ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / GEÇERKEN UĞRAYAN YAZARLAR
Okunma Sayısı: 3238
Yazar: Necmiye Güneylioğlu Günata
MISIRCININ YÜREĞİ

Az önce çok sevdiğim bir arkadaşımla yürüyüşe çıktık yağmuru hiç hesaba katmadan. Oysa az önce şiddetli bir yağmur birdenbire gelmiş ve gitmişti. Biz dönmemek üzere gittiğini sandık o yağmurun. Keyifli keyifli düştük yola sohbetin dibine vura vura. Kahkaha ata ata. Bizi daha da zenginleştiren, derinleştiren konuları paylaşa paylaşa…

Bir ara yolumuzun üstündeki mısırcıdan gelen mis gibi kokuyu içimize -düşüncelerimizin akışını hiç değiştirmeden- çektik. Dönüp mısırcıya bakmadık bile. Onun orada varlığı ne ilgimizi ne de dikkatimizi çekti. Her zaman böyle olmaz mıydı? Mısır yemeyi düşünmüyorsak ne mısır arabası ne de mısırcı düşüncelerimizi meşgul ederdi. O nasıl bir insandır, ne yer ne içer hangi zevklerin sahibidir, diğer insanlarla nasıl iletişim kurar hiç düşünür müydük? O küçücük mısır arabasından ibaret dünyasına nasıl kocaman bir yürek sığdırır hiç ama hiç düşünmedik.

Yürüyüşümüzde zevkin doruklarında, sohbetin hafifliğinde, saadetin cennetinde yol alırken yağmur, tanelerini haberci olarak gönderdi. Tabii mısırcı gibi bu taneleri de önemsemedik. Yürümeye devam… Sen misin aldırış etmeyen, yağmur bütün şiddetiyle geliverdi ve biz gerçeğe döndük. Yağmurun ve mısırcının da içinde bulunduğu gerçeğimize.

Önce birbirimize baktık. Geri döndük. "Mısırcı ile arkadaş olalım.” dedik aynı anda.

Gittik ve o minik arabanın altına sığındık izin isteyerek. Yağmur bütün şiddetiyle devam ederken biz tek kişiyi bile korumaz diye düşündüğümüz o ekmek teknesinin altında yurdum insanı ile sohbete daldık. Bir de şemsiye açtı bize. Bitmedi. Yağmurun kesileceği yok. Ama bizim keyfimiz yerinde, sohbet güzel bir de demli güzel çay gelmez mi bunun üstüne. O araba bizi sadece yağmurdan korumadı, o mısırcı sadece bize yüreğini ve şemsiyesini açmadı arabasının içinde minik çaydanlığında hemen demleyiverdiği tazecik, mis gibi kokan, ince belli bardaklarda bir de çay ikram etti. Tabii keyfimiz yerinde ama artık bu iş keyif olmaktan çıktı. Sanki ikimizde de kedere dönüştü. Hani o insan değerlendirme ölçülerimiz var ya, o bir daha alt üst olurken bu mısırcı gibi yüce günüllü nice insanlarımızın geçim sıkıntısını, yine bu insanlarımızın ekmek parasını ne zorluklarla kazandığını ancak bütün bunlara rağmen imkânlarını ne kadar kolay paylaştıklarını… daha bir sürü şeyi düşünüp kaldık.

Yağmur kesildi, biz ayrıldık. O şimdi orada, rızkının peşinde, bir mısır satmak için bekliyor.

Yazar: Necmiye Güneylioğlu Günata
02-06-14
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 2
Zuhal Gedik
Farkında olmakla sorumlu olduklarımız var
Tarih : 03-06-14

Neredeyse hiçbirimiz kendi koymuş olduğumuz insan değerlendirme kalıplarının dışına çıkamıyoruz. insanın kaşı gözü, maddi yanı güzelse cüzdanı kabarıksa mevkisi varsa değerlidir... Standartların dışındaysa bir de paradan yana yoksulsa bir de kimsesi yoksa... O vakit ne değer ifade edecek ki? Nedir insanı asıl değerli kılan? Mısırcı gibi tıpkı farkına varmadığımız ne çok kişinin yanından gelip geçiyoruz her gün. Mesela bir sakatın, mesela görmeyen, duymayan birisinin nasıl bir hayat sürebileceğini, duygularının fikirlerinin neler olabileceğini hiç düşünmeyiz. Oysa zengin, sağlıklı ve şöhretli bir sanatçının ne yaptığını ne yediğini içtiğini ne düşündüğünü hep merak ederiz. Bizlerin değer anlayışı bu iken yaratanımız insanı değerlendirirken kalbe ve takvaya bakıyor. Necmiye Hanım bu hoş yazısı ile bizlere bunları bir kere daha hatırlattı. Yeni yazılarını bekliyoruz.

 
AHMET
HOŞ GELDİNİZ
Tarih : 02-06-14

Necmiye Hanım'a hoş geldiniz diyoruz. Onun edebiyatımız için bir kayıp halka olduğunu düşündüm hep. Israrlarıma direndikçe direndi. Nihayet ilk yazısı geldi. Ama okuyucu kardeşler bu güzel yazının, onun en güzel yazısı olduğunu sanmasınlar. Kepenek altında nasıl yiğitlerin saklandığını inşaallah zaman gösterecektir. Necmiye Hanım, kendi kepeneği ile kendini sakladı. Artık vakti geldi. Yazı yolculuğunda Cenab-ı Hak'tan muvaffakiyetler diliyorum.

 
MISIRCININ YÜREĞİ
Online Kişi: 23
Bu Gün: 418 || Bu Ay: 6.408 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.598 || Toplam Tıklanma: 52.120.133