Firavunlar, işgal ve istilâ etmek istedikleri halkları, içeriden birbirlerine düşürürler. Çünkü evin içinde gürültü çoksa; dışarıda olup bitenleri fark edemezsiniz. Firavunlar, bu gerçeğin farkındadırlar. Ülkelerimizi işgal ve istilâ etmek isteyen zamane firavunları kendilerini fark etmememiz için sürekli ülkelerimizin içinde gürültü çıkarıyorlar. Bu nedenle diyoruz ki; Müslüman aile olarak, Müslüman meşrep ve mektep olarak, cemiyet ve ülke olarak içerideki gürültüyü sonlandırmadığımız, ihtilaflarımızı ittifaka dönüştürmediğimiz müddetçe zamane firavunları tarafından çalınmaya mahkûmuz.

İhtilaflarını ittifaka dönüştürmeye yanaşmayan Müslümanlar, kendilerini küresel zamane firavunlarına çaldıranlardır. Onlar çakallara benzerler. Çakalların krallık provaları, aslanlar uykudan uyanıncaya kadardır. “Vaktaki vadi oldu hali, tilki kendiliğinden oldu vali!”

Zamane firavunlarının karşısında insan olarak, Müslüman olarak var olanların, varlık ortaya koyanların sermayesi, kesintiye uğramayan mücadeleleridir. Allah yolunda Allah için Allah’ın emrettiği şekilde son Rasûlü Hz. Muhammed (sav)’in örnekliğini ve önderliğini esas alarak cihad etmeyi kesintiye uğratanlar, âlim de olsalar, abid de olsalar, zamane firavunları tarafından çalınmaya mahkûmdurlar. Yaşadığımız bu zaman diliminde dünyanın İslâm’sız kültürüyle tanıştıktan sonra “Benim kütüphanemdeki tefsir kitaplarına, hadis kitaplarına, fıkıh kitaplarına bakıyorum. Bunların hiçbirisi bu dijital çağda derdimize derman olmuyor, bizi dünya kültürüyle entegre etmiyor. Kütüphanemdeki bu tefsir, hadis, fıkıh kitaplarını yakmak istiyorum. Bizler yeni küresel projeler edinmek mecburiyetindeyiz” diyenler, şeksiz ve şüphesiz zamane firavunlarına kendilerini çaldırmış yıkık fikirli ve köle ruhlu olan kimliksiz ve kişiliksizlerdir. Zamane firavunlarının kültürleriyle tanışınca kendilerini tüketenler, din ve iman noktasında hakiketen tükenmiş olanlardır.

Kur’ân’ın refaketinde Refik-i A’laya yol bulabilmek için yola çıkanlar, hayatlarını zamane Firavunlarına çaldırmayanlardır.


“Eğer Biz, bu Kur’ân’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan eğilip çatlamış, paramparça olduğunu görürdün. Ve işte insanlara bu örnekleri, düşünsünler diye getirmekteyiz.” (Haşr Sûresi/21)

Müslüman, dağların dahi taşımadığını taşımak için vardır. Düşük bir insanlık üzerine yüksek bir Müslümanlık inşa edilemez. İnsanlığımızla Müslümanlığımız atbaşı gider. Biri olmazsa ötekisi de olmaz. İslâm fıtratlarını zayi etmişlerin değil, fıtratlarını koruyanların dinidir.

İnsan İslâm’sız, İslâm Müslümansız olmaz. İslâm’sız adalet arayışları, modern zamanların ifsad çalışmalarıdır. İslâm’sız adalet diyenler, gayr-i Müslimlerden idareciler edinmek isteyenler, kendilerini zamane firavunlarına çaldıranlardır.

İslâm’ı teslim almak yerine İslâm’a teslim olanlar, İslâm’ı kendilerine uydurmak yerine kendileri İslâm’a uyanlar, kendilerini firavunlara çaldırmayanlardır. İslâm sapık olanların değil, sadık olanların dinidir. Sadıkları olmayan topluluklar, sapıklıkların garantileri olmaktan başka bir şeye yaramazlar.

Firavunların mekânlarını mesken edinenler, Tağuti zeminlerde kalarak mü’mine kadınların başörtüsü hürriyetlerini kazandıklarına sevinenler, başörtüsü altındaki başları kaybettiklerinden habersiz yaşayanlardır. Kafalarını zamane firavunlarına hibe etmiş kadınların başörtüsünden bu ümmete hayır gelmez. Mü’min erkek ve kadınların kafalarını zamane firavunlarının kültüründen korumadıkça hiçbir zaferimiz sahih olmaz.

Zihinlerini firavunlara emanet edenlerin zihniyetleri firavunların zihniyetinden farklı olmaz. Dini elinden alınmış Müslümanlara, dinsizliği enjekte etmek kolay olur. Elinizdeki silahınızı karşınızdakine vermişseniz sizin için iki ihtimal vardır. Mert ise sizi korur, namert ise çevirir sizi vurur. İslâm coğrafyasındaki Müslümanlar, kendilerini iki tane küresel zamane firavunları olan Amerika ve Rusya’ya kaptırdıkları günden bu yana kendi silahlarıyla ve kendi evladlarının elleriyle vurulmaktadırlar.

“Rabbimiz Allah’tır” dedikten sonra “İman-ı Billah”tan istikamet ve istikrar alanlar, kendilerini zamane firavunlarının telkinlerine kaptırmayanlardır. Firavunların hilelerine, desiselerine, oyunlarına karşı alınacak en önemli tedbir, imandan istikamet almak ve sırat-ı müstakim üzere istikrar sahibi olmaktır.

Hak- Batıl mücadelesinde Hak safında yeri alıp hakikat atmosferinden asla ayrılmayanlar, hayatlarından zamane firavunlarına pay ayırmayanlardır. Kendilerini zamane firavunlarına çaldırmadan, zamane firavunları için çalışmadan Allah yolunda Allah için bir şeyler yapanların dilekleri dualaşır, duaları da gerçekleşir.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Çelik
13-04-16
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Hayatlarını zamane firavunlarına çaldırmayanlar
Online Kişi: 24
Bu Gün: 79 || Bu Ay: 1.979 || Toplam Ziyaretçi: 2.229.668 || Toplam Tıklanma: 52.248.689