ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 3396
Yazar: Meryem Uçar
RAGÎF NASIL ÂKİF OLDU?

Eserlerinden taşan insan!

Mehmet Akif Ersoy, eserine koyduğundan fazlasını yaşayan yani sadece eserleriyle değil de hayatıyla da örnek bir insan..

“İnsan, şüphesiz eserindedir. Eserleri olmakla birlikte, onlardan taşan kişilikler vardır. Esere konan kadar olan yazarlar vardır. Eserine koyduğundan fazlasını hayatına koyan yazarlar da az değildir. Öyle ki, o, bir olağanüstüyü yaşar; eser vererek de, sözleriyle de, davranışlarıyla da.” Böyle diyor Üstad Sezai Karakoç, Gün Saati kitabındaki Som Mermer Gibi başlıklı yazısında. Bu tanıma göre Mehmet Akif, eserine koyduğundan fazlasını yaşayan yani sadece eserleriyle değil de hayatıyla da örnek bir insan.  Mehmet Akif Ersoy

Ben de sizlerle hayatından bazı kesitleri paylaşmak istiyorum.

Asıl adı Akif değil

Mehmet Akif Ersoy’un Akif isminin aslında Akif değil de Ragîf olduğunu biliyor musunuz? Akif miladi 1873 hicri 1290 yılında doğar. Babası Tahir Efendi 1290 yılında doğan oğluna ebcet hesabına göre 1290 eden kelime olan Ragîf (Rı:200+gayın:1000+ye:10+ fe:80=1290)’ı isim olarak koyar. Fakat insanlar yanlış telaffuz zannederek Ragîf’i Akif diye çağırırlar.

Masalsız uyumaz

Birçok yazar ve şairin hayatında masalın önemli bir yeri olduğunu görüyoruz. Bu yazar ve şairlerden biri de Mehmet Akif’tir. Küçük Akif, masal dinlemeden uyuyamaz. Masalı, annesi ya da babası değil de komşuları Baise Hanım anlatır. Bir gece masal dinleye dinleye Akif uyuyacak yerde masalı anlata anlata Baise hanım uyur. Çocuk Akif’in yaptığı, kaç çocuğun aklına gelir bilinmez ama Akif, mangalda bir ceviz kızdırır ve kadının eline yapıştırır. Sonucu tahmin etmek zor olmasa gerek.

Dili fazlasıyla önemsiyor

Mehmet Akif Türkçeyi fazlasıyla önemser. Dilin yabancılaşmasına üzülür. Güzel Türkçenin üstüne titrer.

İki gencin aralarındaki konuşmaya şahit olur. Gençlerden biri diğerine "Kaç trenini ala­cağız" diye sorar. Mehmet Akif bunu duyunca sinirlenir ve hiç tanımadığı bu gençlere “Treni, daha sizin devletiniz alamadı! Siz nereden alıyorsunuz?” diye çıkışır.

Birinciliği ermeni öğrenciye kaptırmaz

Mehmet Akif, babası öldükten ve evleri yandıktan sonra, mezunlarına memuriyet vaat ettiği için Baytar Mektebi'ne girer. Baytar mektebinin yeni adı biliyorsunuz Veterinerlik Fakültesi’dir. 1989 yılında girdiği okulu 1893'te birincilikle bitirir. Aslında okulu birinci olarak bitirmek gibi bir amacı yoktur ama bir hocasından okul birinciliğini Ermeni bir öğrencinin alacağını öğrenir. Bunun üzerine günlerce ders çalışır ve okulu birincilikle bitirir.

Sözünün eri olmak buna denir

Bir cuma, günü Mithat Cemal’le sözleşirler. Mithat Cemal’in evine gidecektir. O gün adam boyu kar yağar. Hiçbir vasıta işlemez. Mithat Cemal’in evi Çapa’dadır. Öğle yemeğinden sonra Mithat Cemal’in kapısı çalınır. Akif, bıyığının yarısı donmuş bir halde kapıdadır. Nasıl gelmiştir? Beylerbe­yinden, Beşiktaş'a bir vapur işler. Beşiktaş'tan Çapa’ya kadar vasıta bulamaz ve o kadar yolu yürür. Mithat Cemal, karda, tipide Mehmet Akif’in o kadar mesafeyi nasıl yaya yürüdüğüne şaşar. Akif’te Mit:hat Cemal’in şaşkınlığına şaşar ve şöyle der: "Gelmemem için kar, tipi kâfi değil, vefat etmem lâzımdı. Çün­kü geleceğim diye söz vermiştim."

Beş çocuk nasıl sekiz çocuk oldu?

Başka bir sözünde durma vakıası da şudur: Veterinerlik Fakültesinde sınıf arkadaşı ve dostu Hasan Efendiyle, çoluk çocuk sa­hibi olurlarsa, ölenin çocuklarına kalan bakacak diye sözleşirler. O zamanlar Akif genç ve Hasan Efendi, yaşlıdır.

Aradan yıllar geçer. Beylerbeyi’ndeki evinde kıt kanaat geçiniyordur. Akif’in beş çocuğu vardır. Hasan Bey vefat eder ve Akif verdiği sözü tutarak yetim kalan üç çocuğa bakar. Beş çocukla kıt kanaat olan geçim sekiz çocukla nasıl olur diye düşünmez. Onun için önemli olan sözünde durmaktır.

Meryem Uçar, eserlerini ve hayatını örnek almamız dileğiyle yazdı.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Meryem Uçar
27-12-10
E mail: dünyabizim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
RAGÎF NASIL ÂKİF OLDU?
Online Kişi: 18
Bu Gün: 154 || Bu Ay: 10.401 || Toplam Ziyaretçi: 2.223.799 || Toplam Tıklanma: 52.195.744