ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÂKİF EMRE
Okunma Sayısı: 2777
Yazar: Akif Emre
ARAPLARA HANGİ TÜRK MODELİNİ VERELİM?

İki farklı Türk modeli

Ortadoğu'ya gerçekten model olacak bir Türk modeli var mıdır? Eğer Türk modeli olarak Arap baharına ilham kaynağı olacak bir pusula varsa bu modelin içeriği nedir? Türk modelinin, Ortadoğu'ya, Müslüman Arap halklarına bir pusula olmasını isteyenler, bunu adeta dikte edenler, teşvik edenler kimler? Türk modelinin öne çıkarılmasını sağlayanlar bu model ile Ortadoğu'da nasıl bir siyasal ve sosyal dönüşümün gerçekleşmesini istemektedirler? Pek çoğumuzun kulağına hoş gelen 'bu Türk modelinin Türklere nasıl bir hayrı dokunmuştur?' sorusunu da ihmal etmemeli.

Arap baharını harekete geçiren dinamiklerle Arap baharını şekillendirmek isteyen dinamikleri ayrı tutmadan Türk modeliyle neyin elde edilmek istendiği anlaşılamaz. Arapları oryantalist bir bakışla, totaliter rejimlerde ortaya çıkan kültürün (İslam dininin denmek isteniyor) bir sonucu olarak pısırık, edilgen gören bakış açısıyla, Batı'nın aydınlığında gözlerini açmış, birden harekete geçmiş kitlelerden oluşan şaşkın bir topluluk olarak görenler, onlara hazır bir model sunmak istediler. Batılı önyargıların önüne geçmek için Batılı kültüre aşina, kolay benimsenecek bir başarı öyküsü gerekiyordu.

Mısır'da ilk kez devlet başkanı halkoyuyla seçildi. Devlet başkanlığını kazanan aday müesses nizamın her türlü baskısına maruz kalan, her türlü kötülüğün odağı sayılan Müslüman Kardeşler'in temsilcisi. Başkanlık seçimi arifesinde vesayet rejimi, elindeki tüm kozları oynayarak Mursi'nin elde edeceği neticeyi etkisizleştirecek, sistem içi dönüşümün önüne geçecek tedbirler aldı. Meclis feshedilerek seçimler yenilenirken Cumhurbaşkanı'nın yetkileriyle birlikte meclise yansıyan toplumsal tercih adeta budandı. Kanadı kırılmış bir zaferin adı oldu Mursi!

Mısır özelinde olayın ironik yanı şu ki; hem devrimi kontrol altına alarak vesayeti sürdürmek isteyen müesses nizamın sahiplerinin hem de devrimle sistem içi dönüşüm gerçekleştirmek isteyenlerin ve özellikle İhvan hareketinin Türk modelinden ilham oluyor olmaları.

Vesayet rejimini sürdürmek isteyen, ülkenin ekonomik ve siyasal tüm yapılarını kontrol eden askerler yargının da desteği ile bir tür postmodern darbe tekniklerini kullanarak seçilmişleri etkisizleştirme operasyonunu şimdilik başardılar. Her ne kadar psikolojik yıpranma sürecine girseler de askerler, vesayet rejimini tümüyle teslim etmeye niyetli görünmüyor. Bunun için de ilham kaynaklarının bir Türk modeli olması şaşırtıcı değil. Rejimin siyaseti denetim altına alacak demokratik görüntüsü altında, gerçek iktidarı elinde tutacak bir yapılanma için 12 Eylül askeri darbesi sonrası yapılanmayı örnek aldıkları, 1982 Anayasası'nı da yasal meşruiyet çerçevesi olarak modelledikleri artık biliniyor.

Müesses nizamın sahiplerinin, değişime direnirken psikolojik olarak yıpranma sürecine girdikleri kesin. Diğer tarafta yeni dönemin en önemli aktörü olarak siyaset sahnesine çıkan Müslüman Kardeşler de zaman zaman pazarlık yapıp uzlaşarak, sınırlı da olsa sokağın gücünü gösterip meydan okuyarak süreçte yol almaya çalışıyor. İhvan'ın bu süreçte ilham kaynağı da (ısrarla pusula olarak gösterilen) yine bir başka Türk modeli. Somut ifadesiyle, Ak Parti deneyimi özellikle İhvan ve diğer İslamcı hareketlere rol-modeli olarak sunuluyor.

Türkiye'nin ne siyasal ne de toplumsal yapısının birebir Mısır'la örtüşmediği açık. Türkiye'nin içinden geçtiği batılılaşma, sekülerleşme süreçleri, Mısır'la kıyaslanamayacak derecede radikal biçimde gerçekleşirken bir o kadar da kırılmalarla neticelendi.

Ak Parti deneyimi gerçekten Mısır için bir model olabilir mi? Ak Parti öncesi Milli Görüş geleneği mahcup ve kısık sesli bir İslamcılıktı. Ya da üzerlerine yapıştırılan İslamcılık 'ithamını' reddetmeyen bir siyasal deneyimdi. Temsil ettiği kitle açısından bakıldığında sisteme biat etmesi istenen kesimlerin bu biati ancak 'gömlek değiştirerek' mümkün olmuştu. Bu süreçte hem sistem değişmiş hem de biat eden kitle dönüşüme uğramıştı. Müslüman Kardeşler'in tam bu noktada bir yol ayrımında durdukları varsayılabilir. Ancak Mısır siyasal sisteminin, en azından teorik düzeyde, gömlek değiştirmeyi gerekli kılmayan bir yapı arz ettiğini hatırlamakta fayda var.

Anayasasında yasaların İslam şeriatına aykırı olamayacağı maddesinin olduğu bir ülkede İhvan gibi İslami hareketlerin sekülerliği öne çıkarmaları gibi ilkesel bir kırılma yaşama zorunlulukları olmayacak. Her ne kadar Türk modeli laiklik ilkesine özellikle vurgu yapıyor olsa da bunun kısa vadede Mısır toplumunda yankı bulmayacağını tahmin etmek güç değil; hatta ters tepki bile alabilir.

Ancak Arap baharının siyasal ufkunu belirlemek isteyen Batılı siyasal projeler, sürecin ekonomi-politiğini önceleyerek dönüşümü mümkün kılmaya çalışacaklardır. Türkiye'deki AKP başarı öyküsünün daha çok ekonomik bir başarı olarak takdim edilmesi, Ortadoğu toplumlarının birer tüketim toplumu olmaya hazırlanarak küresel kapitalizme entegre edilme projesidir. Formel olarak sekülerleşmeye karşı olanlar, pratikte dünyevileşerek kapitalist ürettim/toplum ilişkilerine entegre olmakla sonuçlanacak bir sürecin içindeler. Bu açıdan bakıldığında İhvan; temel ilkelerinden vazgeçmeden dönüştürülme, iddialarının içeriğinin boşaltılmasıyla karşı karşıyadır.

Yazının devamı için tıklayınız.

Yazar: Akif Emre
28-06-12
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ARAPLARA HANGİ TÜRK MODELİNİ VERELİM?
Online Kişi: 19
Bu Gün: 83 || Bu Ay: 1.723 || Toplam Ziyaretçi: 2.228.924 || Toplam Tıklanma: 52.241.527